Romantik İlişkiler

Bazen aklıma gelmesi normal mi?

Gizli Kullanıcı18 Kasım 2025 08:45

merhaba betül hocamm

ben 2022 senesinde sosyal medyadan bi çocukla konuşmaya başladım. benden 5 yaş küçüktü. ben onun yaşlarındayken hiç o tarz da bir erkekle iletişim kurmamıştım sevgilim olmadı... O benim bir nevi içimdeki o çocuğa dokundu sanırım.. bana çok iyi geliyordu. ama zamanla ben bağlandım hayaller kurdum. ama o bana bizden olmaz yaş farkı mesafe farkı kültürel farklılar var dedi amacı zaten ciddi değildi evet benim de değildi ama sonradan işte ister istemez ona alıştım ve en önemlisi bir erkeğe güvenip kendimi açtım. genelde kimseyle bu kadar süre konuşmazdım. 2 buçuk sene konuştum ama dolu dolu değildi işte.....

bana hiç yapmayacağım şeyler yaptırdı hep kontrol ediyodum onu wp den ve instadan.. kimi ekliyor acaba onunla bununla konuşuyomu vs vs.. diye.. çok yıprandım hem de bir hiç uğruna zten ciddi değildi benle ben niye buna bu kadar anlam yükledim diye sordum hep kendime ama ilkti benim açımdan ve güvenmiştim sanırım ondan biraz da kendiimi onda buldum benzer yanlarımız vardı çünkü fazlasıyla, en son 1 ay önce zaten yine bir hata ettim bana yazdı aradı tartıştık ve engelleştik.. arada aklıma geliyor. keşke böyle olmasaydı diyorum. onun yüzünden saçma şeyler yaptım hem de hiç değmeyecek birine. beni çok tetikledi ve kaygılandırdı ama umrunda değildim bence hiç.

Bu soru 18 Kasım 2025 11:18 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba sevgili danışan,


Yazdıklarını dikkatle okudum. En çok dikkatimi çeken şey; bu yaşadığın sürecin seni ne kadar yormuş, ne kadar tüketmiş ve ne kadar içsel bir karmaşaya sürüklemiş olduğu… Tüm bunlara rağmen kendini anlamaya çalışman, “Neden bu kadar etkilendim?” diye sorgulaman aslında duygusal farkındalığının çok yüksek olduğunun bir göstergesi. Bazen bir insan hayatımıza girer, çok kısa ya da çok yüzeysel bir ilişki bile olsa içimizde yıllarca dokunulmamış bir yere dokunur. O yüzden bu kişiyi aklından tamamen silmekte zorlanman, arada aklına düşmesi ya da “keşke böyle olmasaydı” diye düşünmen sandığından çok daha normal.


Bu bağ kurma sürecinde asıl acıtan şey aslında onun kim olduğu değil; onun sende açtığı kapıydı. Yazdıklarında en çok dikkat çeken tema, onunla ilişkinde yalnızca romantik bir bağ değil, aynı zamanda daha önce kimseye açmadığın taraflarının görünür hale gelmesi. Belki hayatında ilk kez birine güvenmiş olmanın, ilk kez iç dünyanı paylaşmanın, ilk kez kalbini açmanın verdiği o özel his… Aslında özlediğin şey çoğu zaman onun kendisi değil; sende uyandırdığı duygu, kalbinde yeniden canlanan bağlantı ihtiyacı, görülme ve anlaşılma hissi. Bu nedenle aklına gelmesi, arada onu düşünmen, “Bitti ama neden hâlâ içimde bir yer bir şey hissediyor?” diye sorman tamamen içgüdüsel ve iyileşme sürecinin doğal bir parçası.


Bu ilişki sana çok fazla kaygı yaşatmış. Kontrol etme davranışın, sürekli takip etmen, kimleri eklemiş diye bakman aslında değersiz hissettiğin ya da güvende olmadığın için ortaya çıkan davranışlar. Birini sürekli kontrol etmek bazen “onu kaybetme korkusu”ndan değil, “kendimi neden bu kadar riske attım, neden bu kadar açıldım, ya kırılırsam?” kaygısından gelir. Bu adamın umurunda olmadığını düşünmek de yaralayıcı olmuş senin için. Çünkü aslında umursanmak istedin. Birinin senin duygularını taşımasını, değer vermesini, bağ kurmasını istedin. Bu karşılık bulmayınca da kendine çok yüklenmişsin; “Neden ona anlam yükledim?”, “Neden böyle yaptım?”, “Neden bu kadar bağlandım?” diye. Ama şunu bil ki: Bağlanmak bir hata değildir. Sadece yanlış kişiye denk geldiğinde acıtır.


İçinde “keşke böyle olmasaydı” diye bir sızı kalması çok anlaşılır çünkü bu ilişki tamamlanmamışlık hissiyle bitti. Bir yanda sana çok iyi gelen bir taraf var, bir yanda tetikleyen ve kaygılandıran tarafı. Bu ikili duygu zaten ayrılıklarda en çok zorlayan şeydir. Zihin bitmiş olana tutunmayı istemez çünkü bu kişi üzerinden kendi duygusal ihtiyaçlarını keşfettin, kendi eksik kalmış taraflarına ışık tuttun. O yüzden aklına gelmesi sağlıksız bir şey değil; iyileşme sürecinde beyninin anlamlandırma çabası.


Bir diğer önemli nokta ise, yazdıklarında güçlü bir “kendimi onda buldum” vurgusu var. Bu çok kıymetli ama aynı zamanda çok kırılgan bir bağlılık şekli. Genellikle çocukluktan gelen yalnızlık hissi, görülme arzusu ya da duygusal açlık yaşayan kişiler, kendilerine benzer acıları taşıyan biriyle karşılaştıklarında çok hızlı bağlanabiliyor. Belki de onunla kurduğun bağ bir “tamamlama” gibiydi; sanki onda eksik parçanı buluyormuşsun gibi. Bu da ayrılığı daha zor hale getirmiş olabilir.


Bugün hâlâ aklına gelmesi, hâlâ ara ara özlemen, hâlâ “acaba?” diye düşünmen seni zayıf ya da çaresiz yapmaz. Bu yalnızca insan olmanın, bağ kurmanın ve kaybetmenin doğal bir yansıması. Kalp bir anda kapanmaz, özellikle de hayatında ilk kez açıldığı kişiyse.


Bu noktada kendine şunu sorabilirsin:

“Ben bu insanda neyi seviyordum? Kendisi miydi, yoksa bana hissettirdiği şeyler mi?”

Çoğu zaman yanıt ikinci seçenek olur. O hisler, başka biriyle de, daha sağlıklı bir bağda da yeniden yaşanabilir. Şu an yalnızca zihnin o duyguları ilk yaşadığın yere dönüyor.


Bu süreçte yapabileceğin en kıymetli şeylerden biri kendine zaman tanımak. Zorlayan duyguları bastırmaya çalışmak yerine onları sakince fark etmek, yazmak, üzerine düşünmek. Bazen terapi süreci özellikle bu tür ilk bağlanmaların, ilk kırılmaların, ilk duygusal açılmaların anlamlandırılmasını çok kolaylaştırır. Çünkü kökte çoğu zaman yalnızlık, değersizlik, terk edilme ya da sevilmeye layık olmadığına dair eski inançlar yatar. Bir psikologla çalışmak tüm bu bağlanma döngüsünü daha güvenli bir şekilde çözmene yardımcı olur.


Ayrıca yaşadığın bu yoğun kaygı, kontrol etme davranışları ve değersizlik hisleri zaman zaman bir psikiyatrist desteğini de gerekli kılabilir. Sadece “ilaç” için değil; kaygı seviyen, uyku düzenin, yeme iştah gibi alanların da düzenli olması için profesyonel bir değerlendirme almak iyi gelebilir.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları sorabilirsin.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

💪 Psikoloğun Önerdiği Egzersizler

1
4-7-8 Nefes Tekniği
4-7-8 nefes tekniği, bedenin doğal gevşeme tepkisini harekete geçirerek stresi azaltan, uykuya geçiş...
Nefes Egzersizleri⏱️ 3 dakika
Psikoloğun Notu: Bu egzersizin size iyi geleceğini düşünüyoruz.
Egzersizi açmak için tıklayın →
2
Bulut Meditasyonu
Bulut meditasyonu, zihinden geçen düşünceleri yargılamadan fark edip nazikçe bırakmayı öğretir. Düşü...
Meditasyon⏱️ 4 dakika
Psikoloğun Notu: Bu egzersizin size iyi geleceğini düşünüyoruz.
Egzersizi açmak için tıklayın →

Cevaplanmış benzer sorular