Çeperli Olmak
Merhaba. Ben kendimi genel olarak ifade edebilen, ne istediğini bilen biriyim. Fakat bazı konularda duygusal olarak mesafe koyduğumu ve bunu alışkanlık haline getirdiğimi fark ettim. İnsanlara karşı çok saygılıyım, ama bu saygı bazen fazla mesafeye dönüşüyor. Kimseye yük olmak istemediğimden ya da yanlış anlaşılma korkusundan dolayı çoğu duygumu içimde tutuyorum. Bunun nedeni tam olarak ne bilmiyorum, ama son zamanlarda bir öğretmenimle yaşadığım etkileşim beni bu yönümle daha derin düşünmeye itti. Karşılıklı bir saygı ve iletişim vardı ama ben kendi duvarlarımı hiç indiremedim. Belki de yanlış anlaşıldım. Bu beni düşündürdü: Acaba neden hep böyleyim? İnsanların ‘daha rahat’ olduğu ortamlarda bile ben gözlemci oluyorum. Katılımcı olmak isterken, içsel olarak bir adım geride kalıyorum. Yalnız kalmayı seviyorum ama aslında bağ kurma ihtiyacımı da hissediyorum. Yazı yazarak, şiirle duygularımı dışa vuruyorum; bu benim için iyi bir araç. Ama bunun ötesinde iç dünyamı daha iyi anlamaya, kendimi biraz daha derinlemesine tanımaya ihtiyacım var. O yüzden buradayım.
Bu soru 19 Mayıs 2025 16:26 tarihinde Psikolog Fatma Gizem Bitgen tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhabalar Sevgili Danışan,
Kendinizi dürüstlükle ifade etme cesareti gösterdiğiniz için sizi tebrik ediyorum. Paylaştıklarınızdan kendinizi ifade edebilen, ne istediğini bilen, insanlara karşı saygılı biri olduğunuzu ancak gösterdiğiniz bu saygının 'yanlış anlaşılırsam' 'yük olursam' gibi düşünceler sebebiyle kendinizi ifade etmenize, duygularınızı göstermenize engel olduğunu, bu noktada kendinizi, iç dünyanızı daha iyi tanımaya derinlemesine ihtiyacınız olduğunu anlıyorum. Kendinizi daha iyi tanıma ve duygularınızı ifade etme konusunda neler yapabilirsiniz birlikte bakalım.
Sevgili danışan öncelikle belirtmeliyim ki kendinizi bu denli detaylı ifade etmeniz ve içsel süreçlerinizin farkında olmanız takdire şayan. Bu durum hem duygusal farkındalığınızın hem de iç görü potansiyelinizin oldukça güçlü olduğunu gösteriyor.
Bu noktada "Neden böyleyim?" sorunuzu ele almak isterim. Bazen duygularımızı içimizde tutmak, insanlara yük olmamak için çaba göstermek ya da ortamda gözlemci kalmak bizi daha 'doğru' ya da 'güvenli' biri gibi hissettirebilir çünkü zamanla "Duygularımı gösterirsem yanlış anlaşılırım." "Bir şey söylersem insanlara rahatsızlık veririm." gibi bir inanç geliştirmiş olabiliriz. Bu, aslında sizi korumaya çalışan bir iç sesin sonucudur. Belki geçmişte biri sizi susturdu, eleştirdi ya da sadece dinlemedi. Bu da içten içe “duygularım fazla olabilir” ya da “ben geri planda kalmalıyım” düşüncesini doğurdu. Ancak bugün geldiğiniz noktada sizin kendi duygularınızı yazan, gözlem yapan ve neden böyle hissettiğinizi sorgulayan biri olduğunuzu görüyorum. Bu, büyük bir içsel farkındalıktır. Bu süreçte atacağınız en önemli adım, şunu fark etmek olabilir: “İnsanlara saygılı olmak, kendi duygularımı bastırmak zorunda olduğum anlamına gelmez.” “Katılmak istiyorum demek bile, bir tür katılımdır.” “Duygularımı paylaşmak yük değil, bağ kurmanın yoludur.”
Bu noktada mevcut düşüncelerinizi sorgulamakta faydalı olabilir. Örneğin düşünceniz "İnsanlara yük olmamalıyım." Peki buna yönelik bir kanıtınız var mı? Ne zaman gerçekten yük oldunuz? "Duygularımı, düşüncelerimi ifade etmekle kimseye yük olmam." gibi. Bu yöntem ile her bir düşünce kalıbınızı sorgulayıp doğruluğunu test edip yerine gerçekçi düşünce kalıpları koymayı deneyebilirsiniz.
İkinci olarak kendinizi daha iyi tanıma noktasında neler yapabilirsiniz, üzerine konuşalım. Aşağıdaki soruları cevaplamanız kendinizi daha iyi tanımlamanıza yardımcı olacaktır;
Ben kendi kendimeyken kimim, başkaları ile birlikteyken kimim?
Hayatta kendime verdiğim en güçlü tanım ne?
Benimle ilgili en çok takdir ettiğim ve zorlandığım yönler neler?
Bağ kurmak benim için ne demek?
Kendimi biriyle güvende hissetmem için ne gerekiyor?
Küçükken duygularımı kimler anlardı?
Hangi anlarda olduğum gibi kabul edilmediğimi hissettim?
Ben, büyürken neye hep ihtiyaç duydum ama bulamadım?
Yazdığım şiirlerde en çok hangi tema tekrar ediyor?
Yazarken içimden hangi duygular taşar?
En çok ne zaman kendim gibi hissediyorum?
Beni ben yapan en belirgin özelliğim ne?
Biri beni tanımak istese, neyi bilmesini isterdim?
Şu an en derin ihtiyacım ne?
Gözlemci konumundan katılımcı konumuna geçmek için ise her hafta bir sosyal ortam hedefi koyabilirsiniz. Örneğin bir grupta en az bir kez konuşmak, bir arkadaşınıza gününü sormak, bir düşüncenizi, onay almadan paylaşmak gibi. Küçük başarılar, sosyal güveni inşa eder. Başardıklarınızı yazmanız, somut ilerlemeyi fark etmenizi sağlayacaktır.
Dilerseniz, yazmaya devam ederek veya burada farklı konuları gündeme getirerek birlikte daha fazla açılım sağlayabiliriz. Sormak, paylaşmak istediğiniz başka bir şey olursa her zaman buradayım.
Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı günler diliyorum.
Psikolog Fatma Gizem Bitgen