Psikoloji

Dışarı çıkmak istesem bile çıkamıyorum

Gizli Kullanıcı9 Temmuz 2025 15:58

Aslında çocukluğum çok güzel arkadaşlıklarla geçerken taşınmak durumunda kaldık daha doğrusu bir istek ve keyfiyetten taşındık. Ben bu süreçte arkadaş edinemedim evde kalmak zorunda kaldım. İnsanlarla iletişim kuramadım ve kurdeşen gibi bi rahatsızlığa yakalandım kaşınıp durdum. Çok şükür şu an da durumum iyi.


Çok yoruldum bu düşüncelerden,sürekli aynı günü yaşamaktan,sıkılmaktan,sosyalleşememekten ve yaşıtlarımın mutluluğunu izlemekten. Spora yeniden gitmek istiyorum ama olduğum yerde duruyorum çıkamıyorum dışarı ve o düşünceler beynimi böyle sanki ortadan yarıyor gibi. Boş durup sanki bişey yapıcam da ne yapıcaktımı düşünmek gibi.


Kendime asosyalliği yakıştıramıyorum. Tip olarak da karakter olarakta dışarıdan sosyal gözüküyorum. İşte içerisi öyle değil. Çıkamıyorum dışarı. Çok istiyorum çıkıp en azından spora gideyim ama çıkmama bişey izin vermiyor gibi sanki yargılanıcam gibi hissediyorum. Hadi kalk ve git bahaneyi bırak desem de durmaktan başka bişey yapamıyorum.


Sevgilim olmuştu ayrıldık ve hani ilk defa böyle şeyler yaşayınca ne yapacağımı bilemedim ve çok üzüldüm ve üzülmeye devam ediyorum. Aileme bişey anlatamıyorum anlatırken utanıyorum. Bana hiçbir şeyi yakıştırmıyorlar. Sen yapamazsın,beceremezsin gibi cümleler beni üzüyor.


Çok söylencek şey var ama genel olarak böyle.

Teşekkürler.

Bu soru 10 Temmuz 2025 08:41 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Paylaştığınız soruyu okuduğumda derin bir yalnızlık, sıkışmışlık ve içsel bir mücadeleyle baş etmeye çalıştığınızı görüyorum. Bu duygular, uzun süredir içinde tuttuğunuz ve dışarıya yansıtmakta zorlandığınız bir iç dünyanın izleri gibi. Aslında içinizde dış dünyaya açılma isteği var, dışarı çıkmak, spora başlamak, insanlarla sosyalleşmek istiyorsunuz. Ancak bu isteği uygulamaya dökmeye geldiğinde adeta bir duvarla karşılaşıyorsunuz. Bu duvarın ne kadar kalın olduğunu ve sizi ne denli zorladığını da hissettiriyorsunuz. Bu içsel engellerin birçoğu geçmişte yaşadığınız kırılma anlarına, hayal kırıklıklarına ve maruz kaldığınız eleştirilere dayanıyor olabilir. Çocukluğunuzda güzel arkadaşlıklarla dolu bir hayatınız varken, yaşadığınız taşınma süreciyle bu bağların kopması sizde bir yalnızlık duygusu oluşturmuş. Yeni çevreye alışamamak, arkadaş edinememek, bunun üzerine gelen sağlık sorunları da özgüveninizi ve sosyal becerilerinize dair inancınızı zedelemiş olabilir.


Bugün geldiğiniz noktada dışarıdan “sosyal ve güçlü” biri gibi görünmekle birlikte içeride kendinizi çıkmazda, yetersiz, hatta zaman zaman kırılgan hissediyor olabilirsiniz. Bu çok anlaşılır bir çelişkidir. Çünkü birçok insan dışarıya gösterdiği maskenin altında farklı duygular taşır. Kendi iç dünyanızdaki bu ikili yapıyı fark etmiş olmanız oldukça kıymetli. Sosyalleşememek, aynı günleri tekrar tekrar yaşamak, başkalarının hayatlarının daha renkli ve mutlu olduğunu düşünmek sizde kıyas hissini tetikliyor olabilir. Özellikle sosyal medyanın da etkisiyle insanlar sık sık kendilerini yaşıtlarıyla karşılaştırır. Ancak bilinmesi gereken en önemli şey; herkesin yaşam öyküsünün, mücadelelerinin ve zorluklarının farklı olduğudur. Her ne kadar dışarıdan ‘mutlu’ gibi görünse de birçok insanın kendi içinde benzer mücadeleleri olabilir. Yani yaşadığınız yalnızlık ve çıkışsızlık hissi aslında düşündüğünüzden daha yaygındır.


Ailenizin size yönelik ifadeleri de kendinize olan güveninizi sarsıyor gibi görünüyor. “Sen yapamazsın, beceremezsin” gibi cümleler zamanla zihninizde bir inanca dönüşmüş olabilir. Bu tür eleştiriler, kişinin kendi potansiyelini keşfetmesini engeller. Özellikle gelişim çağında sıkça duyulan bu cümleler, zamanla bireyin kendi iç sesi haline gelir. Bu iç ses sizi geri çekiyor, “çıkarsan yargılanırsın” gibi düşüncelerle cesaretinizi kırıyor. Oysa ki sizin bir yeriniz hâlâ hareket etmek, kendinizi göstermek ve yeniden hayatın içine karışmak istiyor. Aslında iç dünyanızdaki bu çatışma, değişime dair arzunuzun bir göstergesi. Eğer içinizde bir istek varsa, bu isteği gerçekleştirecek güce de sahipsiniz.


İlişkinizle ilgili yaşadığınız süreç de duygusal olarak oldukça sarsıcı olmuş. İlk aşkın verdiği yoğun duygular, özellikle de genç yaşta yaşandığında kişide derin izler bırakabilir. Ayrılıkla birlikte gelen boşluk duygusu, zaten var olan yalnızlık hissinizi daha da derinleştirmiş olabilir. Bu noktada üzülmeniz, kafanızın karışması ve geleceğe dair kaygılar yaşamanız çok doğaldır. Ancak bu yaşadığınız ilişki, sizin duygusal derinliğinizi ve bağ kurma kapasitenizi gösteriyor. Birine bağlanmak, duygusal yakınlık kurmak ve ayrılık sonrasında bu duygularla başa çıkmaya çalışmak oldukça kıymetli deneyimlerdir. Bunlar sizi olgunlaştıran, kendinizi tanımanızı sağlayan süreçlerdir. İleride yeniden sevebilmek, yeniden bağ kurmak mümkün. Çünkü siz bu duyguları yaşamış, hissetmiş ve içselleştirmiş birisiniz.


Şu anda yaşadığınız “çıkmak istiyorum ama çıkamıyorum” durumu aslında depresif bir döngünün işaretçisi olabilir. Bu döngüde kişi bir şeyleri yapma isteğini hisseder, ama enerjisi yoktur. Yapmadıkça kendini suçlu hisseder ve suçluluk hissi motivasyonunu daha da düşürür. Bu döngüden çıkmanın en etkili yollarından biri küçük adımlardır. Kendinize şu an büyük hedefler koymak yerine, sadece giyinmek, kapının önüne çıkmak, birkaç dakika yürümek gibi küçük ama somut hedefler belirleyebilirsiniz. Çünkü en küçük adım bile harekete geçme gücünü artırır. Örneğin her gün sadece 10 dakika dışarıda yürümek gibi bir alışkanlık, zamanla sosyal yaşantınızı yeniden kurmanıza katkı sağlayabilir.


Aynı şekilde, spora gitme isteğiniz de sizin iç motivasyonunuzun güçlü olduğunu gösteriyor. Ancak bu motivasyonun önünde zihinsel engeller var. Kendinize “spor salonuna gitmek zorundayım” gibi net kurallar koymak yerine, “bugün evde 5 dakikalık esneme hareketi yapabilirim” gibi esnek hedefler koymak işe yarayabilir. Bu da zihninizin üzerinizde yarattığı baskıyı azaltır ve davranışa geçmenizi kolaylaştırır. Çünkü bazen zihin mükemmeli ister ama beden küçükle başlamak ister. Siz şu anda kendinize küçük ama sürdürülebilir alışkanlıklar kazandırarak bu döngüyü kırabilirsiniz.


Ailenize bir şey anlatmakta zorlanmanız da anlaşılır bir durum. Utanmak, yetersiz hissedilmek, yanlış anlaşılma korkusu birçok gencin ailesiyle iletişimini kısıtlar. Ancak unutulmamalıdır ki yaşadığınız duygular, hissettikleriniz ve zorlandığınız anlar değerlidir ve ifade edilmeye değerdir. Ailenizle açık iletişim kurmakta zorlanıyorsanız, bu süreci destekleyecek bir uzmanla görüşmek hem duygularınızı tanımanıza hem de kendinizi daha net ifade etmenize yardımcı olabilir. Bazen bir dış göz, zihninizdeki karmaşayı düzenlemede çok etkili olabilir.


Son olarak, kendinize karşı daha şefkatli olmayı deneyin. İçinizdeki o “yargılanacağım”, “bunu yapamam”, “beceremem” diyen sesin size ait olmadığını; geçmişte maruz kaldığınız söylemlerin içselleşmiş hali olduğunu fark etmeniz önemli. Siz kendi hayatınızın sorumluluğunu alan, kendini tanımaya çalışan, duygularının farkında olan ve değişim isteyen bir bireysiniz. Bu çok kıymetli. Şu anda zorlandığınız şeyler geçici ve çözülebilir. Yeter ki kendinize zaman tanıyın, küçük adımları önemseyin ve gerekirse destek almaktan çekinmeyin.


Bir psikologtan psikolojik destek alabilirsiniz. Bu hem duygularınızı daha iyi anlamanızı sağlar hem de sizi yavaş yavaş yeniden hayata katabilir.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları yeni bir soru oluşturarak bizlere iletebilirsiniz.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

alinti

çok teşekkür ediyorum.

Yorumlar

Psk. Betül Canbel

Merhaba Sevgili Danışan, Güzel geri dönüşleriniz için ben de teşekkür ederim. Tekrar bir sorunuz olduğunda buradayız. Kendinize iyi bakmanız dileğiyle. Sevgiler, Psikolog Betül Canbel

11 Temmuz 2025 09:42