Çok takıntılıyım nasıl kurtulabilirim?
Merhaba 18 yaşındayım ve önümüzde ki yıl üniversite sınavına gireceğim akedemik başarısına önem veren başarılı bir öğrenciyim fakat ders çalışamıyorum.Çünkü evde durduğum süreç içerisinde sürekli temizlik yapmak istiyorum başkasının evinde ya da dışarıda olmuyor bu sadece kendi evimde oluyor. Sürekli etraf pismiş gibi geliyor.Sanki evde ki işleri ben yapmazsam yeterince güzel yapılmayacakmış gibi temizliği ben yapmadığım zaman tam yapılmamış gibi geliyor. Temizlik yaptıktan sonra etrafın dağılması ise beni çok sinirlendiriyor. Misafir gelmesine tahammül edemiyorum. Herhangi bir yeri dağınık görmek nefesimi kesiyor sanki . Ayrıca neşeli biri olmama rağmen çok çabuk sinirleniyorum. Sinirlenme nedenimse genellikle insanların benim istediğim tepkileri vermemesi. Herkes ben ne dersem onu yapsın benim istediğim gibi konuşsun istiyorum. Benim isteğim dışında olan her şey sanki bir yük olup sırtıma biniyor zihnimden çıkmıyor. Şimdiden cevabınız için teşekkür ederim.
Bu soru 25 Haziran 2025 09:32 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Yazdıklarını dikkatle okudum ve satır aralarından aslında ne kadar yorgun, baskı altında ve kontrol etmek zorunda hissettiğini görebiliyorum. Dışarıdan bakıldığında “başarılı ve neşeli” biri olarak görünsen de, iç dünyanda her şeyin mükemmel ve tam olması gerektiği yönünde güçlü bir baskı taşıdığın çok belli. Temizlik, kontrol etme ihtiyacı, düzenin bozulmasına tahammülsüzlük ve diğer insanların beklentilerine uymaması karşısında duyduğun öfke aslında başka bir şeyin dışa vurumu olabilir. Bu noktada duygularının altında yatanları anlamak, bu sıkışmışlık halinden yavaş yavaş çıkman için ilk adım olacak.
Öncelikle şu çok kıymetli: Sen bu durumu fark etmişsin. “Ben çok takıntılıyım, nasıl kurtulabilirim?” diyorsun. Yani yalnızca davranışlarını değil, bu davranışların seni nasıl zorladığını ve hayat kaliteni nasıl etkilediğini de görmüşsün. Bu çok değerli bir farkındalık. Çünkü fark ettiğimiz şeyi değiştirebiliriz. Sen farkındasın ve çözüm arıyorsun. Bu da iyileşmenin kapısını açıyor.
Zihninde bazı düşünceler kontrol dışı şekilde geliyor - “etraf pis”, “eğer temizlemezsem eksik olacak”, “bir şey düzgün değilse ben de düzgün değilim” gibi - ve bu düşünceleri bastırmak ya da rahatlamak için temizlik yapıyorsun. Ancak bu rahatlama geçici. Çünkü kısa süre sonra zihninde tekrar aynı döngü başlıyor ve bu seni yeniden temizlik yapmaya, kontrol etmeye, sinirlenmeye itiyor.
Bu döngü çoğu zaman yalnızca hijyenle ilgili değildir. Aslında altta çok daha temel duygular yatabilir. Örneğin, başarısızlık korkusu, kontrol edemediğin şeyler karşısında duyduğun çaresizlik, sevilmeme ya da kabul edilmeme endişesi… Zihin bu derin kaygılarla baş etmekte zorlandığında, daha somut alanlara yönelir: Evi temiz tutmak, düzenli olmak, çevreyi kontrol etmek… Çünkü dış dünyayı kontrol edebildiğinde, içindeki belirsizlik biraz olsun azalır gibi gelir. Ama bu yanıltıcı bir his. Zamanla kontrol etme ihtiyacı daha da artar, çünkü zihnin aslında esas meseleye değil, onun çevresinde oluşan davranışlara odaklanmıştır.
Misafir geldiğinde yaşadığın tahammülsüzlük de bu kontrol duygusuyla bağlantılı. Çünkü senin için düzen yalnızca bir tercih değil, iç huzurun bir kaynağı haline gelmiş. Bir eşya yer değiştirince yalnızca o oda değişmiyor; senin iç dengin de bozuluyor gibi hissediyorsun. Yani dışarıdaki küçük bir karışıklık, içeride büyük bir gürültü yaratıyor. Bu da zihinsel olarak seni çok yoruyor. Bu yorgunluk zamanla öfkeye dönüşebiliyor.
Bu öfke, yazdığın gibi insanlardan istediğin tepkileri alamadığında daha da artıyor. Çünkü sen zaten çok fazla şey kontrol etmeye çalışıyorsun. Bu kontrol ihtiyacı bazen başkalarının davranışlarına da yansıyor. Her şeyin senin istediğin gibi olması, aslında senin “güvende hissetme” arayışın. İnsanlar senin gibi düşünmediğinde ya da farklı tepki verdiğinde, yalnızca fikir ayrılığı değil; içsel bir dağılma hissi yaşıyorsun. O yüzden bu sana katlanılamaz geliyor ve tepkin sertleşiyor.
Zihninde “pis”, “dağınık”, “yetersiz” gibi kelimeler geçtiğinde hemen eyleme geçmek zorunda değilsin. Önce kendine şu soruyu sor: “Şu anki düşüncem bir gerçek mi, yoksa kaygının sesi mi?”
Bunun adı bilişsel mesafe yaratmaktır. Zihin düşünceler üretir, ama bu düşüncelerin hepsi doğru değildir. Temizliğe geçmeden önce 5 dakika sadece bu düşünceyi gözlemle. “Şu an içimde temizlik yapmazsam rahat edemeyeceğim hissi var.” deyip bir adım geri çekilmeyi dene.
Tam olarak bırakmak yerine, süre ve kapsam sınırlamaları getir. Örneğin: “Bugün yalnızca mutfağı temizleyeceğim. Diğer yerler dağınık olsa bile onlara dokunmayacağım.” Bu seni huzursuz edecek, biliyorum. Ama bu huzursuzlukla kalabildiğinde, beynin zamanla şunu öğrenir: “Dağınıklıkla da baş edebiliyorum.” Bu öğrenme zaman alır ama mümkündür.
Temizlik senin için yalnızca düzen değil; aynı zamanda değerli hissetmenin, onay almanın, başarılı olmanın bir yolu olabilir. Peki, kimden onay bekliyorsun? Kendine “eğer düzen olmazsa, ben neyi kaybedeceğim?” sorusunu sorman bu duygusal katmanları fark etmene yardımcı olur.
Senin bu kadar sinirleniyor olman, aslında sana şu mesajı veriyor olabilir: “Kendimi çok fazla bastırıyorum, her şeyi kontrol etmek zorunda hissediyorum ve tükeniyorum.” Öfke çoğu zaman bir duygusal taşmanın sonucudur. Kendine şu soruyu sor: “Gerçekten neye kızıyorum? Dağınık masaya mı, yoksa sürekli benim ilgilenmem gerekmesine mi?”
Mükemmel olma çaban seni tükenmeye götürüyor. Ama her şeyin dört dörtlük olması gerekmez. Hedefin temizlik değil, yaşam alanının sana iyi gelmesi olmalı. Kendine “bu davranış şu anda bana iyi geliyor mu yoksa beni yoruyor mu?” diye sormayı alışkanlık edin.
Bu yazdıklarını içtenlikle bir uzmana anlatman, seni bu döngüden çıkarmada çok etkili olur. Özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) oldukça başarılıdır. Bu terapiyle düşünce-duygu-davranış ilişkini fark edebilir ve seni tetikleyen durumlara karşı daha işlevsel başa çıkma yolları geliştirebilirsin. Psikiyatrist ve bir psikologtan destek alıp süreci daha sağlıklı götürebilirsin.
Takıntılı davranışlar çoğu zaman kaygıyı bastırmak için devreye girer. Bu yüzden düzenli olarak nefes egzersizleri, kısa yürüyüşler, yazı yazma gibi kaygıyı düşüren aktiviteler hayatında olmalı. Her gün sadece kendin için ayırdığın 15 dakikalık bir “rahatlama zamanı” bile zihinsel olarak seni dengeye getirir.
Sen bu soruyu sorduğun anda bile güçlüsün. Çünkü iyileşmeye niyet ettin. Bu niyet, seni özgürlüğe taşıyacak yolun başlangıcıdır.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları yeni bir soru oluşturarak sorabilirsin.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel
Çok teşekkürler bana gerçekten iyi gelen bir cevaptı.