Sosyal Hayat

Çocuklukla ilgili hatıralar

Gizli Kullanıcı13 Haziran 2025 21:19

Merhabalar, iyi günler.

Ara sıra çocukluğumu özlüyorum. Kendimi en güvende hissettiğim dönemler, evlenene kadar olan zamanlardı. En sevdiğim oturma şekli ise, küçükken bağdaş kurup aile üyeleriyle masa oyunları (satranç, tombala, okey vb.) oynamaktı.

Şu anda başka sorunlar için psikoterapi alıyorum. En gergin anımda, tam da psikoloğumun karşısında dizlerimi yere koyarak oturmuştum ve konuşarak rahatlamıştım. O zamandan beri seanslarda hep yerde otururum. Yerde oturmak, bedenimin gevşemesine ve zihnimin daha fazla rahatlamasına yardımcı oluyor. Psikolog olarak size garip gelmiyor değil mi?





Bu soru 14 Haziran 2025 12:22 tarihinde Psikolog İrem Bor tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhabalar Sevgili Danışan,

Paylaşımınızın içtenliği için size teşekkürlerimi sunarak başlamak isterim.

Çocukluğunuza dair anlattığınız o güvenli ve samimi anlat; bağdaş kurarak yerde oturmak, aileyle oyun oynamak gibi küçük ama derin izler taşıyan detaylar, aslında bugünkü duygusal ihtiyaçlarınıza da bir pencere açıyor olabilir.


Çocuklukta hissedilen o korunmuşluk, aidiyet ve içsel huzur.. Bazen yıllar sonra, çok başka bir zamanda ve ortamda, örneğin bir terapi odasında dahi yeniden ortaya çıkabiliyorlar. Özellikle de bedeninizin bir pozisyonu tercih etmesi, bağdaş kurmak, aslında sadece fiziksel bir rahatlama biçimi değil; ruhsal olarak bir “eve dönüş” arayışı olabilir.

Belki de içinizden bir yer, o dönemlerde hissettiğiniz o sıcaklığı ya da kabul görmüşlüğü yeniden yaşamak istiyordur.


Psikoterapi süreci sadece konuşulan kelimelerle değil, bedenin verdiği sinyallerle de ilerler. Sizin yerde oturmayı tercih etmeniz, seanslar sırasında daha rahat, daha açık ve daha güvende hissetmenizi sağlıyorsa, bu tercih çok kıymetli demektir.

Beden-zihin ilişkisi çok güçlüdür. Tanıdık bir pozisyon, geçmişteki şefkat dolu anlara uzanan bir köprü olabilir.


Oldukça doğal ve anlamlı. Özellikle bizim kültürümüzde, yerde oturmak aidiyetin ve yakınlığın verdiği bir alışkanlıktır. Yere bağdaş kurarak sohbet etmek, birlikte vakit geçirmek, oyuna ya da sohbete katılmak… Bütün bunlar bedenin hafızasına işlemiş, güven ve rahatlıkla özdeşleşmiş anılardır. Hala birçok yerde insanlar yere oturur sohbet eder ve günün ağırlığını üstlerinden atar.


Psikoterapi de böyle bir alan oluşturur. Kişinin kendini olduğu gibi ortaya koyabildiği, yargılanmadan kabul gördüğü, iç sesine daha çok kulak verebildiği bir yer olur. Siz de bu güvenli alanı beden dilinizle kurmayı sağladınız.


Bu oturma biçimiyle seanslarda kendinizi daha fazla açtığınızı ya da bazı duygulara daha kolay temas ettiğinizi gözlemliyor musunuz? Ya da bu şekilde oturduğunuzda zihninizin geçmişle ya da duygularınızla daha kolay bağ kurabildiğini fark ettiğiniz zamanlar oldu mu?


Bu pozisyona duyulan bir özlemin altında var olan gerçek hisler ne olabilir? Bir eksikliği tamamlıyor ya da bir şeyin telafisi gibi geliyor mu size? Farkında olmak bugünün ihtiyaçlarına da daha yakından bakmaya yardımcı olabilir.


Bu farkındalık hali, iyileşmenin en derin adımlarından biridir. Kendi yolculuğunuzda attığınız adımların her biri çok değerlidir. ✨ Hoşça kalın…


Sevgiyle,

Psikolog İrem Bor


Cevaplanmış benzer sorular