Biz adım atınca karşı taraf neden kendini çeker?
Birisi ile konuşuyordum ve o beni tanımaya çalışıyordu ben hep mantıksal bakıp cevaplar veriyordum. Sonrasında ben de bir şans vermek istedim ama ben adım atınca bu sefer o kendini geri çekti. Öncesinde orta yolu bulmaya çalışırken sonra ben böyleyim işine gelirse gibi oldu. Yani bende yansıttığı mesaj bu yöndeydi. Konuşmayı bitirdim ve yine hiçbir çaba yoktu.
Bu beni çok kırdı ve üzdü. Neden adım atınca kendilerini geri çekiyorlar ki? Neden çabalamadı? İkimiz de yetişkin insanlarız ve konuşurken de niyeti belliydi iyi anlaşırsak yuva kurmak diye. Böyle diyen birisi ben de onu tanımaya niyet etmişken nasıl böyle olabiliyor? Kafamda hep bu sorular.
Zaten ilk kırılmamız güven kırılmasıyla oldu ve ben açıkça hiç çabalamıyorsun bile dedim. Bazı şeyler içten olur istekle olur diye düşündüm, zorlamayla olmaz diye bitirdim ama benimle ilgilenmesi, değer gördüğümü hissetmek, gelecek hayali ... Bunlar çok güzeldi ve şimdi sonlanmış olması canımı acıtıyor.
Bu soru 18 Temmuz 2025 20:08 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Öncelikle içinde bulunduğun duygusal karmaşa ve yaşadığın hayal kırıklığı için seni anlıyorum. Birine kalbini açmak, duygularına karşılık bulmak ve bir gelecek hayali kurmak insanın iç dünyasında çok kıymetli süreçlerdir. Sen de bu süreçte iyi niyetinle ve açık bir yürekle ilerlemişsin, hatta karşındaki kişi başlangıçta ciddi bir niyetle sana yaklaşmış. Bu yüzden yaşanan geri çekilme hali ve sonrasında yaşadığın kırgınlık son derece anlaşılır.
İlişki başlangıçlarında özellikle bir taraf yoğun ilgi gösterdiğinde ve diğer taraf daha temkinli kaldığında, bir denge arayışı oluşur. Senin örneğinde de görüldüğü gibi, ilk başta karşı tarafın ilgisi seni merak ettirmiş ancak sen ne zaman açıkça adım atmaya ve bağ kurmaya niyet etmişsin, o noktada kişi geri çekilmiş. Bu, ilişkisel psikolojide sıkça karşımıza çıkan bağlanma sistemlerinin çatışmasıyla ilgilidir. Kimi insanlar, karşı taraf yakınlaştığında bilinçsizce kaygılanır ve bu yakınlık onlar için tehdit oluşturabilir. Çünkü bir ilişkinin sorumluluğu, bağlılık, duygusal emek gibi kavramlar geçmiş deneyimlere dayalı olarak kişide endişe yaratabilir. Senin gibi ilişkide açık, net ve samimi olmaya çalışan biri, bu tarz kişiler için “fazla gerçek” olabilir ve bu gerçeklik bazen kaçmak isteği doğurur.
“Biz adım atınca neden karşı taraf geri çekilir?” sorusunun altında yatan başka bir neden ise güç dengesinin değişmesidir. Başlangıçta peşinden koşmak bir motivasyon unsuru olabilir ancak sen ilgi gösterdiğinde bu motivasyon ortadan kalkar çünkü artık “başarıldığını” düşünür. Bu kişilerde çoğunlukla “ilişki, heyecanını sadece kovalamakta bulur” inancı vardır. Halbuki sağlıklı bir ilişkide iki tarafın da eşit düzeyde bağ kurmaya istekli olması gerekir. Burada senin sergilediğin açık iletişim ve samimiyet, karşındaki kişinin kendini sorgulamasına sebep olmuş olabilir. Kimi insanlar karşısındaki kişinin netliğiyle kendi belirsizliklerini aynalar. Bu da onların kaçmak istemesine neden olabilir.
Ayrıca, senin özellikle “öncesinde orta yol arıyordu, sonra ‘ben böyleyim’ dedi” gözlemin çok kıymetli. Bu, karşındaki kişinin duygusal esnekliğinin sınırlı olduğuna işaret eder. İlişki dediğimiz şey karşılıklı uyum ve esneklik ister. Her iki bireyin de kendi sınırları, değerleri ve kırılganlıkları vardır. Ancak bir taraf, bu sınırları esnetmeye çalışmazsa ve değişime kapalıysa ilişki kaçınılmaz olarak tek taraflı bir çabaya dönüşür. Senin bunu fark edip konuşmayı bitirmen ise aslında kendi benliğine verdiğin sağlıklı bir sınırdır. “İlgilenmesi, değer görmem, gelecek hayali” gibi şeyler çok güzel olsa da, bu duygular ancak karşılıklı emek ve devamlılıkla sürdürülebilir. İlk başta gösterilen ilgi, uzun vadede yoksa ilişkisel boşluk yaratır.
Kayıp duygusu yaşaman çok doğal. Çünkü bu kişiyle bir ihtimali, bir hayali, bir sıcaklığı paylaştın. Duygusal yatırımın vardı. Duygusal yatırımı olan şeylerin bitmesi, sadece kişiden değil, o kişiyle kurduğun gelecek hayalinden de vazgeçmeni gerektirir. Bu da yas sürecine benzer bir şekilde işler. İçinde hüzün, öfke, anlam arayışı gibi duygular oluşabilir. Kendine burada izin vermeni öneririm. Bir şeyin bitmesi, illa ki değersizdi anlamına gelmez. Ancak senin ihtiyaçlarınla karşı tarafın sınırları örtüşmüyorsa bu ilişki sürdürülebilir olmaktan çıkar.
“Neden çabalamadı?” sorusu, içinde “ben değerli miydim?” sorgusunu barındırıyor olabilir. Burada tekrar altını çizmek isterim: Birinin senin için çabalamaması, senin değersiz olduğun anlamına gelmez. Bazen karşımızdaki kişi kendi içsel sınırlılıklarından dolayı çabalamayı bilmez, istemez ya da yapamaz. O kişinin içsel kapasitesi, senin sevgine, ilgine cevap verecek kadar güçlü olmayabilir. Bu onun duygusal olgunluğuyla ilgilidir, senin değerinle değil. Kendini bu tür durumlardan suçlu hissetmek yerine, hissettiğin değersizlik duygusunun nereden beslendiğini anlamaya çalışman faydalı olacaktır.
Bu yaşadığın durum sana önemli bir farkındalık kazandırmış olabilir: Sen bir ilişkide netlik, samimiyet, duyarlılık ve ortak emek arayan birisin. Bu çok kıymetli. Artık bir sonraki ilişkinde nelere dikkat etmen gerektiğini, birinin ilgisinin devamlılığını sorgulaman gerektiğini biliyorsun. Sadece başlangıçta değil, ilişkinin her evresinde tutarlılık araman gerektiğini fark ettin. Kendine şunu da hatırlat: Bir ilişki ne kadar güzel başlarsa başlasın, sürdürülebilir olan tarafların davranış biçimleri ve duygusal uyumudur.
Peki bundan sonra ne yapabilirsin?
Öncelikle, kendine zaman tanı. Bu olayın sende yarattığı duyguları bastırmadan, yazıya dökerek, konuşarak veya farkındalık egzersizleriyle anlamlandırmaya çalış. Duygularını bastırmak yerine kabul etmeyi dene: “Evet, kırıldım. Evet, bu durum beni sarstı.” Ancak bu yaşanan seni tanımlamıyor. Sadece bir deneyimdi ve sen bu deneyimle bir adım daha büyüdün. Bunun dışında, sınırlarını tanımlamak ve ilişkilerde neye evet neye hayır diyeceğini bilmek üzerine düşün. Bunu fark ettiğinde, karşındaki kişi seni istese de istemese de, sen kendin için doğru kişiyi seçmiş olursun.
Son olarak, bu yaşadığın deneyimi kişisel başarısızlık olarak değil, bir öğrenme süreci olarak görebilir misin? Senin gibi açık, duyarlı, samimi ve emek veren biri için doğru zaman geldiğinde doğru kişi de mutlaka olacaktır. Şu an ihtiyacın olan, kendini suçlamadan, geçmişte olanı oluruna bırakmak ve gelecekte daha sağlıklı ilişkiler kurabilmek için kendi duygularını tanımaya devam etmek. Unutma, sen adım attığın için değil; karşı taraf hazır olmadığı için olmadı. Ama sen, bu adımları atan, sevgiye ve gerçek bağa açık biri olduğun için çok değerlisin.
Hazır olduğunda, sana bu kırılmadan neler öğrendiğini, ne tür ilişkiler istediğini ve kendini nasıl destekleyebileceğini sorarak yeniden yola çıkabilirsin. Dilersen, bu süreci bir psikologtan destek alarak da daha sağlıklı bir şekilde atlatabilirsin.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları yeni bir soru oluşturarak bizlere iletebilirsiniz.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel
Çok teşekkürler. Cevabınızı okurken içimde bir farkındalık oluştu. Kendimi de rahatlamış hissediyorum