Emen çocuğum travma mı geçirdi?
2 yaşında oğlum var ilk çocuğum onu çok severek emzirdim ama son zamanlarda artık çok yorulmuştum ve üstüme çok yapışıyordu o memeye grldiğinde ben emzirmeyi sonlandırma istediğimde bırakmıyordu ve bir kaç kez bağırdım kollarını sıktım şimdi her geldiğinde acı deyip vuruyor bazen krize giriyor ağlarken hem emmek istiyor hem o kötü günü hatırlıyor çok zor günler geçirdim bu yaşıma kadar herşey hep çok zordu zaten oğluma o günü nasıl unutturabilirim çok üzülüyorum içim paramparça🥲
Bu soru 17 Mayıs 2025 13:12 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba sevgili danışan,
Yazdıkların hem bir anne olarak yaşadığın içsel çatışmayı hem de oğluna karşı duyduğun büyük sevgiyi çok net şekilde yansıtıyor. Öncelikle şunu bilmeni isterim ki bu gibi durumlar, annenin kötü biri olmasından değil; çoğu zaman tükenmişlikten, yorgunluktan, çaresizlikten kaynaklanır. Sen de sevgiyle başladığın emzirme sürecinde zamanla hem fiziksel hem de duygusal olarak tükenmiş hissederek bir sınır koymaya çalışmışsın. Bunu yaparken istemeden oğlunun incindiğini düşünüyorsun, bu da seni suçlulukla, kaygıyla ve hatta pişmanlıkla baş başa bırakıyor. Bu çok insani, çok anlaşılabilir bir durum. İyi bir anne olmak, her an her şeye yetebilmek değil; zorlandığını fark edip neyi nasıl onarabileceğini düşünmekle ilgilidir. Senin bu soruyu bu kadar içtenlikle sorman da zaten oğlun için en doğrusunu yapma isteğini taşıdığını gösteriyor.
2 yaşındaki bir çocuk için anne memesi yalnızca beslenme değil, aynı zamanda güven, bağlanma ve rahatlama aracıdır. Bu dönemde emzirme ile kurduğu bağ çok yoğundur ve annenin memeden çekilmesi onun dünyasında “reddedilme” gibi algılanabilir. Ancak bu, doğru şekilde desteklenirse geçici bir kriz olarak atlatılabilir. Oğlunun “acı” demesi, senin verdiğin fiziksel ya da duygusal tepkiyi hatırladığını gösteriyor olabilir. Bu yaş grubu, yaşanan olayı kelimelere dökemez ama bedensel hafızasında tutar. Şimdi bu durumu bir travma hâline gelmemesi için yapabileceklerine birlikte bakalım.
İlk olarak, oğlunun duygusunu onarmaya çalışırken onu gözlemlemen çok önemli. Sana yaklaştığında, memeyi istediğinde ya da ağlama krizine girdiğinde asla “yeter artık”, “sen büyüdün”, “abartıyorsun” gibi cümleler kurmamaya özen göstermelisin. Onunla bedensel olarak temas kurmak, yanında olduğunu göstermek, yumuşak bir sesle “canın yandığında çok korkmuştun, farkındayım” gibi cümlelerle onun duygusunu kabul etmek, iyileştirici olur. Bu kabul, hem onun duygularını tanımasına hem de duygusal güvenin yeniden inşasına yardım eder. Çünkü çocuklar bağıran, uzaklaşan, sinirlenen bir anneden çok etkilenirler; ama aynı annenin "özür dileyen", "sarılan", "dinleyen" hâlini de görürlerse, bu onların iç dünyasında tamir edici olur.
Eğer oğlun her memeye yaklaştığında bu krizleri yaşıyorsa, bu onun sadece anne memesinden değil, aynı zamanda duygusal bir bağdan kopmayı reddetmesinden de kaynaklanıyor olabilir. Bu yüzden süreci sadece fiziksel olarak değil, duygusal olarak da yürütmelisin. Emzirmeyi bırakma kararın yerinde olabilir, ama bu kararı biraz daha yumuşatarak, aşamalı bir geçişe çevirebilir misin diye düşünebilirsin. Örneğin, “şimdi memeyi bırakıyoruz, ama seni hep kucağımda tutacağım, hep seninleyim” demek, onun için güven hissini koruyacaktır. Gece uyumalarında ya da ağlama krizlerinde, memeyi alternatif bir güven aracıyla değiştirmek (sevdiği bir battaniye, oyuncak, anne kokulu bir tişört) işe yarayabilir.
Senin yaşadığın bu zorlayıcı hislerin ise kesinlikle yok sayılmaması gerekir. “Acaba travma mı yaşattım?” sorusu, aslında vicdanlı bir annenin kendini fazlasıyla sorgulamasıyla da ilgilidir. Bu sorgulama zamanla seni “yetersiz bir anne” gibi hissettirebilir. Oysa ki sen yetersiz değil, sadece çok yorulmuş ve yükünü kimseyle paylaşamamış bir annesin. Bu noktada, bir yetişkin olarak kendi ihtiyaçlarına da eğilmen gerekiyor. “Ben ne zaman dinleniyorum?”, “Benim duygularımı kim görüyor, kim onarıyor?” sorularını sormak çok kıymetli. Çünkü duygusal olarak tükenen bir anne, istemeden de olsa çocuğuyla bağ kurarken mesafe hissedebilir. Bu mesafeyi fark etmek ve bu alanı şefkatle onarmaya çalışmak hem senin hem çocuğun için iyileştirici olur.
Bir diğer önemli nokta da şu: Çocuklar travmalarla değil, travmalara verilen tepkilerle kalıcı duygusal izler yaşarlar. Yani burada önemli olan “o anda ne olduğu” değil, “sonrasında ne yapıldığı”dır. Eğer sen şimdi oğlunun bu davranışını anlamlandırır, yanında kalır, güvenli alanı yeniden inşa eder, onunla oynar, bol bol temas kurar, duygusunu isimlendirir ve bağ kurmaya devam edersen, bu durum travmaya değil, bağlanmanın güçlenmesine dönüşebilir.
Oğluna “O zaman üzülmüştün, fark ettim. Ama artık buradayım, seni seviyorum. Kucağımda ağlayabilirsin, ben yanındayım” demen bile yeterince iyileştirici olabilir. Ve bir gün, artık emzirmiyor olsan bile sadece elini tutmanla bile sakinleştiğini görebilirsin. Çünkü anne sevgisi memeden ibaret değildir; ses tonunda, göz temasında, sabrında, seni anlatan her küçük detayda hissedilir.
Sevgili danışan, sen elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan, kendini sorgulayan, çocuğunun iç dünyasını gözeten bir annesin. Ve hiçbir anne mükemmel değildir. Ama senin yaptığın gibi kalpten gelen bir çabayla bağ kuran bir anne, çocuğunun en büyük şansı olur. Lütfen kendine daha az sert davran. Bazen bir sarılma, bir göz teması, bir “haklısın, çok korkmuştun” demek; en güçlü ilacı sunar çocuklara.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları sorabilirsin.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel
Çok çok teşekkür ederim yüküm o kadar çok ki hepsini anlatmaya o kadar ihtiyacım var ki iyi ki bu platform var iyiki sizin gibi insanlar var teşekkür ederim❤️
Yorumlar
Psk. Betül Canbel
Merhaba Sevgili Danışan, Güzel geri dönüşleriniz için ben de teşekkür ederim. Tekrar bir sorunuz olduğunda buradayız. Kendinize iyi bakmanız dileğiyle. Sevgiler, Psikolog Betül Canbel
20 Mayıs 2025 19:04