Devamlı endişeli-kaygılı hissetmek, kötü olaylar olacağı düşüncesi

Merhaba güzel insan.

İnsan beyni muazzam bir yaratılışa sahip. Zihnimizden gün içinde ortalama 50-60 bin düşünce geçiyormuş! Ne kadar çok değil mi? Ancak çoğunun farkında bile değiliz.

Gemiyi yüzdüren okyanustaki sudur, ancak aynı su geminin batmasına da neden olur. Okyanustaki su; gemiye gelir, çarpar ve gider. Geminin içine giremez. Eğer girecek bir yol bulursa, kütlesi arttıkça gemiyi batırır. İşte düşünceler de böyledir. Gün içinde zihnimizden geçen 60 bin düşünce bizi yormaz, taa ki biz içlerinden bir ya da birkaçını seçerek zihin dünyamızda tutmayı tercih edene dek.

Çevremizdeki her şeye farkında bile olmadan anlamlar yüklüyoruz, bir şeyin iyi ya da kötü, tehlikeli veya güvenli olduğuna dair kararlar veriyoruz. Bu kararları bazen elde ettiğimiz kanıtlar çerçevesinde, doğru bir şekilde verirken bazen de tamamen kişisel çıkarımlarımızla, yanlı ve yanlış bir şekilde elde ediyoruz. Bilişsel Davranışçı Terapide, adına “Bilişsel Çarpıtmalar” denilen bir mekanizma mevcuttur. Bilişsel Çarpıtmalar, tıpkı tozlu, kirli, buğulu bir gözlük arkasından bakıyor gibi gerçeği olduğu gibi görmemizi engeller.

Sıkıntılı, üzgün veya kaygılı hissettiğimizde de “Bilişsel Çarpıtma” dediğimiz, bir dizi yararsız düşünme tarzı eşlik eder. Bunlar otomatiktir, biz fark etmeden zihnimize girerek duygu ve düşüncelerimizi etkilerler. Bu düşünme tarzlarından bazılarının sürekli kullanılması durumunda, duygusal sıkıntı kaçınılmaz boyuta ulaşır.

İnternet ortamında Bilişsel Çarpıtmaların listesine ulaşabilirsiniz. Kendi yararsız düşünme tarzlarınızı tanımladıktan sonra, onları günlük yaşamda fark etmeye başlarsınız. Bu düşünceler, genellikle üzücü bir olaydan hemen önce veya olay sırasında ortaya çıkarlar. Onları fark etmek, bu düşüncelere meydan okuyarak onlardan uzaklaşmaya ve böylece durumu farklı ve daha yararlı bir şekilde görmenize yardımcı olabilir. Nasıl ki bir duman dedektörü bize yangından önce sinyal verip zaman kazandırıyorsa, işlevsel olmayan yararsız düşüncelerimizin farkında olmak, düşüncelerin bize hissettireceği duygulara kapılmadan fark etmemizi ve durumu yönetebilecek zamanı bulmamızda yardımcı olur.

Neler yapabilirsiniz?

Zihninizden geçen düşünceleri tıpkı bir bulutu izler gibi izlemeyi deneyin. Bulutları izlerken yargısız ve tarafsız bir tutum sergileriz. Bir bulutun diğerinden daha önemli yada diğerinden daha tehlike dolu olduğunu düşünmeyiz. Buradaki amacımız düşünceleri durdurmak değil, onları sakince izleme antremanı yaparak bu yetimizi geliştirmek.

Bilinçli farkındalık (Mindfullness) uygulamalarıyla gün içinde kaygı semptomlarını rahatlatabilirsiniz. Bilinçli farkındalık, dikkatinizi tarafsız ve nazik bir şekilde yönetme becerisidir. Modern dünyada yaşarken, zihnimiz ve vücudumuz arasındaki bağlantıyı her geçen gün kaybediyoruz. Düşüncelerinizi, düşüncelerinizle açığa çıkan duygularınızı nazik bir şekilde gözlemleyebilmek, bu tüm bunların nefesinize ve vücudunuza olan etkisini anlamak bu bağlantıyı yeniden kurmanızı, vücudunuzun sizinle kurduğu sessiz iletişimi güçlendirebilir.

Eğer kendi düşünce – duygu – davranış sisteminizi ve bu sistemin kaygılarınızla olan ilişkisini daha iyi anlamak, bilişsel çarpıtmalarınız yoluyla ortaya çıkan işlevsiz düşünce tarzınızı bulmak ve onları sağlıklı ve işlevsel düşüncelerle değiştirmek konusunda zorlanıyorsanız Bilişsel Davranışçı Terapi ekolüyle çalışan bir uzmandan yardım alabilirsiniz. Bu destek, ihtiyaçlarınıza yönelik kişiselleştirilmiş bir yaklaşımla süreci daha sağlıklı ve dengeli bir şekilde yönetmeni sağlayabilir.

Sevgiyle kalın, kendinize iyi davranın.