aşırı düşünen biri olmayı nasıl aşarım
Merhaba, iliskimde sürekli olarak anlaşılmadığım ve çok üzüldüğüm için zor da olsa ayrılma kararı aldım haklı olmama rağmen bu durum bana çok ağır geliyor ve sürekli düşünmekten çok yoruluyorum devamlı olarak sosyal medya hesaplarına bakıyorum ve gözüm devamlı olarak telefonda aramasını istemediğimi söyledim fakat sürekli aramasını bekliyorum sabah akşam aklima o geliyor ve düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum iliskimde devamlı olarak iletişim halinde kalmak isteyen biriydim fakat karşımda ki insan sürekli olarak tartışma çıkarttığımı düşündü bu yüzden söylediklerimi anlamadığı için ve göz ardı ettiği için ayrılmak zorunda kaldım çok düşünüyorum nasıl aşabilirim bu durumu
Bu soru 12 Mayıs 2025 22:01 tarihinde Psikolog Ezgi Aydın tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhabalar sevgili danışan,
Öncelikle burada soru sorma cesareti göstermeniz, kendiniz buraya açmanız çok çok kıymetli… yazdıklarınızı okuduğumda anlıyorum ki, her kelimenizde o duygusal karmaşanın izleri var aslında. Bir yandan doğru olanı yaptığınızdan emin olmaya çalışırken, bir yandan da içinizden bir parça hâlâ eski alışkanlıklara ve o bağa tutunmaya meyilli gibi… Bu ikili his gerçekten yıpratıcı olabilir, hele ki ilişkide bu kadar görünmez ve duyulmaz hissetmişken.
Bu kadar duygusal emek vermişken, karşılığında anlaşılmamak, değer görmemek insanın iç dünyasında derin bir boşluk bırakabilir.
Sürekli sosyal medyayı kontrol etme veya telefonunuzu elinizden bırakamama hali… O kadar tanıdık ki, pek çok kişinin ayrılık sonrası yaşadığı bir döngü bu. Belki de içinizde hâlâ bir cevapsızlık, “Keşke bir şeyler farklı olsaydı…” diye kalan bir umut var, kim bilir. Söylediğiniz gibi; hem uzaklaşmak istiyorsunuz, hem de karşı taraftan bir işaret, bir arama arıyorsunuz… İnsan zihninin oyunları bazen gerçekten şaşırtıcı olabiliyor.
Burada önemli olan, zihninizin neden hala o kişiye yöneldiğini fark etmeye çalışmak olabilir. Acaba neyin tamamlanmadığını düşündüğünüz için bu döngü devam ediyor? Aranma beklentisi, belki de görülme isteğinizin en yalın hali olabilir mi?
İletişim kurma ihtiyacınız çok anlaşılır. Özellikle ilişkide kendimizi sürekli anlatmak, duyulmak, anlaşılmak isteriz. Karşı tarafın o an sizi anlamadığını hissetmeniz ise belki de şimdi ardı ardına düşünce bombardımanı yaşamınıza sebep oluyor. Düşünceler sarmalının içine çekilmiş gibisiniz şu an. Belki de en zoru, “Beni görmedi, duymadı, şimdi ben neyle baş başayım?” hissiyle baş etmek…
Bu aşırı düşünme hali çoğu zaman, zihnineksik kalan hikayeyi tamamlamaya çalışmasından kaynaklanır. Ancak bazı hikayeler yarım kalır ve bazen yapılabilecek tek şey eksik haliyle o anıya saygı duymak olur.
İşte böyle anlarda kendinize biraz daha nazik yaklaşmanız gerekebilir. Bunu bir hesaplaşma ya da hemen aşılması gereken bir yara gibi görmek çok baskılayıcı oluyor, biliyorum. Bazen insan sadece acısını taşıyabilmek ister, çözüm bulmaktan da öte… Şimdiye kadar çok düşündünüz; belki de biraz da hislerinize şefkatle yaklaşmanın zamanı gelmiştir.
Şöyle kısa bir egzersiz önermek isterim, eğer içinizden gelirse: Bir defter alın, aklınıza gelen o yoğun düşünceleri tıpkı biriyle sohbet ediyormuş gibi yazın. Sakın düzeltmeye ya da anlamlandırmaya çalışmayın. Akıp gitmesine izin verin. Hatta yazdıktan sonra bir süre defteri kapatıp kendinizi kısa bir yürüyüşe ya da nefes egzersizine yönlendirmek iyi gelebilir.
Aşırı düşünmek dediğimiz şey, bazen sadece zihinsel değil, bedensel bir alarm halidir. O yüzden fiziksel olarak da kendinize iyi gelecek küçük rutinler örneğin yürüyüşler, duş almak, bedeninizi rahatlatmaya yönelik eylemler bu döngüyü hafifletmeye yardımcı olabilir.
Bütün bu yaşadıklarınızın sizin değerinizle ya da sevilmeye layık olup olmamanızla hiçbir ilgisi yok. Ayrılıklar, özellikle de duygusal olarak çok bağlandığımız ilişkilerden çıkarken, hafifletici bir yol bulmak çok güç oluyor. Kendinizi sürekli sorgulamanızın ardında, içinizde hâlâ yarım kalmış bir anlatı olabilir. Zaman içinde, belki de kendi dostluğunuzu, kendi güçlü taraflarınızı yeniden keşfetmeye başladıkça, bu düşünceler yavaş yavaş gevşeyebilir.
Şimdiye kadar yaşamış olduğunuz tüm bu karmaşadan çıkmak hemen mümkün olmayabilir, fakat bu zihin yoğunluğunun da zaman zaman soluk almak isteyeceği günler olacaktır. Ne zaman içinizden gelse, kendinize “Ben bu duygudayım ve bu geçmek zorunda değil; sadece akıp gitmesine izin vereceğim,” demeyi deneyin. Bazen insanın en çok ihtiyacı olan, kendi yanında yargısızca durabilmek…
Unutmayın, duygular sizi zayıf biri yaptıkları için değil, insan olduğunuzu hatırlattıkları için vardır :)
Daha fazla sormak istediğiniz sorularınız var ise, yeni bir soru oluşturabilirsiniz.
Kendinizden hak ettiğiniz değeri esirgemediğiniz, sorunlarla başa çıkabilecek gücü kendi içinizde keşfedebildiğiniz sağlıklı günler dilerim.
Sevgiler,
Psikolog Ezgi Aydın