Aile

Ben mi düzene ayak uyduramıyorum?

Gizli Kullanıcı22 Mayıs 2025 07:48

6 Şubat depreminde annemi ve babamı kaybettim ve daha sayısız sevdiğim insanları. O gün hayat bitti sandım çünkü depremden tam bir ay önce annem kadar sevdiğim babaannemi kaybetmiştim o gün “babaannemde böyle canım yandıysa ben annemle babamı kaybedersem yaşayamam” dedim. 2 yıl geçti hala ölmedim. Çok istedim ölmeyi çünkü sebep bulamıyordum boşluğundan çıkmak için gerçi çıkmak istiyor muydum orası da meçhul. Ama hep kendi kendime belki inanç gereği kendimi avuttum köpeğime tutundum ablama tutundum bu günlere geldim öyle ya da böyle yaşadım tabi ne kadar yaşamak denirse…

Şu an 4 aylık evliyim eşimle 5 senelik bir ilişkimiz vardı zor zamanlarımda hep yanımda oldu herkes kendi anladığı kadarıyla destek oldu. Geçer sandığım hiçbir şey geçmedi aksine daha katlanılmaz hale geldi. Artık kimseden tek kelime duymaya tahammülüm yokmuş gibi hissediyorum. Bazen mutfak dolaplarını açıp elimi sürüyerek her şeyi aşağıya indirmek istiyorum içimdeki çığlığı susturmak için.

O kara günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Bazen gözümü açınca rüyaymış bitecekmiş gibi hissediyorum evimde odamda yatağımda babamın üstümü örttüğü anlara gözümü açmak istiyorum. Her şey herkes üstüme geliyor kaldıramıyorum. Eşimin annesi rahatsız elimden geldiğinde destek olmak için çabalıyorum ben anneme şifa olamamışken onun annesine destek olmak için çabalıyorum ama ben sanki eşimle değil ailesiyle evlenmişim gibi hissediyorum artık.

Çünkü yok gibi evet ailesine destek olmalı ama ne bileyim ya herkes önce eş demez mi? Aradaki denge olmadıktan sonra bir önemi var mı? Ellerim ayaklarım kulaklarımın içi Egzama ve asla geçmiyor. Ben böyle yaşamaktan çok yoruldum kime ne yapacağımı bilmiyorum. İş olunca herkesin çağırdığı aradığı insanım ama bi de dönüp sen ne hissediyorsun ne yaşıyorsun demiyor. Daha bir hafta önce ablam annemle babama kavuşacağım diye intihar etmeyi denedi. Şimdi destek alıyor bende yanında onunla gidip geliyorum. Ama kimse içimde kopan fırtınayı görmüyor. Böylesine yaşamak denir mi?

Bu soru 22 Mayıs 2025 11:45 tarihinde Psikolog İrem Gülsün Zengin tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Sevgili Danışanım,

Öncelikle tüm bu duygularla yaşamaya çalışmanın ne kadar zor ve yorucu olduğunu hayal bile etmek çok güç. Yaşadığın kayıplar tarifsiz… Hem zamansal olarak üst üste gelmiş hem de ruhsal olarak seni yıkıma sürüklemiş. Böyle zamanlarda “ben neden hâlâ yaşıyorum?” ya da “yaşamak denirse buna” gibi cümlelerin zihinden geçmesi çok anlaşılır. Çünkü bu kadar büyük acıların, vedaların, çaresizliğin ortasında insan bazen sadece nefes alıyordur ama yaşamıyordur. Sen de buna çok yakın bir yerdesin gibi görünüyor.

İki yıl geçmiş ama yas hâlâ ilk günkü gibi taze, yoğun, hatta belki daha da ağır. Bu da bize gösteriyor ki bu bir patolojik yas olabilir. Patolojik yas, kişinin kayıptan uzun süre sonra bile günlük yaşamını sürdüremeyecek kadar zorlanması, sürekli geçmişte yaşaması, yoğun öfke, suçluluk, boşluk ve çaresizlik duygularıyla baş edememesiyle kendini gösterir. Fiziksel belirtilerle (örneğin geçmeyen egzama) ya da öfkenin bastırılmayıp bedende ifade bulması gibi yollarla da ortaya çıkabilir.

Tüm bu duygularına rağmen, eşine destek olmaya çalışman, ablanın yanında olman, köpeğine tutunman… Bunların hepsi büyük bir içsel dayanıklılığın göstergesi. Ama bir yandan da sanki herkes için bir şeyler yaparken kimsenin sana “Sen nasılsın?” demediği bir yalnızlıktasın. Bu kadar çok kişiye yetişmeye çalışırken kendin görünmezleşmiş gibisin. Oysa birilerinin sana da sorması gerekiyor: Sen gerçekten nasılsın?

Dikkatimi çeken bir diğer ifade ise şu oldu: “Boşluğumdan çıkmak için sebep bulamıyordum, gerçi çıkmak istiyor muydum orası da meçhul…” Bu sözler, varoluşsal bir boşluk yaşadığını gösteriyor olabilir. Yani sadece bir kayıp sonrası acı değil, aynı zamanda yaşama dair anlamın da yitirildiği bir ruh hali. Varoluşçu terapi yaklaşımı, özellikle bu gibi durumlarda çok etkili olabilir. Bu terapi, yaşamın anlamını, acıyla baş etme yollarını, seçimlerimizi ve özgürlüğümüzü sorgular. “Ben kimim?”, “Neden buradayım?”, “Yaşamak ne demek?” gibi sorulara cevap ararken içten gelen bir anlamı yeniden inşa etmemize yardımcı olabilir.

Bu süreci yalnız atlatmaya çalışmak, yükün daha da ağırlaşmasına neden olabilir. Tıpkı ablan gibi senin de profesyonel destek alman çok kıymetli olur. Özellikle travma ve yas konusunda deneyimli bir uzmandan destek almak, yaşadığın duyguları anlamlandırmana, suçluluk duygunu işlemeni ve içindeki fırtınayı dindirmene yardımcı olabilir. Gerekirse bir psikiyatr desteğiyle, bedeninde taşıdığın yükleri hafifletmek de mümkün olabilir.

Ve şunu unutma: İçinden geçen her duygu, yaşadıkların karşısında çok doğal. Ama bu duygularla tek başına baş etmeye çalışmak seni daha çok yorar. Bir uzmana ulaşmak, bu yükü paylaşmak için önemli bir adım olabilir. Çünkü bu dünyada senin de görünmeye, duyulmaya, iyileşmeye hakkın var.

Yaşadıkların seni tüketmiş olabilir ama seni sen yapan şey hâlâ sende: hissetme kapasiten, bağlılıkların, sevgin, içindeki kırılganlık… Bunlar iyileşmenin de kapısını açabilir.

Eğer benim açıklayabileceğim, destek olabileceğim bir konu olursa tekrar ulaşmaktan lütfen çekinme.💜

Sevgilerimle,

Psikolog İrem Gülsün Zengin

Cevaplanmış benzer sorular