Benim bu ruh halim hastalık mı?
12yaşımdan beri kendi kendime konuşuyorum ağlıyorum gülüyorum sanki biri yanımda varmış gibi şu anda 23 yaşındayım ama hep böyleyim evliyim üç çocuğum var sanki onlara iyi bir anne değilim gibi hissediyorum ne yapayım bilmiyorum bazen düşünüyorum tuhaf tuhaf senaryolar aklımda oluşuyor çocuklarıma bağırıyorum anlamıyorum neden böyle olduğumu sonra kendi kendime ağlıyorum üstünden çok geçmeden gülüyorum sanki hiç bir şey olmamış gibi hissediyorum kendi kendime o kadar çok konuşuyorum ki bazen bakıyorum saat 03:00 gecenin yarısı yada bazen sabah oluyor hâlâ ayaktayım ve hâlâ konuşuyorum ama en çokta geçmişim çok kötü geçtiği için sanki iyi geçiyor Muş gibi düşünmem.ben hasta miyim nasıl bu halim le başa çıkabilirim bilmiyorum
Bu soru 7 Temmuz 2025 15:55 tarihinde Klinik Psikolog İrem Aşıkkutlu tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhabalar.
Paylaştığınız deneyimler oldukça derin, karmaşık ve uzun süredir taşıdığınız bir içsel yükün yansımaları gibi görünüyor. Bu durumu açık yüreklilikle paylaşmanız, aslında kendinizi anlamaya ve iyileştirmeye yönelik güçlü bir adım. Bu tür duygularla başa çıkmak kolay değildir ve zamanla kişiyi yorgun, yalnız ve çaresiz hissettirebilir. Ama bu duyguların farkında olmanız ve yardım arayışında olmanız, sizin için çok değerli bir başlangıç.
12 yaşından beri kendi kendinize konuşuyor olmanız, aslında geçmişte duygularınızı ifade edebileceğiniz, sizi gerçekten dinleyen ve anlayan biriyle yeterince temas kuramamış olabileceğinizi düşündürebilir. Bu içsel konuşmalar, belki de zamanında sizi duyan, teselli eden ya da güven veren bir dış sesin eksikliği nedeniyle gelişmiş olabilir. İnsan, kendisini dışarıda ifade edemediğinde ya da duyulmadığında bu konuşmaları kendi içinde sürdürür. Zamanla bu bir başa çıkma yöntemine dönüşür. Duygularını bir başkasına anlatamayan, travmalarını bastırmak zorunda kalan ya da yaşadıklarını paylaşamayan kişilerde bu içsel konuşmaların daha yoğun hale geldiği görülebilir.
Gece geç saatlere kadar konuşmanız, bir türlü dinlenememeniz, zihninizin sürekli dolu olması, sabit bir ruh hali yerine ani ağlama ve gülme geçişleri yaşamanız da ruhsal olarak ciddi bir yorgunlukta olduğunuzu gösteriyor olabilir. Özellikle geçmişin zor geçtiğini ifade etmeniz, travmalarınızın hâlâ zihninizde aktif olduğunu düşündürüyor. Geçmişin yükünü bugün taşımak, kişinin hem ruhsal hem bedensel olarak tükenmesine neden olabilir.
Kendinizi çocuklarınıza iyi bir anne olamıyormuş gibi hissetmeniz, aslında çoğu zaman annelerin yaşadığı bir sorgulama halidir. Ancak sizin anlattıklarınızda bu duygu yalnızca kısa süreli bir suçluluk değil, daha derin bir öz-yargı haline dönüşmüş olabilir. Bu, yalnızca bugün yaşadığınız davranışlarla ilgili değil; geçmişte size nasıl davranıldığı, size neyin değerli hissettirildiği, kendinizi nasıl algıladığınızla da doğrudan ilişkilidir.
Çocuklarınıza bağırmanız, sonra pişman olup ağlamanız ve ardından hiçbir şey olmamış gibi davranmanız, aslında duygusal regülasyon (duyguları düzenleyebilme) güçlüğünü gösteren bir örüntüdür. Duygular çok yoğun yaşandığında ve bastırıldığında, bir yerden sonra taşma yaşanır. Ardından gelen pişmanlık, yine kontrol edilemeyen bir yoğunlukta yaşanabilir. Bu döngü sık tekrar ettiğinde kişi kendine olan güvenini, sabrını ve yeterlilik duygusunu kaybetmeye başlayabilir.
Tüm bunlara bakıldığında bu bir hastalık mı sorunuza yanıt vermek gerekirse bunun için terapi süreci veya psikiyatrik muayaneden geçmeniz gerekmektedir. Ancak anlattığınız belirtiler, uzun süreli bir içsel yalnızlık, bastırılmış travmalar ve muhtemelen geçmişte desteklenememiş, duygusal olarak yalnız kalmış bir çocuğun büyüyüp hâlâ içinden konuşmaya çalıştığını düşündürebilir. Bu sizin “anormal” olduğunuzu göstermez; sadece yardım almaya, görülmeye, duyulmaya ve desteklenmeye ihtiyacınız olduğunu gösterir.
Bu noktada yapabileceğiniz en kıymetli şey, bir ruh sağlığı uzmanından destek almak olacaktır. Bu süreçte geçmişinizi anlamlandırmak, yaşadığınız ani duygusal dalgalanmaların nedenlerini keşfetmek, kendinizle yeniden bağ kurmak mümkündür. Bazen birinin sizi yargılamadan dinlemesi, “neden böyleyim” sorusuna birlikte bakması bile çok şey değiştirir.
Kendi içinizde taşıdığınız o yük, sizin tek başınıza taşımanız gereken bir yük değil. Yardım istemek zayıflık değil, güçlü olmayı seçmektir. Siz bu soruyu sorarak zaten güçlükle yüzleşmeyi seçmişsiniz. Bundan sonrası için yapacağınız her adım, hem sizin hem de çocuklarınızın daha sağlıklı bir duygusal ortamda var olabilmesi için önemli olabilir. Çünkü siz değerli bir annesiniz ve en önemlisi, bu değeri yeniden hissetmeyi hak ediyorsunuz.
Umarım bu cevabım size yardımcı olmuştur. Aklınıza takılan başka sorular olursa bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz.
Sağlıcakla kalınız.
Klinik Psikolog İrem Aşıkkutlu
Harika çok iyi 🤗☺️
Yorumlar
Gizli Kullanıcı
İyiki varsınız çok teşekkür hocam💐ederim herkese tavsiye ederim 💐
7 Temmuz 2025 17:03