Kaygı

Düğünüme 2 ay kala evlenmekten korkuyorum

Gizli Kullanıcı2 Haziran 2025 16:01

Merhaba umuyorum ki derdimi anlatabilirim 8 senedir birliktr olduğum aşık olduğum,sevdiğim adamla geçen sene haziran ayında sözlendim.bundan 2 ay sonra düğünümüz var ancak öyle kaygılı ve korku içindeyim ki ayaklarım geri geri gidiyor çünkü bu ilişkide her ne kadar ikimizde sevsekte çok fazla fedakarlık yaptım ve zamanla karşımdaki eş adayı kavga anlarında hep bir adım daha ileri giderek davrandı toksik çok fazla özelliği var ancak sevgiden gözüm öyle kördü ki kaybetmekten korktuğum için her şeyi kabullenmiştim nişanlılık süremde işe girdim ikimizde çok zorluk çektik bu arada hep şeyimizi kendi maadi gücümüzle yaptık aileden yardım almadık hiç bir şekilde herşeyimiz hazır ancak ruhen çok büyük bir çöküntü yaşıyorum çünkü iyiyken çok iyiyken kötüyken düşmanımdan beter davranıyor kıskançlık durumu had safaya çıktı önceden de kıskançtı ancak ya ben göremiyordum ya da daha da arttı şimdi evlenmek için can atan ayaklarım geri gidiyor ne yapmam gerektiğini bilmiyorum eskisi gibi sevmiyor muyum diyr sorguluyorum kendimi işe girdiğimden beri de özgüvenim arttı kendi ayaklarımın üstünde durduğumdan beri potansiyelimin farkına vardım ancak işe girdiğimden beri kendisi çok rahatsız sürekli sorun çıkarıyor işimle alakalı olsun eczanede çalışıyorum çalıştığım insanlar çok düzgün ve temiz olmasına rağmen sırf erkek diye bana çıkarmadığı zorluk kalmadı hayatıma bu kadar müdehale edilmesinden artık çokmypruldım ve sanırım ilişkiden uzaklaştım yanlış anlaşılmak istemiyorum ancak eczanede gelen ablalar abiler olsun bana hep övgüyle konuşurken hayatımdaki insanın beni hiç övmüyor olduğunu çalışırken farkettim insanların beni görüyor olmasından inanılmaz endişe duyuyor kimsenin beni görmesini istemiyor kıskançlık durumu olduğunda inanılmaz ileri tepkiler veriyor evet çok seviyor diyordum ama şuan iyi anılarımızdan çok bu anılar kazındı kafama ve ben çaresizce kaldım lütfen bir şeyler söyleyin🙏

Bu soru 3 Haziran 2025 10:17 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Kalbinin tam ortasında yıllar süren bir aşkın, bağlılığın, emeğin taşıdığı bir yük var şu anda. Sekiz yıl önce başlayan bir hikâyenin son iki ayında kendini büyük bir sorgulamanın içinde bulmuş olman seni şaşırtıyor olabilir ama aslında bu çok insani. Bazen sevdiğimiz insanla bir ömür geçirmeye hazırlanırken, bir anda içimizde bir sis belirir; doğru yolda mıyım, bu ilişki benim ruhuma iyi geliyor mu, ben gerçekten mutlu muyum, özgür müyüm, değer görüyor muyum? Bu sorular bir anda bastırmaz; yıllar boyunca içte biriken duyguların sesidir. Sen şu anda, bu sesi duyduğun için güçlü bir adım atıyorsun: kendini görüyorsun.


Bu ilişkinin yıllar süren bir geçmişi var. Her ilişkinin içinde fırtınalar olabilir, bu çok normal. Ama senin anlattıkların; yalnızca bir fırtına değil, bir süreklilik hissi taşıyor. Sevilmenin, ait olmanın verdiği sıcaklıkla birçok şeyi görmezden gelmişsin. Ama şimdi işe girmenle birlikte, kendi ayaklarının üzerinde durmanın getirdiği özgüven, gözlerini açmış. Bu çok kıymetli bir içsel dönüşüm. Evet, sen değişiyorsun. Artık sadece bir eş ya da sevgili değil, bir birey olarak da var olmak istiyorsun. Ne yazık ki partnerin bu değişimi anlayamıyor gibi görünüyor.


Kıskançlık ve kontrol etme davranışları, sevginin işareti değildir. Seni herkesten saklama arzusu, senin güvenliğini değil, onun kendi kaygılarını temsil eder. Bir insanın, sevdiği kişiyi dünyadan saklamak istemesi; "seni seviyorum" değil, "senden korkuyorum" demektir. Korkuyor çünkü seni kaybetmekten endişe ediyor, ama bu endişeyle seni kısıtladıkça aslında kendini kaybettiriyor. Ve sen şu anda, bu ilişkinin seni yavaş yavaş nasıl yalnızlaştırdığını fark etmiş durumdasın.


İlişkinin başındaki “biz” duygusu, zamanla “sen” ve “ben”e bölünmüş gibi. Bu, bir ilişkinin kopuş aşamasına gelebileceğinin işaretidir. Birlikteyken çok mutlu olduğunuz zamanları anımsıyorsun ama artık o anıların sayısı azalmış, yerini seni yoran ve içini sıkan anılar almış. Bu seni suçlu hissettirebilir çünkü emek verdin, bağlandın, çok sevdin. Ama şunu bil ki bir ilişkinin içinde yalnızca sevgi yetmez. Karşılıklı saygı, destek, kişisel alanlara saygı, birlikte gelişme arzusu da gerekir.


Senin için şu anda en önemli mesele şu sorunun cevabını bulmak: Bu evliliğe ‘evet’ demek, senin hayatına katkı mı sağlayacak yoksa seni daha da tüketen bir sürecin kapısını mı açacak? “Ben bu kişiyle yaşlanmak istiyor muyum?” sorusuna verdiğin yanıt, içinde bir huzur yaratmıyorsa, bu his sana çok şey söylüyordur.


İlişkiyi bu kadar uzun sürdürmüş olmak, evliliği “zorunluluk” haline getirmemeli. Düğün yaklaşıyor olabilir, hazırlıklar yapılmış olabilir ama hayatını paylaştığın kişinin tutumları seni özgürleştirmek yerine bastırıyorsa, kendine şu soruyu tekrar tekrar sormanda fayda var: “Bu evlilik bana kendimi daha özgür, daha değerli, daha güçlü hissettirecek mi?” Eğer bu soruya dürüstçe “evet” diyemiyorsan, bu evliliği biraz daha düşünmen gerekebilir.


Çok büyük ve çok zor bir kararın eşiğindesin. Ailene, çevrene, yapılan hazırlıklara rağmen kendini kandırarak bu evliliğe adım atarsan, bu kararın bedelini yine sen ödeyeceksin. Ve şunu unutma: Kendini düşündüğün için bencil değilsin. Hayatını kendine daha iyi gelen bir yöne çevirmek istersen, bu cesarettir. Bir kadının kendi potansiyelini görmesi ve bu potansiyeli bastıran bir ilişkiyi sorgulaması, gelişiminin doğal bir parçasıdır. Bu sorgulama bazen “acaba sevmiyor muyum artık?” sorusunu doğurur. Ama sevgi bazen çok sevmek değil, sağlıklı bir şekilde birlikte yürüyebilmektir.


Sevgi dolu ilişkiler, seni yalnızca iyi hissettiren değil, seni büyüten, seni destekleyen ilişkiler olmalı. Şu anda anlattıkların, senin iş yerinde kazandığın özgüvenle birlikte partnerinin kaygılarının daha da arttığını ve bunu kontrol yoluyla çözmeye çalıştığını gösteriyor. Ama bir ilişki kontrolle değil, karşılıklı güvenle yürür. Ve bu güvende kendini değersiz hissediyorsan, bu ilişki seni yavaş yavaş yoran bir çembere dönüşür.


Kendinle baş başa kalacağın birkaç gün ayır. Ne istediğini, neyi hak ettiğini, bu evliliğin senin için ne anlam taşıdığını yaz. Günlük tutabilirsin. Partnerinle açık, dürüst ve sakince konuşabilirsin. Bir çift danışmanına birlikte gitmeyi önerebilirsin. Bu ilişkinin içinde seni kaybettin mi, yoksa yeniden bulabilir misin; bu sorunun cevabını birlikte aramak istiyorsan, bu adım kıymetli olabilir. Ama eğer partnerin seni hep suçlayan, seni anlayamayan ve desteklemeyen bir noktadaysa, bu da sana geleceğe dair önemli bir ipucu sunar.


Unutma, bu senin hayatın. Düğün iki ay sonra olabilir ama bir ömürlük mutsuzluğun telafisi yok. Bu yüzden kendine dürüst ol, kalbinin sesini duy, korkularınla yüzleş ama onları bastırma. Çünkü sen yalnızca bir gelin değil, bir bireysin. Bu birey olma hakkın, her şeyden kıymetli.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları sorabilirsin.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

alinti

Çok incesiniz bu kadar içtenlikle cevapladınız ve kendimi daha rahatlamış hissettim okurken 🌸

Yorumlar

Gizli Kullanıcı

Biraz fazla korkuyorum galiba,bilinmezlik içinde sürükleniyorum buluştuğumuzda o eski neşeli kendimi bulamıyorum o kızsamda kırılsamda seni çok seviyorum diyor ama bende öyle bir yorulmuşluk var ki çünkü süregelen kavga zamanlarında kıskançlığına sinirine vererek itekleme,küfürlü konuşma ve ya bu tarz beni çok yoran ilerivi derece toksik hareketleri oldu ve şuan dönüp baktığımda kendime buna neden izin verdim diyorum son zamanlarda bendeki bu enerji değişimini biraz biraz hissediyor ama kendimi de böyle hissettiğim için suçlu hissediyorum nasıl bir anda bu kadar yoğum bir duygu değişimi geçirebildiğimi bende anlayamadım önceden tek hayalim onunla aynı ev içinde huzurla yaşamaktı ama bu nişanlılık sürecinde söylediği bazı cümleler beni daha da her istediğini yapmamı bekliyor onun istediklerini yapmadığım sürece mutlu olamıyoruz ve bu isteklerin geldiği boyut benim yaşamama engel olmaya başladı bunlar ona normal geliyor bana ise boğucu kendimden senelerce verdim yapmadığım frdakarlık göstermediğim sabır kalmadı şimdi ise geldiğim nolta da kendimi bu şekilde görmek istemiyorum bu kadar zorlu bir hayat yerine yaşayacsğım eğlenceli kendi potansiyelimin farkında olduğum bir hayatı hayal ediyorum ama korkuyorum 25 dans edebiliyorum şarkı söyleyebiliyorum duyusal yeteneklerim çok yüksek videolar çekmeyi görsel şeyler hazırlamayı da çok seviyorum çocuklukten beri her zaman ışığımın olduğu söylerlerdi ama 8 senedir beraberiz başbaşa olduğumuz zamanlar harici bir kez bile beni ne insanların içinde övebildi ne de yanına gittiğimde çok güzel olmuşsun diyebildi bense hep onun için hazırlandım gittim şimdi 8 senedir sevdiğim adama bakıyorum heyecan duygum iyice köreldi bundan 4 au öncesine kadar yoktu ama bu dönemde artık kavga sıklığımız iyice artmaya başladı bendeki bu hayır diyebilme ve ya kavga ettiğimiz anda oturup evden çıkmamamı beklerken ben hayatıma kaldığım yerden devam ettim arkadaşlarımla gezdim kendime yatırım yaptım bunları duyunca daha da içerledi değiştiğimi görmek onda daha baskıcı bir duruma yol açtı üzerimde bende daha da çok geri çekiliyorum benim için elinden gelen imkanı zorluyor ama duygusal anlamda beni çok yalnız bıraktı her zaman Biz olmayı ona sürekli hatırlatmaya çalışyım hep ben dedi hislerimi konuşmaya çalışyım hep görmezden geldi şuan ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum tek bildiğim kaygı ve korku ev içinde yeteri kadar mutlu olabilecek miyiz yemek yapamadığımda bana kızacak mı ya da en korktuğum aynı evde iki yabancı mı olacağız iletişimsizlik mi olucak hep çünkğ her kavga anında sadece susuyor sinirlendiği zaman karşımda telefonls oynuyor iyiyken iyi ama en ufak kendi kendine sinirlenebileceği bir hareket olsun benden yana yine aynı o buz gibi tavır beni görmezden gelme ve agresif hareketler bu hayatı seçmek istemiyorum

3 Haziran 2025 11:28
Psk. Betül Canbel

Merhaba sevgili danışan, Yazdıkların kalbinde ne kadar büyük bir çelişki ve yorgunluk taşıdığını gösteriyor. Sekiz yıllık bir geçmişin ağırlığıyla, sevgiyle bağ kurduğun bir ilişkide bugün kendini bu kadar kaygılı, yalnız ve baskı altında hissetmen asla tesadüf değil. Bir zamanlar hayal ettiğin huzurlu ev hayatı, şimdi içinde boğulduğun bir korkuya dönüşmüş. Çünkü bir ilişki sadece birlikte güzel anılar biriktirmek değil; duygusal güven, saygı, destek ve senin de birey olarak görünmenle anlam kazanır. Göz ardı edilen duygular, sürekli sana yüklenen fedakârlıklar ve sen değiştikçe artan baskılar; aslında bu ilişkinin nereye evrildiğini anlatıyor. Şu anda hissettiğin suçluluk değil, iç sesinin ve ruhunun “ben artık böyle yaşamak istemiyorum” demesi. Bu duygu değişimi ani değil, yıllarca bastırılanların açığa çıkışı. Sen artık kendi ışığını yeniden görmek istiyorsun. Bu çok kıymetli bir fark ediş. Ancak bu noktada daha derin düşünmeye, hislerini yazılı olarak değerlendirmeye ve profesyonel destekle bu süreci konuşmaya ihtiyacın olabilir. Eğer istersen, bu yaşadıklarını ayrıntılı bir şekilde ele alabileceğin yeni bir soru sorabilirsin. Yorumlar kısmından uzun cevaplar veremiyoruz.🌿 Sevgiler, Psikolog Betül Canbel

3 Haziran 2025 11:52
Gizli Kullanıcı

tamamdır betül hanım yeniden soru sorduğumda sizlerden yanıt alabileceksem daha ayrıntılı bir şekilde kendimi ifade etmek isterim çünkü bu süreçte olumlu ve ya olumsuz temiz bir şekilde sonuca varmak istiyorum akşam daha detaylı yazacağım bunun için 🥹🤍

3 Haziran 2025 11:54
Psk. Betül Canbel

Merhaba Sevgili Danışan, Soruda benden yanıt almak istediğinizi belirtirseniz farklı bir meslektaşım yanıtlamaz. Bilginize Sevgiler, Psikolog Betül Canbel

3 Haziran 2025 12:01
Gizli Kullanıcı

tamamdır betül hanım 🥹

3 Haziran 2025 12:03

Cevaplanmış benzer sorular