Birini nasıl affedebilirim
Birini affetmeyi çok istiyorum ama yapamıyorum en ufak sorunlarda çığ gibi büyümesinden yoruldum aşamıyorum annemi affedemiyorum dışardaki anne kız ilişkilerini görünce çok ağlıyorum o anne gibi değil sanki yabancı gibi ve ben bu durumdan yoruldum sürekli kıyaslıyorum benimle vakit geçirmiyor önemsemiyor aldatma konusuyla başladı bizim aramızdaki bu duvarlar ve aşamıyorum olmuyo özgüvensiz sürekli başkasını kıskanan imrenen ağlayan pislik birine dönüştüm yapamıyorum daha fazla
Bu soru 7 Kasım 2025 18:06 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Yaşadığın bu duygusal yük, affetme sürecinin ne kadar karmaşık ve insani bir mücadele olduğunu açıkça gösteriyor. Affetmek, çoğu zaman zannedildiği gibi bir düğmeye basar gibi gerçekleşmez; bilakis kişinin iç dünyasında, geçmişte yaşadığı kırılmalarla defalarca yüzleşmesini gerektiren uzun bir süreçtir. Özellikle bu kırılma, bir ebeveynle yani insanın en temel güven ve sevgi kaynağıyla yaşandığında, affetmek yalnızca birini bağışlamak değil, kendi iç dünyandaki yaralarla barışmak anlamına gelir.
Senin yaşadığın öfke, kıyaslama, imrenme, üzüntü ve özgüven sarsıntısı; aslında çözümlenmemiş bir bağlılık yarasının dışavurumu. Çocuklukta, sevgi ve güven ihtiyacının yeterince karşılanmadığı ya da ihanet gibi güveni temelden sarsan bir olay yaşandığında, kişi kendini değersiz, sevilmeye layık olmayan veya yetersiz hissetmeye başlayabilir. Bu his, zamanla “neden ben böyle bir anneye sahibim” sorusuna, hatta “ben neden yeterince iyi bir evlat olamadım” suçluluğuna kadar uzanabilir. Fakat burada unutmaman gereken önemli bir gerçek var: bu yaşadıkların senin hatan değil.
Annenin davranışları onun kendi duygusal eksiklikleriyle, kendi geçmişinden getirdiği yaralarıyla ilgilidir. Ancak bu farkındalık, otomatik olarak affetmeyi getirmez; çünkü duygular mantıktan daha derin bir yerde yaşar. Affetmek için önce “anlamak” gerekir ama anlamak, yaşananları onaylamak anlamına gelmez. Senin kırıldığın, öfkelendiğin, eksik kaldığın her şey geçerlidir ve duygularının var olma hakkı vardır. Kendini bu duygular yüzünden yargılamak yerine, onları birer “iyileşme sinyali” olarak görmeye çalış.
Kendine yönelttiğin sert sözler “özgüvensiz, kıskanan, pislik biri oldum” gibi ifadeler aslında annenle yaşadığın ilişkideki değersizlik hissinin bir yankısı. Bu, senin özünde böyle biri olduğunu değil, uzun süredir bastırılmış acının dışa vurulduğunu gösteriyor. Kendine şefkatle yaklaşmayı öğrenmek, bu döngüyü kırmanın ilk adımıdır. Çünkü içsel barış, başkalarını affetmeden önce kendini affetmekle başlar. Senin de belki affetmen gereken kişi annen kadar, o acı içindeyken elinden geleni yapamayan kendin olabilir.
Bir noktada affetmek, anneni haklı görmek değil; kendi hayatını geçmişin zincirlerinden özgürleştirmektir. “Ben artık bu acının rehini olmak istemiyorum” diyebilmenin bir ifadesidir. Bu süreçte, annenle sınır koymak, duygularını açıkça ifade etmek veya iletişimi sınırlamak da affetmenin önüne geçmez bazen tam tersine, içsel gücünü yeniden inşa etmenin bir parçasıdır.
Bu yolda ilerlerken profesyonel destek almak, duygularını düzenlemeyi ve geçmişle barışmayı öğrenmende çok faydalı olabilir. Terapide, bu ilişkiyi güvenli bir bağlamda yeniden anlamlandırmak, hem annenle olan dinamiğini hem de kendine olan bakışını dönüştürebilir.
Unutma, affetmek bir varış noktası değil, bir yolculuktur. Şu an “yapamıyorum” dediğin şey, aslında o yolun içindesin demektir. Zorlanıyor olman, başarısız olduğun anlamına gelmez; sadece kalbin çok derinden yaralı ve iyileşmeye direnç gösteriyor. Bu direnç bile bir savunmadır seni uzun süre koruyan bir mekanizma. Şimdi ise o korumayı yavaşça bırakmanın zamanı geliyor.
Kendine şunu hatırlat: Sen kırıldın ama hâlâ hissediyorsun, hâlâ sevgi arıyorsun ve bu da hâlâ iyileşebileceğini gösteriyor.
Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya