Cesaret kazanmak için ne yapmalıyım
Yaklaşık 1 buçuk sene önce 7 ay süren bir ilişkim bitti 6 ay öncede en yakın arkadaşımla anlaşmazlıklar yaşayıp tartıştık ve tamamen arkadaşlığımızı karşılıklı bitirdik. 7 8 aydır sadece kendi halimde devam ediyorum hayatıma ne bir arkadaşlık ne de ilişki yürütecek tahammülüm kalmadı hayata karşı. Hayatım şu an bomboş evde geçiyor kaygılarım yoğun sürekli kafamda o kişi gelirse ne yapacağım diye dönüp duruyordu düne kadar artık değişim için adım atmak istedim ve her yerden sildim onu evet hayatta bizi tüketen ilişkilere sınır çizmek gerekirse kendi içimizde yası yaşayıp bitirmek lazım ama ben bundan sonrası için bu kadar olumsuz deneyimden sonra hayatın içine nasıl karışacağım bilmiyorum en ufak bir durumda kaygılarım artıyor mide sorunları yaşıyorum bir şeylere alışma sürem çok uzun sürüyor resmen hayata uzun bir süre ara verdim kendimi yeniden inşa ediyor gibiyim ama tekrar o bağlantıyı nasıl kuracağım bilmiyorum ya her şey yolunda giderken veya ben tam unutamamışken o kişi çıkıp gelirse aklımı yine karıştırırsa ve bu yas süreci uzar benim kaygılarım tetiklenirse düşünceleriyle savaşıyorum. Özgüvenim çok düştü kendime güvenim zedelendi.
Başım sıkışsa arayacağım buluşacağım bir arkadaşım bile yok. Kendime karşı güvenim yok insanlar gülüyor eğleniyor mutlu ilişkilerindeki insanların onların sevdiğini görüyor ve hatta bizde görüyoruz ama ben eski ilişkisinden geriye sürekli bir şeyler saklayan biriyle birlikteydim ona ne kadar güzel satırlar yazmış onun için hep gözyaşı dökmüş bunları görüyordum ilişkimizde bu olaylara gösterdiğim tepki yüzünden bitti. Ama ben artık sevgilisinden emin olduğum bir kalp istiyorum karşımda koşup bana sığınan değil elimi isteyerek tutan birini istiyorum. Kendisi olduğu gibi sevilmek istiyor her şeyine uyum sağlayayım istiyor benim değişmemi bekliyor ben de olduğum gibi sevilmeyi hak ediyorum eğer fedakarlık edilecekse karşılıklı olmalı diye düşünüyorum bütün yükü üstlenmek istemiyorum artık.
Bu yüzden kendimi de suçlamak istemiyorum. Benim değişimimle bir ilişki olacaksa sırf ben değiştim diye mi sevecek o insan beni. Bu çok bencilce. O hiçbir şeyinden ödün vermiyor eğer onda da birazcık değişim görseydim bu fedakarlığın bir anlamı olurdu ama kendiyle çelişti hep. Ben çok yorgunum her şey anlamını yitirdi. Ne arkadaş ne sevgili hayatta neye değer veriyorsam yok olup gidiyorlar. Ben çok güçsüz yalnız hissediyorum hep kendime güçlü olmayı öğretilmiştim ama bu defa toparlanamıyorum.
Lütfen bana İnstagramdaki gibi genel geçer psikolojik tavsiyeler sunmayın ben hepsini tek tek okudum uygulamak için kendimi zorladıkça dibi gördüm. Adım adım bana eksiklerimi yazarsanız ben tüm bunlar üzerine çalışacağım burada anlattıklarıma göre gördüğünüz sevgi eksikliği belki duygusal bağlanma veya kaygı ne görüyorsanız onun üzerine bana gerçekçi tavsiyeleriniz neler olabilir. Seninle başlamadı kitabını okuyorum kendim üzerinde bazı konuları anlamaya çalışıyorum şimdilik terapi akmak için bütçem yok yazdıklarınız benim için çok değerli teşekkür ederim
Bu soru 8 Mayıs 2025 15:43 tarihinde Psikolog Ayşe Tuba Aksakallı tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Satırlarınız o kadar içten ve dürüst ki, sanki yanı başımda oturmuş, uzun zamandır içinizde biriktirdiklerinizi benimle paylaşıyormuşsunuz gibi hissettim. Omuzlarınızdaki o derin yorgunluğu, yaşadığınız hayal kırıklıklarını ve içinizi kemiren "acaba bende mi bir eksiklik var?" düşüncesini o kadar iyi anlıyorum ki... Biliyorum, bu kadar yoğun bir duygu yüküyle baş etmek hiç kolay değil ve buradaki her bir cümleniz, aslında ne kadar çok şey yaşadığınızın bir göstergesi.
Bir ilişkinin ya da çok yakın bir dostluğun kaybı... Evet, o anlarda hayatın ritmi gerçekten de tuhaf bir şekilde yavaşlar. Sanki her şey donuklaşır, zaman geçmek bilmez olur. O kaybın yarattığı boşluk sadece bir kişinin eksikliği değil, aynı zamanda o kişiyle kurduğunuz o değerli bağın da yokluğudur. Yazdıklarınızda da bu çok net hissediliyor; hem eski ilişkinizdeki o güvensizlik hissi, hem de dostluğunuzdaki o ani kopuş, sanki içinizde ortak bir yaraya dokunmuş gibi. Oradaki acı sadece o kişilerin yokluğu değil, aynı zamanda içsel bir anlamsızlık, değer görme isteği ve sevilme arzusunun da bir yansıması olabilir. Dışarıdan gördüğünüz o mutlu insanlara, o güzel ilişkilere bakarken içinizde bir kıskançlık ya da yalnızlık hissinin uyanması da çok insani bir duygu. Hele ki sık sık "neden ben değil?" diye düşündüğünüzde...
Ancak bir nokta çok açık ki, siz kendi iç huzurunuzla baş başa kalmaktan korkmuyorsunuz. İşte en zor olan da bu aslında: acıdan kaçmak yerine, onu adım adım tanımaya çalışmak, belki de ona biraz şefkat göstermek. Bu yüzden, ne kadar tükenmiş, güçsüz ve yalnız hissetseniz de - ki bu hislerinizin hepsi çok anlaşılır - baştan her şeyi yeniden inşa etme sürecinde o satırlarınızda sadece bir kırgınlık değil, aynı zamanda gerçek bir direnç de görüyorum. Bu nedenle, lütfen kendinize "eksik" ya da "yetersiz" muamelesi yapmaktan vazgeçin.
Şimdi, sizin gibi birikmiş duyguları, kayıpları ve yeniden inşa sürecinde olan biri için birkaç gerçekçi ve işe yarar öneriyi madde madde paylaşmak istiyorum sizinle:
- Yasınızın içinden geçerken acınızı küçümsemeyin: Kendinizi "artık geçmeli", "bitmeli" diye zorlamayın. Bazen bazı kayıplar, yıllardır içinizde duran başka acıların da yüzeye çıkmasına neden olabilir. Kendinize "benim bu acıma izin vermeye hakkım var mı?" diye sormak bu noktada çok önemli. İçinizde uyanan hiçbir duyguyu bastırmaya çalışmadan, onları yazmak, çizmek, hatta gerekirse evde ayna karşısında konuşarak bile dışarıya vurmalarına izin verin.
- Sosyal bağlantı kurmak için kendinizi zorlamayın ama küçük temaslar yaratmaya çalışın: Yeniden derin bağlar kurmak şu an gözünüzde çok büyük görünebilir. Ama büyük dostluklar kurmak yerine, bazen markette birine gülümsemek, bir komşunuza selam vermek, kısa sohbetler etmek bile (mesela manavda, sporda, yürüyüşte karşılaştığınız biriyle) insanlarla yeniden temas kurma "kasınızı" yavaş yavaş güçlendirecektir. Kendinize "bugün bir kişiyle iki cümlelik bir sohbet edeceğim" gibi minicik hedefler koymak, o yalnızlık duvarını zamanla aşmanıza yardımcı olabilir.
- Kaygı hissettiğinizde bedeninize dönün: Zihninizdeki düşünceler sizi çoğu zaman bir kısır döngüye sokabilir. Mide sorunlarınız arttığında, kaygılandığınızda, bilerek ve isteyerek nefes egzersizleri deneyebilirsiniz. Örneğin, burnunuzdan derin bir nefes alın, içinizden üçe kadar sayın ve sonra ağzınızdan yavaşça, dört ya da beş saniyede nefesinizi verin. Bunu gün içinde birkaç kez, özellikle gergin hissettiğiniz anlarda uygulayın. Ayaklarınızın yere bastığını hissederken bedeninize odaklanın. Kaygıyı zihninizden alıp bedeninize "yaymak", o dönüp duran düşünceleri azaltmanıza yardımcı olabilir.
- Kendinizi suçlamaktan ve "yetersizim/eksiğim" gibi düşüncelerden biraz uzaklaşmaya çalışın: Eski ilişkinizde yaşadığınız o güven sorunları, karşıdaki kişide bir değişimim olmaması sizi o yolda yalnız bırakmış olabilir. Oysa sizin beklentiniz sadece karşılıklı olgunluk ve fedakarlıktı. Bu durumda, adil olmayan bir yükü tek başınıza sırtladığınızda kendinize çok acımasız davranıyorsunuz. Kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: "Şu an benim yaşadığım durumu başka biri yaşasaydı, ona nasıl davranırdım?" Çoğu zaman kendimize karşı başkalarına olduğumuzdan çok daha yargılayıcı olabiliyoruz.
- "Ben kimim, neye değer veriyorum?" sorularına yeniden dönün: O boşluk ve anlamsızlık hissiyle boğuşurken, kendi değerlerinizi yeniden keşfetmek ve kendiniz için anlamlı, küçük de olsa bir uğraş bulmak iyileştirici olabilir. Sanat, müzik, edebiyat, yazmak... Hatta bazen küçücük bir rutin bile (her gün aynı saatte bir kahve almak gibi) sizi hayata bağlayabilir. Hayata katılmak, ilk etapta mutlu arkadaşlıklardan ya da ilişki adaylarından ziyade, hayatın kendisine dokunmakla başlar.
- Geçmiş ilişkinizdeki o "emin olamama" halini anlamaya çalışın: Siz, olduğunuz gibi sevilmek isteyen birisiniz. Bir başkası için kendi özünüzden ödün vermeden gösterdiğiniz çaba gerçekten takdire değer. Ancak bunun karşılığını görememek, "yetemedim" duygusunu içselleştirmek çok ağır bir yük olabilir. Burada kendinize sık sık şu cümleyi hatırlatmanız faydalı olabilir: "Benim bağlılığım, karşılıklı ve eşit değer gördüğümde huzur bulur. Tek taraflı bir çabada kaybolmak istemiyorum." İsterseniz bunu bir not kağıdına yazıp görebileceğiniz bir yere asabilirsiniz.
Başınız sıkıştığında arayacak kimse bulamadığınızı yazmışsınız... Şu an yeni ilişkiler kurmak gözünüzde büyüyorsa, belki de hayatınıza ilk etapta güçlü bağlar eklemek zorunda değilsiniz. Bazen geçmişin acısını önce kendi sessizliğimizde, kendi başımıza yaşamamız gerekir. Ve bu süreçte sürekli kendinizi geliştirmek, düzeltmek, değiştirmek zorunda değilsiniz. Bazen sadece olduğunuz yerde kalıp, acınıza eşlik etmek bile başlı başına bir fark yaratır.
Okuduğunuz o kitapta bahsedildiği gibi, davranışlarınızın ya da duygularınızın kökleri bazen sizden başlamamış olabilir; ancak sizinle birlikte farklı bir yöne doğru evrilebilir. Bugün içinizde adım atmak için en ufak bir minik cesaret kırıntısı bile varsa, bu çok değerli bir başlangıçtır. Lütfen kendinize daha nazik davranmaya özen gösterin.
Belki ayda bir ya da iki haftada bir bu yazdıklarınızı tekrar okuyup, hislerinizi gözden geçirebilir, o minik değişimleri not alabilirsiniz. Bir deftere "Bugün kendim için yaptığım küçücük bir şey" başlığı altında, gününüzün o küçük, mavi, umut dolu anlarını kaydetmek de küçük ama etkili bir ilk adım olabilir sizin için. 🌿
Umarım cevabım sizin için yeterli olabilmiştir. Aklınıza takılan noktalar ya da sormak istediğiniz farklı durumlar için sorularınızı her zaman yeniden yöneltebilirsiniz. Hoşça kalın…
Sevgiler,
Psikolog
Ayşe Tuba Aksakallı
Yazdıklarınız için teşekkür ederim. Yazımın bu kadar güzel yansıyıp karşılık bulmasına çok sevindim. Gerçekten her maddede kendime yardımcı olmam için uzatılmış bir el görüyorum. Anlaşılmak çok iyi geldi sürecime desteğiniz için teşekkür ederim 🙏🏻