Düşüncelerin içerisinde boğulan birisine ne söylemek istersiniz?
Merhaba..30'lu yaşlara yaklaşmakta olan, kendi ayaklarının üzerinde duramayan. Hatta kafasının içinde ki sert düşünceler ve takıntılardan dolayı dışarısı ile bir türlü mücadele edemeyen ne yazık ki bir yaşam inşa edemeyen bir ben.. OKB'm var 3 yıldır özelde psikoterapi ve ilaç tedavisi aldım.Düzenli olmadı ancak şuan da devlet hastanesine gidiyorum ancak nafile..Kafam da o kadar çok düşünce var ki hangisini yapsam yada karar versem diye tüm günümü mahvediyorum.Yaşamdan zerre keyif almıyorum.İnsanlarla mecburi olarak geçinmeye çalışıyorum.Bununla beraber sosyal yaşamda neredeyse sıfır arkadaşlık ve dostluk ile ilerliyorum.Hiçbir işi ve durumu olayı beğenmiyorum.Kimseye muhtaç olmadan yaşamak gibi uç şeyler hayal ediyorum.Kendimi ve gerçek düşüncelerimi ifade etsem toplum ve çevrem tarafından fazlaca ayrıştılacağımı biliyorum.Son zamanlarda kimse ile konuşmadan geçiriyorum.Sıfır konuşma..Haliyle kendi kendime konuşuyor ve söyleniyorum.Ve bu düşünce obsesyonları arasında hayatımı en çok mahveden öfke nöbetlerim var aşırı kırıcı oluyorum özellikle aileme karşı bu nedenle de ailem artık beni istemiyor.Zaten bir vasfım da yok hayatta kalabilecek şekilde.Tabi daha bununla bitmedi.Tüm bunlara rağmen Okb'ye ek kaygı,sosyal bozukluklar yanında hayatımın düzeleceğine dair inanç geliştiremiyorum.Yeri geliyor kendimi fazlaca yüceltiyor yeri geliyor dibe sokuyorum.En son ki psikiyatri dokturum OKKB belirtileride taşıdığımı söyledi.Şu sebepten ki Mükemmelliyetçilik da var bu zaten birçok şeyde hayatıma negatif etki yapıyor.
Daha da sayamacağım şeyler var.Ancak bunun yanında olumlu taraflardanda bahsetmem gerek.Türkiye'nin en güzel şehirlerinden birinde doğdum.Bir köyümüz var hatta orta halli bir çiftçi diyebilirim.İş hayatım tamamıyla köyde geçti.Eğitim Fakültesi mezunu bir öğretmenim.(Hiç Kpss hazırlanmadım)Entellektüel alanlarla ilgilenmeyi seviyorum,yaşıtlarıma nazaran çok fazla kitap okudum.Sanat sinemasi ve aktif bir tiyatro izleyicisiydim.Bağlama çalmaya çalıştım.Uzun dönem askerlik yaptım.6 aylık bir yurtdışı deneyimim oldu.Uzun bir ilişkim oldu,nişanlılık döneminde yukarıda ki saydığım sebeplerden dolayı terk edildim.Şuan ise hayatta nasıl kalmalıyım diye kara kara düşünceler ve takıntılar arasında boğuluyorum.Düşüncelerim o kadar yorucu ve huzursuz edici ki onlardan kaçmak için çılgınca şeyler yapmak istiyorum,bir nevi unuturcasına..NE YAPMALI?NE YAPMAMALI?
.Bana bu konularda fazlaca kaynak kitap ve film dizi önerisinde bulunursanız çok memnun olurum.
Teşekkürler iyi çalışmalar..
Bu soru 7 Haziran 2025 17:56 tarihinde Psikolog Aysel Kacak tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili danışanım,
Merhabalar.Yazdıklarınızı okurken zihninizde bir an bile durmaksızın dönen, bitmek bilmeyen düşünce trafiğinin ne kadar yorucu olabileceğini hissetmemek mümkün değil.
Sanki bir yanda hayatı yaşamak, anlamlı kılmak isteyen bir tarafınız var; diğer yanda ise onu sürekli sorgulayan, eleştiren, engelleyen başka bir tarafınız… Bu iki kutbun arasında kalmak, insanın içsel enerjisini tüketen bir savaşa dönüşebiliyor. Ve siz bu savaşı uzun süredir veriyor gibisiniz.
Kendinizi ifade ediş biçiminiz, yaşadığınız yoğun içsel çatışmaları oldukça açık bir şekilde gösteriyor. Bir yandan kendinize çok sert davranıyor, öfkenizi çoğu zaman içinize değil çevrenize yöneltiyor, sonra da bunun vicdani yükünü taşıyorsunuz. Bu döngü zamanla kendinize olan güveninizi de, insanlarla kurduğunuz bağı da zayıflatıyor olabilir. Hele ki kimseyle konuşmadan geçen günleriniz olduğunu söylediğinizde, yalnızlığın zamanla nasıl bir yankıya dönüştüğünü tahmin etmek zor değil.
OKB ve OKKB belirtileriyle yaşamak, zihnin sürekli analiz ve kontrol çabası içinde olması anlamına gelebilir. Bu da gündelik kararları bile zorlaştırabilir; ne giyeceğinizden tutun da ne hissedeceğinize kadar her şey büyük bir sorguya dönüşebilir. Bu yüzden “bir işi yapayım mı, yapmayayım mı?” gibi basit bir sorunun bile tüm gününüzü tüketmesi anlaşılır bir durum. Özellikle mükemmeliyetçilik devreye girdiğinde hiçbir karar yeterli gelmeyebilir; çünkü zihniniz size sürekli “daha iyisi olabilir”i fısıldıyor.
Siz “ne yapmalı, ne yapmamalı?” diyorsunuz. Belki de ilk adım, “her şeyi yapmak zorunda değilim” cümlesiyle başlayabilir. Şu anki içsel yorgunluğunuz, büyük değişimlere değil, küçük ama sürdürülebilir dokunuşlara ihtiyaç duyuyor olabilir. Günde bir kez dışarı çıkmak, camı açmak, birkaç dakika yürümek ya da sadece bir sayfa kitap okumak bile zamanla zihninize “ben harekete geçebilirim” mesajını verir.
Kendinize dair olumlu yönleri hatırlamanız ve paylaşmanız dikkat çekici. Kitaplara, sanata, bağlamaya, tiyatroya olan ilginiz; köyde geçen emek dolu geçmişiniz var. Tüm bu yönleriniz, hayatınızdaki içsel kaynaklar aslında. Zihninizin acımasız eleştirilerine rağmen hala bu yönleri hatırlıyor olmanız, içsel gücünüzün tamamen kaybolmadığını gösteriyor. Bazen geçmişte size iyi gelen şeyleri hatırlamak, geleceğe dair umut taşımanın anahtarı olabilir.
“Kendimi ifade etsem, çevrem beni dışlar” demeniz, aslında kabul görme ihtiyacınızla toplumdan farklılaşma korkunuzun iç içe geçtiğini düşündürüyor. Bu oldukça insani bir kaygı. Ancak ifade edilmeyen duygular, bir süre sonra içe dönüp kendini öfke, huzursuzluk ve yalnızlık olarak gösterebilir. Aile içindeki kırıcı öfke patlamaları da belki biraz buna işaret ediyor olabilir.
Ayrıca çılgınca şeyler yapma isteğiniz de, zihnin bu yoğunluğundan bir an olsun kaçmak, biraz olsun nefes alabilmek için bir yol arayışı gibi geliyor. Ancak bu anlık kaçışlar çoğu zaman kalıcı huzur getirmek yerine yeni pişmanlıklar yaratabiliyor. Belki de şu an ihtiyacınız olan, bu yoğunluk içinde bile kendinize nazikçe yaklaşmayı denemek—küçük ve şefkatli adımlarla.
Benden istediğiniz kitap önerileri:
- Cherry Pedrick -Obsesif Kompülsif Bozukluk çalışma kitabı
- “Duyguların Rengi” – Dolunay Polat: Duygu-düşünce döngülerini tanımak ve içsel çözüm yollarını keşfetmek için sade bir kitap.
- “OKB ile Baş Etme Sanatı” – Jon Hershfield & Tom Corboy: Takıntılı düşüncelerle baş etmek için bilimsel temelli, kolay uygulanabilir teknikler sunar.
- “Yaralı Benlik” – Guy Winch: Duygusal yaralanmalar ve öz değer ile ilgili anlatımlar içeriyor.
Film & Dizi Önerileri
Toc toc,Bir Başkadır ,As If (Gibi):
Küçük Bir Egzersiz Önerisi
Her gün gün sonunda sadece şu iki cümleyi yazmayı deneyin:
- Bugün düşündüğüm halde yapamadığım bir şey neydi?
- Bugün kendime iyi davrandığım bir an oldu mu?
Bazen bu minik sorular bile içsel bir farkındalığın kapısını aralayabilir.
Son olarak şunu da paylaşmak isterim: Zihninizin içinde böylesine yoğun bir dünya taşıyor olmanız, sizin yaşamı derinlikli yaşayan biri olduğunuzu da gösteriyor olabilir. Bu zenginliğe sahip birinin zorlanması da, hayatta tutunacak yolları bulması da mümkündür. Sadece şu an, yollar biraz bulanık görünüyor olabilir.
Eğer kafanızda hâlâ yanıtsız kalan sorular varsa ya da başka konularda da düşüncelerinizi paylaşmak isterseniz, yeni bir soru başlığı açarak sorabilirsiniz(Sorunuzun başında ismimi belirtebilirsiniz)
Bu süreçte yakınlarınızdan veya bir uzmandan destek almaktan lütfen çekinmeyin.
Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı günler diliyorum.
Sevgilerimle,Psikolog Aysel Kacak