Psikoloji

Ben borderline mıyım?

Gizli Kullanıcı7 Temmuz 2025 08:51

Merhaba ben buraya bir soru yöneltmiştim karşılığında kaygılı bağlanmaya veya borderline yapılanma örüntüsü olabilir şeklinde bir cevap geldi biraz araştırdım. Terk edilme konusunda yalnız kalma konusunda çok büyük korkularım var evet. Hikayemi şöyle özetleyeyim. Ben lisede kaldım. O dönemden sonra başarısız oldum diye sürekli sabah okula giderken öğürme kusma şikayetlerim başladı.

Bedenimin alarmı bozulmuş gibiydi o günden sonra daha sonra üniversiteye geçtim liseden beri beraber olduğum erkek arkadaşım vardı. Sürekli bana yalan söylüyordu. Kız arkadaşıyla buluşmak için terk edilme kaygım çok yoğundu. O dönem yurtta çok mutsuzdum sürekli mide bulantısı kaygı yaşıyordum bulunduğum ortamı sevmiyordum. Daha sonra mezun olup geldim erkek arkadaşım bana bu yalanları sürdürmeye başladı. Daha sonra beni çok kısıtlıyorsun diyerek aldatarak ayrıldı benden. O dönem çok arkadaşım yoktu yalnız kalmıştım sınava hazırlanıyordum kusma öğürme çok oldu işe başladım bu sebepten dolayı işimden oldum. Evde kendimi izole ediyordum hep. Birkaç arkadaşımla görüşüyordum sonra karşıma biri çıktı onunla bir ilişkiye başladım baştan kıyafetlerimden fedakarlık ettim çünkü gerçekten mutlu olmak istiyordum. O kişide eski ilişkisini unutamamış meğerse mesajlar resimle çıktı telefonundan ben eğer bınların bir anlamı yoksa çabalayacaksan devam etmeye hazırım dedim.

O da tamam dedi. Bana yapma dediği şeyleri kendisi yaptı. Sürekli bir yalan bir şeyler gizleme eğilimindeydi. Ben de neden devam ettim bilmiyorum hep düzelir düzeltiriz mantığıyla ilerledim. Bir baktım hala eski ilişkisine dair bir şeyler çıkıyor telefonundan en son ben o gün hiç gülemedim eğlenemedim. İçime kapandım. Yaşadıklarım çok ağır gelmeye başladı. Genelde böyle olur ben tamamen içime kapanırım sessiz sakin biriyim kendimi çok ifade edip savunabilen bir yanım yoktur. O tam tersi çok sosyal girişken biriydi. O ilişkisinden sonra terapiye gitmiş onların notlarını almış onları tuttuğunu söylüyor ama o telefonda hala silinmemiş videolar notlar vs de vardı. Anlamıyordum beni seviyor mu unutamamış mı hala anlamıyordum.. Ben ilk yaşadığım büyük olaydan sonra çok tükenmiştim. Sonra biz ayrıldık. Ben yine büyük bir depresyona girdim kaygılarım çok yoğundu. Ama tamamen kendimi bırakmadım bu süreçte arkadaşlarımın yanında oldum. Ama bazen ruh gibiydim. Bir arkadaşım bana sürekli kendi dertlerini anlatıyorsun diyerek arkadaşlığımızı sonlandırdı. O da terapiye başladı.

Onun da kaybetme korkuları yüksekti. Sürekli bana sanki onun en yakını ben olmalıymışım gibi davranıyordu. Başka arkadaşım olamaz gibi tepkiler veriyordu. Aslında kendimden anlıyordum bunu benim de terk edilme yalnız kalma şemaların var çünkü ayrılıklar hep zor oluyor. Lütfen yardım edin. Borderline olabilir miyim. İntihar düşüncem olmadı. Bir kere lisedeyken benden ayrılırsan hap içerim şeklinde tehdit etmiştim ama çok çocukçaydı baktığım zaman. Sadece genel olarak ortamlarda çok sessizim kendimi açamıyorum pek suskun bir yapım var. Kendimi çözmek istiyorum.

Kaygılarım çok yüksek. Son zamanlarda yaşadıklarım da çok etkili. Eve kendimi izole ettim kimseyle görüşmüyorum değilim aslında görüşecek pek kimse kalmadı. Gülüp eğlenmek dolu dolu bir hayat istiyorum ama kaygılarım bunun çok önüne geçiyor. Ya ben de bir sorun var ya da karşıma çıkan problemli ilişkilerde anlamıyorum. Lütfen yardımcı olun

Bu soru 7 Temmuz 2025 12:31 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,

Anlatımın, hem geçmiş yaşantılarının izlerini hem de bu izlerin bugününe nasıl taşındığını çok açık şekilde yansıtıyor. Ve en önemlisi, bu yoğun duyguların içinden geçerken kendini “çözmeye” çalışman, bu yazıyı bir yardım çağrısından çok bir “iyileşme arzusu”na dönüştürüyor.

Anlattıkların ışığında sana tanı koymam elbette mümkün değil; bu yalnızca birebir terapi sürecinde, kapsamlı değerlendirmelerle yapılabilecek bir iştir. Ancak yaşadığın örüntüleri anlamlandırmak, nelerle karşı karşıya olabileceğini konuşmak mümkün.

Ve evet, kaygılı bağlanma stilin, duygusal regülasyon güçlüklerin ve zaman zaman yaşadığın “boşluk hissi – içe kapanma – yoğun terk edilme korkusu – değersizlik” dalgalanmaları; bazı kişilik yapılanmalarını düşündürebilir. Bunlar arasında duygudurum odaklı, sınırda (borderline) özellikler de olabilir. Ancak bu bir etiket değil; tam tersine bir “anlama haritası”dır. Aşağıda bu haritayı senin için daha açık kılmak istiyorum:

Terk Edilme Kaygısı ve Bağlanma Dinamikleri

Yaşam öykünde tekrar tekrar karşımıza çıkan bir tema var: "Terk edilme." Bu, yalnızca ilişkinin bitmesi değil; sevdiğin, güvendiğin birinin, seni anlamadan, belirsizlikler içinde, çoğu zaman da ihanetle senden uzaklaşması anlamına geliyor.

Ve bu tekrarlar, bilinç dışında şu inancı pekiştirmiş olabilir:

"Sevilmek istiyorsam, susmalıyım. Uyumlu olmalıyım. Fedakârlık etmeliyim."

Ama her ilişki deneyimi seni biraz daha içe çekmiş, yalnızlaştırmış ve bedeninde fiziksel bir alarm sistemi başlatmış. Kusma, öğürme gibi belirtiler, yalnızca stres değil, bağlanma sisteminin bozulduğuna dair bedenin verdiği sinyaller.

Borderline Yapılanma Olabilir mi?

Tanımladığın yaşantılar (yoğun duygusal iniş çıkışlar, ilişkilerde değer ve değersizlik arasında gidip gelmeler, yalnızlıkla baş edememe, bastırılmış öfke, kimlik karmaşası, geçmişi bırakamama ve duyguların zihninde hızla şekil değiştirmesi) zaman zaman borderline özelliklere işaret edebilir. Ama bu demek değildir ki, sen bir "kişilik bozukluğuna sahipsin."

Klinik psikolojide bunu şöyle ayırırız:

– Yapılanma düzeyi (kişiliğin nasıl işlediği)

– Belirti düzeyi (kaygı, depresyon, travma belirtileri)

Senin örüntün, özellikle duygusal alanda “sınırda işleyiş” diyebileceğimiz özellikler taşıyor olabilir. Bu da ilişkilerde:

Yoğun bağlanma ama aynı zamanda derin kırılganlık,

Birinin seni bırakma ihtimali karşısında benliğinin darmadağın olması,

Bir olaydan sonra kendini tamamen geri çekme ve yok sayma eğilimi,

Karşındaki kişiye hem çok bağlı hissedip hem de ona karşı öfke biriktirme gibi haller yaratabilir.

Fakat intihar davranışı, kendine zarar verme, ani dürtüsel tepkiler veya yoğun kimlik dağılması gibi sınırda kişilik bozukluğu tanısı için temel bazı kriterlerden söz etmiyorsun. Bu nedenle kişilik yapılanmanda “borderline özellikler” olabilir ama bu tek başına bir tanı koydurmaz.

Senin Gerçek Gücün

Yazdıkların, yaşadığın tüm hayal kırıklıklarına rağmen hayatta kalma becerinin, içgörü kapasitenin ve öz farkındalığının yüksek olduğunu gösteriyor. Bu çok kıymetli. Duygularına isim verebiliyor, yaşadığın döngüleri sorguluyorsun. İşte bu, terapi sürecinde en büyük kaynaklardan biridir. Sadece bunu “tek başına taşımak” artık seni çok yoruyor.

Şimdi Ne Yapmalısın?

Terapiye başlamak ya da devam etmek: Özellikle duygusal regülasyon (duygu düzenleme), bağlanma travmaları ve kişilik yapılanması üzerinde çalışan bir klinik psikolog ile bu örüntülerin üzerine güvenli bir alanda çalışmak çok rahatlatıcı olur.

Duygu günlüğü tutmak: Günlük yaşadığın tetikleyicileri, fiziksel tepkilerini, düşüncelerini ve davranışlarını gözlemle. Bu, duygu-davranış döngülerini fark etmene yardım eder.

İlişkisel farkındalık: Karşılaştığın kişilerde benzer örüntüler olduğunu söylüyorsun (yalan, manipülasyon, duygusal mesafe). Bu noktada sınır çizebilme becerileri, terapide en çok çalışılan alanlardandır.

Özşefkatle yaklaşmak: Şu an izole hissetmen, geçmişteki kırılmalarla bağlantılı. Bu sessizliğin içinde kendine yüklenmek yerine, “beni anlayacak ilişkiler kurmak istiyorum” diyerek adım adım güvenli bağlar kurabilirsin.

Kaygı, eksiklik değil – iyileşmek isteyen zihnin işaret fişeğidir.

Sen bozuk değilsin. Ama uzun süreli duygusal ihmalin, güvensiz bağların ve hayal kırıklıklarının içini sarstığı bir dönemdesin.



Uzm. Klinik Psk. Elif Kızılkaya

alinti

Güzelce açıklayarak önemseyerek kendimi anlamama yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ederim. ♥️