• Anasayfa
  • Sorular
  • Duygularım yoğun, ailemle çatışıyorum, kaygım çok. Nasıl baş edebilirim?
Aile

Duygularım yoğun, ailemle çatışıyorum, kaygım çok. Nasıl baş edebilirim?

Gizli Kullanıcı25 Ağustos 2025 21:13

Ben duygularımı çok yoğun yaşıyorum; öfke, kırgınlık, yalnızlık, değersizlik gibi hislerim oluyor ve bunlarla baş etmekte zorlanıyorum. Ailemle de sık sık çatışıyoruz. Özellikle annem bana çok fazla sorumluluk yüklüyor, bu da beni yoruyor. Onlarla iletişim kurmakta ve kendimi doğru şekilde ifade etmekte zorlanıyorum. Bazen kendimi değersiz hissediyorum, özgüvenim düşüyor. Okul ve sınav stresi de eklenince sürekli bir kaygı içindeyim. Bir de geçmişte yaşadığım bazı ağır şeyler var, onlar hâlâ aklıma geliyor ama nasıl açacağımı, beni incitir mi diye endişeleniyorum. Size sorum şu: Bu hislerle nasıl baş edebilirim? Kendimi daha güçlü hissetmek ve hayatımı dengeye sokmak için nasıl bir yol izleyebiliriz?

Bu soru 27 Ağustos 2025 19:14 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Öncelikle Merhabalar,


Yazdıklarınızı okurken, içinizde biriken duyguların ne kadar ağır olduğunu hissedebiliyorum. Geçmişten kalan izler, ailenizle yaşadığınız çatışmalar ve okul-stres baskısı, bir araya geldiğinde ruhunuzda sürekli bir gerilim yaratıyor olabilir. Bu kadar yoğun bir yük altında bazen kendinizi yalnız ve savunmasız hissetmeniz çok doğal. Bazen sessizce kalmak, ağlamak veya kimseyle konuşmak istememek, aslında ruhunuzun toparlanmaya çalıştığının bir işaretidir.

Duygularınızın yoğunluğu, sizin kırılgan olduğunuz anlamına gelmez; çevresel koşullar ve yaşadıklarınız, bu kadar güçlü tepkiler vermenize neden oluyor. Annenizin yüklediği sorumluluklar, omuzlarınızda ağırlık yaratabilir ve bu noktada kendi sınırlarınızı koruma ihtiyacınız ortaya çıkar. “Ben yoruluyorum, biraz alan ihtiyacım var” diyebilmek, hem kendinize hem de ilişkilerinize verdiğiniz değerin göstergesidir. Bu sınırları oluşturmak zaman alabilir, ama atacağınız her küçük adım sizi güçlendirecektir.


Okul ve sınav kaynaklı kaygılar da bu duygusal yükü daha da artırabilir. Kendinizi sürekli eleştirmek, hata yapmamaya çalışmak veya yetersiz hissetmek, çoğu zaman ruhunuzu yıpratır. Bu noktada kendinize şefkat göstermek, bir dostunuza yaklaşır gibi kendinize yaklaşmak, yaşadığınız baskıyı hafifletebilir ve daha dengeli hissetmenizi sağlayabilir.

Geçmişte yaşadığınız zor deneyimleri açmak konusunda hissettiğiniz çekinceler çok anlaşılır. Her şeyi hemen paylaşmak zorunda değilsiniz. Kendinizi hazır hissettiğinizde, küçük adımlarla paylaşmak ve duygularınızı gözlemlemek, içsel olarak rahatlamanızı sağlayabilir. Önce yazıya dökmek veya kendi kendinize konuşmak bile, bu sürecin başlangıcı için önemli bir adımdır.

Günlük hayatınızda küçük ama etkili alanlar yaratabilirsiniz. Örneğin, günün bir anını kendinize ayırıp “Bugün kendim için ne yapabilirim?” diye sormak, hem farkındalık hem de içsel denge yaratır. Kaygı yükseldiğinde birkaç dakika gözlerinizi kapatıp derin nefes almak ve bedeninizdeki hisleri gözlemlemek, sizi sakinleştiren güçlü bir araçtır.


Aileyle iletişimde ise “Ben” diliyle kendinizi ifade etmek önemlidir. “Bu kadar sorumluluk yüklenince kendimi çok yorulmuş hissediyorum” gibi cümleler, karşı tarafı suçlamadan duygularınızı ortaya koymanıza yardımcı olur. Küçük ve nazik adımlarla, uzun süredir kapalı kalan iletişim kapıları yavaş yavaş açılabilir. Bu sayede hem ailenizle iletişiminiz olumlu yönde etkilenir hem de kendinize bir alan açmış olursunuz. Yaşadığınız duyguların yoğunluğunu fark etmek ve onlarla baş edebilmek, aslında kendinizi daha derin bir şekilde tanımanın ve anlamanın en temel adımlarından biridir. Her bir duygu, ne kadar zorlayıcı veya karmaşık görünse de, size kendiniz hakkında önemli ipuçları verir; hangi alanlarda sınırlarınızı korumanız gerektiğini, hangi durumlarda kendinize şefkat göstermeniz gerektiğini ve hangi içsel ihtiyaçlarınızın henüz farkında olmadığınızı gösterir. Bu yüzden hislerinizi bastırmak ya da görmezden gelmek yerine, onları güvenli bir şekilde gözlemleyebilmek ve gerektiğinde ifade edebilmek çok kıymetlidir.


Hislerinizi paylaşabileceğiniz güvenli bir alanın varlığını bilmek, yalnız olmadığınızı hissetmenizi sağlar ve yükünüzü hafifletir. Aynı zamanda, bu süreç size kendi duygu dünyanızı keşfetme ve anlamlandırma fırsatı sunar; duygularınızın sizi yönetmesine izin vermek yerine, siz onlara nazikçe yön verebilirsiniz. İster sözlü olarak, ister yazıya dökerek bu süreci deneyimleyin, adım adım ilerlemek önemlidir. Her küçük adım, ne kadar önemsiz gibi görünse de, duygusal ve zihinsel dengenizi güçlendiren bir yapıtaşıdır. Kendinize karşı nazik olmak, attığınız her adımı değerli görmek ve ilerlemenizi takdir etmek, bu yolculuğunuzda hem kendinize güveninizi artırır hem de yaşamınızdaki stres ve kaygıyı daha iyi yönetebilmenizi sağlar. Bu farkındalık ve özen, uzun vadede hem ruhsal direncinizi hem de kendinize olan inancınızı güçlendiren en temel unsurdur. Ve unutmayın, hislerinizi paylaşmak veya yazıya dökmek için hiçbir zaman yanlış zaman yoktur;, dilediğiniz zaman bunu yapabilirsiniz.


Sevgilerimle,

Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu

Cevaplanmış benzer sorular