Çocuk ve Ergen

Duygularımı nasıl anlarım?

Gizli Kullanıcı29 Temmuz 2025 23:14

Bazen eskiden yaşadım hayat yüzünden sınırlı miyim yoksa atlattım mi anlayamıyorum. Yani yaşadıklarım bir travma bıraktı mi yoksa ben sadece düşünüp geçiyor muyum kestiremiyorum çünkü hatırlayınca veya tetikleyen birşey olduğuna ağlamıyorum ama garip bir his geliyor belli edemediğim kendim bile tarif edemedigim ne iyi ne de kötü karmaşık bir ruh hali nasıl bilmiyorum anlatmak çok zor ne yapmalıyım anlamak için

Bu soru 7 Ağustos 2025 15:36 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Yazdıklarını büyük bir dikkatle okudum. Yazdıklarında tanıdık ve insanî bir şey var, çoğu insanın hayatının bir döneminde kendisine sorduğu o zor sorulara dokunuyorsun: “Ben ne hissediyorum?”, “Geçmişin etkisinde mi kaldım?”, “Bu his neden bu kadar belirsiz ve adı konamaz bir halde geliyor?” Bu tür sorular, aslında senin kendi iç dünyana duyduğun farkındalığın bir göstergesi. Bir şeyleri anlamaya çalışıyorsun, kaçmıyorsun.


Öncelikle bilmelisin ki geçmiş yaşantılar, özellikle de bizi duygusal olarak etkileyen deneyimler, her zaman net izler bırakmaz. Bazı olaylar gözyaşıyla, bazıları ise sessiz bir boşlukla, bazıları da senin tarif ettiğin gibi “ne iyi ne kötü ama bir şey eksik, bir şey garip” hissiyle kendini gösterir. Travmatik yaşantıların her zaman dramatik belirtilerle ortaya çıkması gerekmez. Sessiz, sinsi, belli belirsiz ama yaşamı etkileyen duygularla da karşımıza çıkabilir. Bu nedenle “ağlamıyorum o zaman sorun yok” demek, her zaman duygusal iyileşmenin göstergesi değildir. Tam tersine, bastırılmış ya da çözülmemiş duygular bazen ağlamadan, ama içten içe bir eksiklik, bir donukluk ya da bir yönsüzlük hissiyle kendini belli eder.


Yani hissettiğin bu “belirsiz karmaşa” aslında çok tanıdık bir duygu halidir. İnsan, duygularını her zaman net cümlelerle tarif edemez. Bazen sadece “bir şey var” deriz ama ne olduğunu bilemeyiz. Bu gibi durumlarda yaşadıklarını anlamanın ilk adımı, o duyguyu bastırmak ya da hemen çözmeye çalışmak yerine, o duyguyla biraz oturmak, onunla kalmak ve kendine şu tür soruları sormaktır:


Bu his ne zaman geliyor?


Hangi anlarda daha yoğun hissediyorum?


Bedenimde nerede hissediyorum bu duyguyu? (Örneğin bir boşluk hissi mi, bir sıkışma mı?)


Bu his bana neyi hatırlatıyor?


Bu duyguya bir renk ya da şekil verecek olsam nasıl olurdu?


Bu sorular sayesinde duygunu tanımaya başlarsın. Çünkü duygular soyut şeylerdir ama onları somutlaştırdığımızda –beden, zaman, hafıza, şekil gibi ögelerle– zihnimiz onları tanımlamaya daha yatkın hale gelir.


Bir başka önemli nokta da şu: Senin bahsettiğin gibi geçmişi düşündüğünde ağlamamak ya da büyük bir acı hissetmemek, her zaman iyileştiğin anlamına gelmez. Bazen duygularımızı bastırmak için zihinsel savunmalar geliştiririz. Bu savunmalar (örneğin, geçmişi fazla düşünmeme, gülerek geçiştirme, anlamlandıramama) kısa vadede bizi korur ama uzun vadede o duygunun tam olarak işlenmesini engelleyebilir. Böyle durumlarda, tıpkı senin şu an yaşadığın gibi, geçmişin etkisi silinmese bile “adı konamaz bir his” olarak içimizde kalabilir.


Peki bu durumda ne yapılabilir?


Kendine duygularını tanımak için alan açman önemli. Bu, illa derin bir terapi süreciyle başlamak anlamına gelmez. Kendine yazı yazmak, meditasyon yapmak, yalnızca düşünmeye vakit ayırmak bile çok işe yarar. Örneğin şu egzersizi düzenli olarak deneyebilirsin:


Sessiz bir ortamda 10 dakika otur.


Gözlerini kapat.


İçinde olan her şeyi yargılamadan fark etmeye çalış.


Sonra da kendine şu cümleyle yazı yaz: “Şu anda içimde bir şey var. İsmi şu an bilinmiyor ama ben bu hissi tarif etmeye çalışıyorum...”


Bu tür egzersizler, bilinçdışı düzeyde bastırılmış duyguların açığa çıkmasına yardımcı olur. Çünkü hissettiğimiz ama adını koyamadığımız duygular genellikle ya bastırılmış ya da tam olarak işlenmemiş duygulardır.


Geçmiş yaşantılarına geri dönerken kendine şefkatli davranmandır. “Acaba ben sorunlu muyum?” diye değil, “Bu yaşadıklarım bana neler öğretti, bana neler hissettirdi?” diye sor. Geçmişe dönmek bazen zorlayıcıdır ama iyileştirici tarafı da vardır. Senin gibi kendini sorgulayan, anlamaya çalışan insanlar bu süreci çok daha sağlıklı biçimde ilerletebilir.


Bazen duyguların işlenememesinin sebebi yalnızca geçmişin kendisi değil, o duygulara yeterince yer veremediğimiz bir çevrede büyümüş olmamızdır. Eğer sen geçmişte duygularını ifade etmene izin verilmeyen bir ortamda yetiştiysen, şimdiki duygularını da tanımakta ve tarif etmekte zorlanıyor olman çok doğal. Çünkü duygular konuşulmazsa, zamanla tanınmaz hale gelir. İşte bu nedenle, duygularını kelimelere dökmek, biriyle paylaşmak ya da bir uzmandan destek almak, bu süreci daha görünür ve anlaşılır kılacaktır.


Şunu unutma: Her duygu işlenmek ister. Bastırılan ya da ertelenen duygular bedende, davranışta ya da ruh halinde dolaylı olarak kendini gösterir. O yüzden hissettiğin “ne iyi ne kötü ama bir şey garip” hali sana bir mesaj vermeye çalışıyor olabilir: “Ben buradayım, beni fark et.” O zaman senin yapman gereken şey, o duyguya kulak vermek. Onu bastırmadan, yargılamadan, değiştirmeye çalışmadan izlemek.


Son olarak, tüm bu süreçte kendine şu soruyu da sorabilirsin:


“Ben şu an hayatımı ne kadar geçmişe göre yaşıyorum?”


“Geçmişteki benle şimdiki ben arasında hangi farklar var?”


“Ben hâlâ geçmişte yaşananlara göre tepki mi veriyorum, yoksa yeni kararlar alabiliyor muyum?”


Bu sorular, geçmişin etkisinin azalıp azalmadığını daha objektif görmene yardımcı olur.


Sevgili danışan, hislerini tarif etmekte zorlanıyor olman seni yetersiz kılmaz. Aksine, bu farkındalık sürecine adım atman senin içsel gücünü gösterir. Unutma, duygular sisli olabilir ama hiçbir duygu çözümsüz değildir.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları yeni bir soru oluşturarak bizlere iletebilirsin.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

Cevaplanmış benzer sorular