Psikoloji

Birini kaybetme korkumu nasıl yenerim

Gizli Kullanıcı2 Kasım 2025 21:39

Birini kaybetme korkusu son bir aydır zihnimde. Sanki paramparça olmuş ve yalnızlıkla baş etmenin ne kadar zor olduğunu iliklerime kadar hissediyorum. Bazen yolda can veren ama son kez kanadını çırpmaya gayret eden yaralı bir kuş gibiyim. Gökyüzü parlak ama ben Sıkışık telaşlı panik ve korkak hallerdeyim ve geçmeyecek sanıyorum hiç bitmeyecek Geçer mi sahiden bugünler biter mi geceler yollar saatler

Bu soru 3 Kasım 2025 17:16 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Gül buket Mınak tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba,

O yaralı kuş benzetmeniz, yaşadığınız duygunun ağırlığını ve yalnızlığını bende de hissettirdi açıkçası. Bir kaybı, ya da birini kaybetme ihtimalini düşünmek; insanın yüreğinde tarifsiz bir sızı bırakabiliyor. O korkunun, içinizde ne kadar derin kök saldığını cümlelerinizden anlaşılıyor.

Çevremizde her şey yolundaymış gibi görünebilir, güneş parlıyor, hayat akıp gidiyor. Ama siz içinizde fırtınalarla uğraşıyorsunuz... Bu kadar yoğun hissettiren şeyin ardında, muhtemelen çok derin bir bağlanma, sevgi ya da geçmişte yaşanmış başka kayıpların izleri olabilir. Kendinizi paramparça gibi hissetmeniz, aslında yaşadığınız güven kaybının, belirsizliğin ve özlemin bir yansıması.

Belki de etrafınızdaki insanlar anlamakta zorlanıyor, ya da "geçer, takma" gibi teselli sözleriyle üzerini örtmeye çalışıyorlar… Oysa siz her saat, her gece, her yol, tekrar tekrar aynı korkuyla tanışıyorsunuz. Bu sıradan bir hüzün ya da geçici bir kaygı değil, tarif ettiğiniz şey bambaşka bir derinlikte.

Şöyle düşünmeye çalışıyorum; birini kaybetme korkusu, aslında sevdiğimiz kişilere ne kadar bağlı olduğumuzu, hayatımızda ne kadar önemli yer tuttuklarını gösteriyor bize. Bazen böylesine yoğun korkular, geçmişte bir kayıp yaşamış olmanın izleriyle de birleşebiliyor. Yaşadığınız panik, sıkışmışlık; bu duyguların öyle hafife alınacak şeyler olmadığını düşündürüyor bana.

Bazı günler, geceler, hakikaten hiç bitmeyecekmiş gibi gelir. Saatler, dakikalar, ağır aksak akar… O sırada yapabileceğiniz tek şey belki de içinizden geçenleri küçük notlarla yazıya dökmek olabilir – bazen bir kalemi elinize almak, iç dünyanızla temas kurmanın güvenli bir yolu haline gelir. Derin üç-dört nefes çekip, gözlerinizi kısa bir süreliğine kapatmayı deneyebilirsiniz. Nefesinizi saymak, anı fark etmek için iyi bir başlangıç konforu sağlayabilir (örneğin burnunuzdan derince nefes alıp, üçe kadar sayın; nefesinizi tutun ve dörde kadar sayın, sonra yavaşça beşe kadar sayarak verin). Bu kadar yoğun duygular içindeyken bedene dönmek bazen küçücük bir rahatlama anı sunabiliyor.

Kimseyi ikna etmek zorunda değilsiniz, hüzünlü veya korkak hissettiğiniz için kendinize kızmanıza da gerek yok. Siz hayatın tam da şimdi, bu halinde, kendinize yer açmaya çalışıyorsunuz. Belki şu anda cevabını bilmiyorsunuz ama zaman zaman bazı fırtınalar durulduğunda, insan kendini daha net görmeye başlıyor. Sizce de, bazen bu kadar sarsıldığımızda aslında başka bir şeylere de dönüşmüyor muyuz? Ne dersiniz?

İçinizden geçenleri, nasıl hissettiğinizi, hatta sormak istediğiniz başka bir şeyi paylaşmak isterseniz buradayım. O yaralı kuşun çabasını, o gökyüzündeki açıklığı birlikte biraz konuşabiliriz. 

💪 Psikoloğun Önerdiği Egzersizler

1
5 Duyu Farkındalık Taraması
5 duyu farkındalık taraması, duyularınızı aktif şekilde kullanarak zihni anda tutar. Görme, dokunma,...
Farkındalık⏱️ 5 dakika
Psikoloğun Notu: Bu egzersizin size iyi geleceğini düşünüyoruz.
Egzersizi açmak için tıklayın →