Aşık olduğum kişiyi nasıl unuturum?
Birisine hiç beklemediğim bir anda aşık oldum ve onun için çok çabaladım başlarda bir şey olmuyordu ama sonra beni fark etti sonra bakışmaya başladık,işte bana uzun uzun bakıyordu heyecanlanıyordu ele ayağına dolaşıyordu bende bir kaç ay sonra arkadaşlarımın gazıyla ondan hoşlandığımı söyledim ve kaçtım onu dinlemeden, yanlış anlaşılmalar çok oldu ancak ben çok çabaladım ve o hiç çabalamadı sadece baktı tebessüm etti bende kırıcı sözler kullandım ama arkadaşı aşık olduğun biri var mı diye sorduğunda yok bee demiş bende o hırsla yazdım işte sen benimle oynadın derken o hiç bir şey yazmadı ve ben gene kalakaldım zaten arkadaşlarıda beni görünce dik dik bakıyor ben gerçekten ne yapacağımı bilemiyorum çok yoruldum onun hem beni sevmesini çabalamasını istiyorum hem de unutmak istiyorum çünkü artık kalbime ağrılar giriyor dayanamıyorum bir insan neden sevmediği bir insan için hem heyecanlanır ve sonra yazıncada kaçar ki gerçekten yapamıyorum artık çok kötü durumdayım aklım hep ona kayıyor o da zaten biraz kaçtıktan sonra yanıma geliyor sadece bakıp gidiyor çok yıprandım
Bu soru 26 Mayıs 2025 16:40 tarihinde Psikolog M. Çağla Karataş tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba sevgili danışan,
Yazdıklarını büyük bir dikkatle okudum. Kalbinizin ne kadar dolu olduğunu, yaşadığınız çelişkili duyguların nasıl yorucu hale geldiğini hissetmeye çalıştım. Aşık olmak, özellikle de hiç beklemediğimiz bir anda ve bu kadar derin duygularla karşılaştığımızda, kalbimizin alışık olmadığı bir yoğunlukla baş başa kalmak gibi olabilir.
Aşk, duyguların saflığı, çaba, heyecan bazen incinmişliği içine alabilen bir duygudur. Çoğu zaman bir karşılık beklemeden içimizden taşan bir his gibi gelir. Bazen biriyle aranızda öyle ince bir elektrik olur ki, ne olursa olsun zihniniz ondan kopamaz. Sıkışıp kalmışlık hissi ile, bir yandan “Keşke o da aynı duyguları taşısa” ümidi arasında gidip gelmek yoruculuğu da beraberinde getirebiliyor. Siz de tam bu ikilemde kalmış gibisiniz; bir yandan unutmak istiyor, bir yandan hâlâ onun dönmesini, sevmesini istiyorsunuz. Bu duyguların hepsi çok insani ve çok anlaşılır. Duygunuzu doyasıya yaşayabilmek bazen de böyle hissettirebilir.
Bir bakış, bir tebessüm, bir heyecan anı, içimizde koca bir kelebeği yaratır. Bu kelebek bize büyük anlamlarıyla gelir. Karşıdan gelen o bakışlarda biz ne hissettiysek, karşı tarafın da aynı şeyleri hissettiğine inanmak isteriz. Fakat bazı insanlar duygularını ifade etmekte zorlanabilir ya da gerçekten hissettikleri şey ile bizim gördüğümüz şey aynı olmayabilir. Belki o da ne hissettiğini bilmiyordu, belki hoşlandı ama adım atmaktan korktu, belki de sizin hissettiğiniz yoğunluğu hissetmedi. Bu soruların net bir cevabı olmayabilir ama bir gerçek var ki; bu belirsizlik sizi çok yormaya başlamış.
Yanlış anlaşılmalar, kaçmalar, kırıcı sözler, sonra yeniden umut… Hepsi duyguların çok yoğun yaşandığı ilişkisel döngülerin bir parçası olabilir. Gerçekler ve beklentiler aynı olmadığında beden ve ruh bir mola isteyebiliyor. O esi verip düşünmeye başlamak sonucunda almak istediğimiz ya da olacak olan sonucu daha hızlı görmemize yardımcı olabilir.
Duygusal yakınlık, iki kişinin birlikte emek verdiği bir süreçtir. Tek taraflı hissedildiğinde ya da sadece bir taraf çabaladığında bu ilişki dengesi bozulur ve bu da zamanla yorgunluk ve kırgınlık yaratır. Siz elinizden geleni yaptığınızı hissetmişsiniz ve buna rağmen onun size yaklaşmaması, üstüne bir de arkadaş çevresinden gelen bakışlar ve sessizlik sizi oldukça yıpratmış gibi görünüyor. Bu noktada kendinize yüklenmeniz, kendi değerinizi sorgulamanız ise aslında bu yorgunluğun bir yansıması olabilir.
Siz hissettiklerinizi bu kadar açık ve dürüst bir şekilde ifade edebiliyorsanız, bu duygusal yoğunluğu taşıyabilecek kadar güçlü bir yanınız da vardır. Belki şu anda çok kırgın, çok yorgun hissediyorsunuz ama bu duygular zamanla hafifleyebilir.
Bu noktada vereceğiniz duraklamada duygularınız hakkında düşünmek size iyi gelebilir. Hoşlandığınız kişinin size olan davranışlarını gerçekler, sizin yapmasını istediğiniz şeyi beklentiler olarak listeleyebilirsiniz. Yazacaklarınız arasındaki uyum ya da uyumsuzluk belki de dışardan bir gözle düşünebilmenize yardımcı olur.
Eğer içinizde durduramadığınız istekleriniz varsa ve bu beklentiler gerçekleşmiyorsa odağınızı bir süre ondan çekip kendinize verebilirsiniz. Bunun için belki de her aklınıza o kişi geldiğinde, bir kağıda kısaca o an ne hissettiğinizi yazın; sonra da hayatınızda size huzur veren, detaylarla yazınıza devam edin. Kendinizde sevdiğiniz şeyleri, mutlu olduğunuz anları yazarak duygularınızın odağını başka bir yöne çevirmek duygularınızın yoğunluğunu hafifletmeye yardımcı olabilir.
Kendinize, hislerinize biraz şefkat gösterebilmek; ilk küçük adım olabilir.
Dilerseniz yaşadığınız bu yoğun süreci biraz daha derinlemesine keşfetmek için yazmaya, soru sorarak anlatmaya devam edebilirsiniz. Çünkü bazen bir duygunun içinden geçmek, onu yenmenin ilk adımıdır.
Sevgilerle...