Aşağılık kompleksinden kurtulmak
Aşağılık kompleksim olduğunu düşünüyorum. Bazı şeyleri başaramadığımda kendime çok kızıyorum. Kendimden nefret edesim geliyor. Ortalama hatta belki daha da altı olduğumu düşünüyorum. Bazen böyle tam kendime güvenim geliyor başaracağım gibi geliyor ama sonuçta yine istediğim şeyi elde edemiyorum. Naparsam yapayım olmuyor. Böyle etrafıma bakıyorum başarılı insanlara ben niye onlar kadar iyi üniversitelere,iyi bölümlere gidemiyorum da hep ortalama yerlere giriyorum o kadar çabalamama rağmen.Böyle olunca aptal ,yetersiz gibi hissediyorum. Bazen biri benimle şakayla dalga geçerken aşırı tepki gösterebiliyorum. İnsanların dedikleri bazen hiç aklımdan çıkmıyor. Bazen insanlar sanki bana hep oyun oynayacakmış, dalga geçecekmiş, arkamdan konuşacakmış gibi geliyor. İyi davranışlarının altında hep kötü şeyler arıyorum. Sanki bana bu kadar iyi davranamazlar gibi geliyor. Ya da ben iyi şeyler yaşayamam gibi geliyor. Bu hislerden kurtulamıyorum. Nasıl kurtulurum?
Bu soru 25 Haziran 2025 09:59 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Genç yaşta duygularını böyle derin bir şekilde fark edip ifade edebilmek, yaşadığın zorluklarla ilgili kendini anlamaya çalışmak ve bunu cesurca paylaşmak çok büyük bir güç göstergesi. Kendini “yetersiz” ya da “ortalama” gibi hissettiğini söylerken bile aslında ne kadar iç görü sahibi olduğunu, ne kadar ince düşünebildiğini ve aslında ne kadar kıymetli bir farkındalık süreci içinde olduğunu fark ediyor musun? Yazdıklarını okurken senin yetersizliğini değil; duygularının yükünü yıllardır tek başına taşıyan, hep çabalamış ama yeterince değerli hissetmemiş, “ben neden böyleyim?” diye kendine yüklenen biri gördüm. Şunu bilmelisin ki hissettiğin bu aşağılık duygusu senin gerçeğin değil, geçmiş deneyimlerinin, kıyaslamaların, hayal kırıklıklarının ve belki de sana hiç öğretilmeyen öz şefkatin bir sonucu.
Aşağılık kompleksi, bir insanın kendisini diğerlerinden daha az değerli, daha yetersiz ve daha başarısız hissetmesiyle ortaya çıkar. Bu duygu, özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde çok derin köklere sahip olabilir. Belki çevrende sürekli olarak başarıya odaklı, sadece sınav notlarıyla ya da kazandığı okulun adıyla değer verilen bir sistemin içinde büyüdün. Belki ailen, öğretmenlerin ya da çevrendeki diğer insanlar sana sürekli daha fazlasını yapman gerektiğini ima etti; ama hiç kimse “şu anda olduğun halinle de yeterlisin” demedi. O yüzden şimdi bir şeyi başaramadığında kendine acımasızca yükleniyorsun. Çünkü iç sesin şöyle söylüyor: “Ancak başarılı olursam değerliyim.” Bu iç sesin seni yönlendirmesine izin verdiğinde, en küçük başarısızlıkta bütün benliğini sorgulamaya başlıyorsun. Oysa değerli olmak, sadece bir sınavdan yüksek almakla ya da çok iyi okullara gitmekle ölçülebilecek bir şey değil.
Aşağılık kompleksi genellikle şu düşüncelerle kendini gösterir: “Ben yeterince iyi değilim.”, “Ben kimim ki bu kadar güzel şeyleri hak edeyim?”, “Ben ne yaparsam yapayım başaramam.” İşin ilginç yanı, bu düşünceler senin doğruların değil; sana zamanla öğretilen, farkında olmadan içselleştirdiğin inanç kalıpları. Belki küçükken biri sana şakayla bile olsa “sen zaten anlamazsın” dediğinde, sen bunu kişisel bir eksiklik gibi aldın. Belki sınıfındaki arkadaşların başarılarını gördüğünde içten içe “ben onlar gibi değilim” dedin. Bu küçük küçük biriken deneyimler, zamanla zihninde bir “ben yetersizim” hikâyesi oluşturdu. Şimdi ise her başarısızlık bu hikâyeyi yeniden yazıyor gibi hissediyorsun.
Senin duygularında en dikkat çeken şeylerden biri, başkalarının iyi niyetine güvenememen. Birisi sana iyi davrandığında “bu kadar iyi davranamaz, bir çıkarı vardır” gibi düşünüyorsun. Bu da aslında senin kendine karşı geliştirdiğin değersizlik inancının bir yansıması. Eğer sen içten içe “ben iyi şeyleri hak etmiyorum” diye düşünüyorsan, dışarıdan gelen iyilikleri de “bana göre değil” olarak algılayabilirsin. Oysa senin birinin iyi davranmasını hak etmek için ekstra başarılı, mükemmel ya da özel olman gerekmiyor. Sadece insan olduğun için bile, saygı, şefkat ve iyilik görmeyi hak ediyorsun.
Şu an zihninde sana sürekli “yetersizsin”, “kimse seni sevmez” gibi acımasız cümleler fısıldayan bir iç eleştirmen var. Bu sesin sen olmadığını fark etmen çok önemli. Bu ses, belki zamanında başka birinin sana söyledikleri; belki de kıyaslandığın ortamların kalıntısı. Artık bu sesi fark etmeli ve ona karşılık daha gerçekçi, daha şefkatli bir ses geliştirmelisin. Örneğin, “Bu sınav kötü geçti ama bu benim değersiz olduğum anlamına gelmez” gibi cümlelerle içsel dengenin kontrolünü tekrar ele alabilirsin.
Başarı görecelidir. Sen şu anda başka insanların kazandığı okullara, aldığı derecelere bakarak kendini ortalama hissediyor olabilirsin. Ama senin başarı tanımın sadece bunlarla mı sınırlı? İyi bir insan olman, duygularını bu kadar güzel ifade edebilmen, kendini anlamaya çalışman, başkalarına duyduğun saygı- bunlar da başarıdır. Başarı, sadece rekabetle ölçülmez. Kendi hikâyene odaklandığında, senden başka kimsenin seninle yarışamayacağını fark edersin.
“Ben neden böyle hissediyorum?” diye kendine kızmak yerine, “Bu duygularım neyi anlatmaya çalışıyor?” diye sor. Kendini kötü hissettiğinde bu duyguyu bastırma, görmezden gelme. Onu anlamaya çalış. Bazen bir ağlama, bazen bir günlük yazma, bazen bir yürüyüş bile içindeki sıkışıklığı çözebilir.
Şu an yaşadıkların sadece bir “düşünce yanılgısı” değil, aynı zamanda derin duygusal yükler barındırıyor. Bunu kendi başına çözmeye çalışmak çok yorucu olabilir. Bu yüzden bir psikologtan destek almak sana çok iyi gelecektir. Aşağılık duygusu üzerine çalışmak, kişinin öz değerini yeniden inşa etmesini sağlar. Bu süreç, kendinle çok daha sağlıklı bir ilişki kurmana yardımcı olur.
Gün içinde yaptığın en küçük şeyleri bile başarı olarak görmeye başla. Bir gün yoğun duygularına rağmen okula gitmek bile bir başarıdır. Arkadaşına destek olmak, kitap okumak, duygularını ifade etmek… Bunların hepsi senin içsel gelişiminin parçalarıdır. Bu farkındalık seni yavaş yavaş özgüvenli bir noktaya taşır.
Son olarak, sana şunu hatırlatmak isterim: Şu an içinde olduğun bu karanlık duygular, sonsuza kadar sürecek duygular değil. Sen kendini tanımaya, anlamaya ve iyileştirmeye niyetlisin. Bu en büyük başlangıç. Kendi değerini fark ettikçe, kimseye kendini ispatlamak zorunda kalmayacaksın. Sana içtenlikle söylüyorum: Sen sandığından çok daha güçlüsün, çok daha değerlisin ve bu dünya seni sen olduğun halinle de sevebilir.
Unutma: Sen bir başkasının sana biçtiği etiketlerden ibaret değilsin. Sen, kendinle barışan, iyileşmeye niyet eden güçlü birisin.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları yeni bir soru oluşturarak sorabilirsin.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel