Çocuk ve Ergen

Ergen kızım sorumluluklarını yerine getirmiyor

Gizli Kullanıcı12 Temmuz 2025 16:29

Benim 18 yaşında kızım var. Bu sene üniversite sınavına girdi son 4ay kala tamamen bıraktı çalışmayi mezuna kalacak yeterince çalışmadığı için.Fen lisesi mezunu . İnternet üstü biriyle tanisti.Gece gündüz devamlı sohbet ediyor ders çalışmaya hiç zaman ayirmiyor. Okumak istemiyorum da demiyor hem ilişkinin internet üstü yaşanması hemde ders çalışmaktan tamamen vazgeçmesi beni çok üzüyor.Birsey deyince de fayda etmiyor yine bildiğini okuyor .Ne yapmalıyım lütfen bana yardımcı olun . Nasıl davranmalıyım gece gündüz bu kadar çok konuşacak ne buluyorlar bilemiyorum diğer sorumluluklarini yerine getirecek zamanı yok.

Bu soru 12 Temmuz 2025 23:16 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Öncelikle Merhabalar ,


Yazdıklarınızı okurken satır aralarında biriken endişenizi, içinize çöken belirsizliği ve bir anne olarak hissettiğiniz çaresizliği tüm kalbimle hissedebiliyorum. Çocuğunuzu hem korumak hem özgür bırakmak arasında kalmanın ne kadar ince, ne kadar yorucu bir denge olduğunu çok iyi anlayabiliyorum. Hele ki kızınız gibi, yıllarca akademik başarıya odaklanmış, güçlü bir altyapıyla yetişmiş bir gençte bu ani geri çekilme hali, hem şaşırtıcı hem de yıpratıcı olabilir. Ne deseniz karşılık bulmamak, göz göre göre potansiyelini askıya aldığını izlemek hiç kolay değil.


Ancak şu noktada biraz derin nefes alarak sürece daha geniş bir çerçeveden bakmak iyi olabilir. Ergenlik ve geçiş dönemleri (özellikle 17-19 yaş arası), gençlerin sadece kimliklerini değil, aynı zamanda hayatla olan bağlarını, anlam arayışlarını ve aidiyet duygularını da sorguladıkları çok kırılgan bir zaman dilimidir. Bu dönemde kurulan bir sanal ilişki, çoğu zaman sadece bir "aşk hikayesi" değildir aslında; genç bireyin “görülmek”, “anlaşılmak”, “bir yere ait hissetmek” gibi duygusal ihtiyaçlarının yansımasıdır. Geceler boyu süren sohbetler, bazen ders çalışmanın değil; duygusal yüklerin, hayal kırıklıklarının, hatta geleceğe dair kaygıların üzerini örten bir sığınak olur.

Siz bunu dışarıdan bir “kopuş” olarak görürken, o belki kendi içinde "dayanma" çabası veriyor olabilir. Sınav sisteminin ağırlığı, fen lisesi mezunu olmanın getirdiği yüksek beklentiler, tüm yıl boyunca üstünde taşımak zorunda kaldığı “başarılı olmalıyım” baskısı… Tüm bunlar bir noktada onun için artık taşınamaz hale gelmiş olabilir. Ve böyle anlarda gençler çoğu zaman bir kaçış yolu arar, bazen bu bir oyun, bazen bir arkadaş grubu, bazen de sanal bir ilişki olur.


Bu süreçte sizinle paylaşabileceğim birkaç şey var:


İlk olarak, ne hissediyorsanız, çok normal. Kaygılanmak, üzülmek, öfkelenmek, hatta zaman zaman hayal kırıklığına uğramak, hepsi bir anne yüreğinin doğal tepkileri. Ancak bu duygularınızın eyleme dönüşmeden önce fark edilmesi çok kıymetli. Kızınızla aranızda oluşan mesafeyi kapatmanın yolu, genellikle nasihatten değil, duygusal yakınlıktan geçiyor. Ona yönelttiğiniz soruları biraz daha “yargısız” hale getirmek işe yarayabilir. Örneğin, “Sürekli mesajlaşıyorsun, derslerin ne olacak?” yerine; “Sanırım bu kişiyle konuşmak sana iyi geliyor. Merak ediyorum, seni bu kadar içine çeken şey ne?” gibi bir yaklaşım, aradaki bariyerleri hafifletip bağ kurmayı kolaylaştırabilir.

Aynı şekilde, onun geleceğine dair bir planı var mı, varsa bu planın içinde ders çalışmanın neden yer bulamadığını birlikte konuşabilirsiniz. Bu, bir “hesap sorma” değil, bir “hayal haritası çizme” sohbeti gibi olabilir. Bazen gençler içten içe başarısızlıktan korktukları için geri çekilirler. Eğer sınav sürecine yeniden yaklaşma düşüncesi onu kaygılandırıyorsa, çalışmaktan çok kaçmak yerine "başarısız olma ihtimalinden" kaçıyor olabilir.


Şunu da unutmayın: Ergenlikte çocuklar, ebeveynlerinin söylediklerine karşı çıkıyor gibi görünseler de, aslında söylediklerinizi içten içe duyar ve işlerler. Siz bugün belki etkili olmuyor gibi hissedebilirsiniz, ama o sözler ve tutumlar bir yerlere kazınıyor. Bu yüzden sakinliğinizi, güven veren duruşunuzu korumanız çok değerli. Gerekirse şu an biraz geri planda durup, sadece “orada olduğunuzu” hissettirmek bile yeterli olabilir. Bazen sessiz bir destek, en yüksek sesli yönlendirmelerden daha çok yankı bulur.


Bu süreç sizin için de oldukça yorucu olabilir, bu nedenle kendinize küçük alanlar yaratmanız çok önemli. Unutmayın, siz ne kadar güçlenirseniz, kızınıza da o kadar sağlam bir dayanak olabilirsiniz. Belki bir dostla sohbet, kısa bir yürüyüş, küçük bir nefes alanı size iyi gelebilir.

Ve en önemlisi; bu bir “kopuş” değil, sadece bir “dönem”. Gençlerin hayatlarında bu tür sapmalar, arayışlar ve geri dönüşler olağandır. Sizin sevgiyle, anlayışla ama gerektiğinde sınırları koruyarak yanında duruyor olmanız, onun için hala en büyük güvence. Sabırla, zamana yayılarak, bu süreçte birlikte yol almanız mümkün.

Yalnız değilsiniz. Her zaman yeniden bağ kurmak için bir yer vardır. Yeter ki kapılar tümüyle

kapanmasın. Dilediğiniz zaman aklınıza takılan bir noktada tekrar yazabilirsiniz.


Sevgiyle Kalın,

Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu

alinti

Çok teşekkür ederim Aslı Hanım bana verdiğiniz fikirler için

Yorumlar

Gizli Kullanıcı

Aslı Soylu Hanım bana çok büyük sabır düşüyor 13 yaşından beri uğraşıyorum ben bu çocukla

13 Temmuz 2025 07:10
Uzm. Kl. Psk. Aslı Soylu

Tekrardan merhabalar, Bu sözünüzde yılların birikmişliği var gibi hissettim. Yalnızca sabır değil, derin bir yorgunluk, hep güçlü durmaya çalışmanın verdiği bir iç sıkışma var sanki. Kızınızın 13 yaşından beri hiç kolay bir yolculuk olmamış sizin için ve bunu çoğu zaman tek başınıza sırtlamışsınız. Bazen insan ‘daha ne kadar dayanabilirim?’ diye içinden geçirir ama dışarıya belli etmeden devam eder. Oysa o sabrın içinde ne kadar çok kırılma, ne kadar çok sessiz fedakârlık birikiyor. Ve bu noktada artık sadece “sabreden anne” olmak değil, aynı zamanda “destek alan anne” olmak da hak ettiğiniz bir şey. Şunu hatırlatmak isterim ki; kızınızın bugünkü durumu sizin geçmişteki çabanızın boşa gittiği anlamına gelmez. Bazen çocuklar en büyük değişimi, biz onlardan vazgeçmeden ama onları da tamamen sıkmadan yanlarında durduğumuzda yaşarlar. Sizin yıllardır gösterdiğiniz o sevgi, o mücadele, belki de onun içinde hâlâ kök salıyor, sadece şu an dışarıdan görünmüyor olabilir. O yüzden bu süreçte sizin duygularınız da konuşulmalı, hafiflemeli. Kendinizi biraz olsun dinlemeye ve bu yükü paylaşmaya hakkınız var. Sevgiyle, Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu

13 Temmuz 2025 08:15
Gizli Kullanıcı

Çok cok teşekkür ederim duygularımı çok güzel dile getirmişsiniz bende kızıyorum yanlış davranışlarindan usandigim için gücüm de kalmadı açıkçası bazen diyorum üsteleme oluruna bırak kendime

13 Temmuz 2025 18:40
Uzm. Kl. Psk. Aslı Soylu

Sizi gerçekten çok iyi anlıyorum. Bu kadar yıl boyunca elinizden geleni yapmış olmanın yorgunluğu, çocuğunuzun tekrar tekrar benzer davranışlara dönmesiyle birleşince, sabrınızın tükenmiş olması çok doğal. Bir noktada “üstüne gitmeyeyim, oluruna bırakayım” demek aslında vazgeçmek değil, sadece nefes almaya çalışmak sizin icin. Bu, çaresizliğinizin değil, insan oluşunuzun bir yansıması aslında. Kızgınlık da, bıkkınlık da, kırgınlık da bu sürecin bir parçası. Özellikle yıllardır devam eden bir çaba varsa ortada, “gücüm kalmadı” demeniz; fazlasıyla güçlü durmuş olmanızdan kaynaklı olabilir. Sadece çocuğunuzun değil, sizin de iyi olmaya hakkınız var. Zaten bir anne olarak yapabileceğinizin en fazlasını yapmışsınız. Bazen bir adım geri çekilmek, hem kendinizi korumak hem de çocuğunuza alan bırakmak anlamına gelir. Bu, sevgiden vazgeçtiğiniz anlamına gelmez. Belki de şimdi, “Ben zaten onun için yeterince koştum. Şimdi biraz da kendime dönebilirim” diyebilme zamanı gelmiştir. Bu süreçte sizi yargılamadan, yükünüzü birlikte taşıyarak ilerlemek mümkün. Sadece çocuğunuzun değil, sizin ruhsal ihtiyaçlarınızı da birlikte konuşmak çok kıymetli olacak. 🍀

13 Temmuz 2025 20:11

Cevaplanmış benzer sorular