Çocuk ve Ergen

Ergenlik dönemi

Gizli Kullanıcı6 Ağustos 2025 19:26

Benim 18 yaşında kızım geçen sene üniversite sınavına girdi .Bu sene mezuna kaldı tekrar girecek internet üstü biriyle tanıştı. 24 yaşında meslek sahibi biri bütün gününü onunla sohbet ederek geçiriyor ve çok az ders çalışıyor .Bu az sürede bile ders çalışırken sürekli telefon elinde mesajlasiyor bu sene her şeyden önce derslerine odaklanmasını çok isterdim.Elden gelen bir şey de yok mecbur oluruna zamana bırakmaktan başka çarem de yok.

Bu soru 7 Ağustos 2025 14:19 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Yazdıklarınızı büyük bir dikkatle okudum. Bir anne olarak yaşadığın endişe, çaresizlik ve kaygı hissetmenizi son derece doğal buluyorum. Ergenlikten çıkıp genç yetişkinliğe adım atmakta olan 18 yaşındaki kızınızla ilgili duyduğun kaygılar, aslında onun için en iyisini istemekten kaynaklanıyor. Üniversiteye hazırlık süreci gibi hem duygusal hem akademik açıdan yoğun bir dönemde, onun derslerden uzaklaşıp tüm odağını internet üzerinden tanıştığı bir kişiye vermesi, sizi haliyle düşündürüyor. Bu noktada hem kızınızın gelişimsel ihtiyaçlarını hem de senin ebeveyn olarak rolünü bütüncül bir çerçevede değerlendirmek faydalı olacaktır.


Öncelikle 18 yaşındaki kızınızın yaşam evresine bakalım. 18 yaş, ergenliğin son evresiyle genç yetişkinliğin başladığı döneme denk gelir. Bu dönemde bireyler hem kimliklerini oluşturmak hem de aidiyet, sevgi, değer görme gibi psikososyal ihtiyaçlarını gidermek isterler. Özellikle karşı cinsle kurulan duygusal ilişkiler, bu ihtiyaçları karşılama noktasında önemli bir rol oynar. Yani kızınızın birine ilgi duyması, onunla sürekli konuşmak istemesi bu yaş grubunun oldukça yaygın ve doğal bir davranışıdır. Fakat burada önemli olan nokta şu: Bu ilgi ve bağ kurma süreci, kendi hayat hedeflerinin, gelişiminin ve akademik sorumluluklarının önüne geçiyor mu?


Sizin sorunuzda da bu sorunun cevabı net bir şekilde ortaya çıkıyor. Kızınız gününün büyük bölümünü bu kişiyle mesajlaşarak geçiriyor ve derslerine gereken özeni göstermiyor. Özellikle ikinci kez sınava hazırlanan bir öğrenci için bu durum, hem zaman kaybı hem de motivasyon düşüklüğü anlamına gelir. Bu noktada bir ebeveyn olarak yapabileceğiniz en önemli şey, onu suçlamak ya da yasaklamak değil; neden böyle bir davranış eğilimi içinde olduğunu anlamaya çalışmak ve onunla duygusal bir bağ kurarak birlikte çözüm üretmektir.


Bireyin davranışlarını yalnızca yüzeydeki belirtilerle değil; altında yatan duygusal, bilişsel, çevresel ve gelişimsel etkenlerle birlikte anlamayı hedefler. Bu nedenle kızınızın derslerinden uzaklaşma ve internet ilişkisine yönelme davranışının altında ne gibi duygusal ihtiyaçlar yatıyor olabilir sorusunu sormak gerekir. Belki de geçtiğimiz yıl sınav sürecinde yoğun stres yaşamış, başarısızlık duygusuyla başa çıkmakta zorlanmış, akademik alanda kendini yetersiz hissetmiş olabilir. Bu tarz duygularla başa çıkmakta zorlanan gençler, kendilerini daha değerli ve anlaşılmış hissettikleri kişilerle duygusal bağ kurmaya yönelirler. Özellikle internet üzerinden tanışılan kişiler, gerçek hayatta yaşanan baskı ve beklentilerden uzak bir “kaçış alanı” sunabilir. Bu da onun için hem rahatlatıcı hem de kısa vadede iyi hissettiren bir deneyim yaratabilir.


Bir diğer önemli etken de kızınızın yaşamında sosyal destek eksikliği hissedip hissetmediğidir. Eğer çevresinde onu anlayan, destekleyen arkadaş ilişkileri zayıfsa ya da ailesiyle kurduğu ilişkide duygularını rahatça ifade edemiyorsa, bu eksikliği bir romantik ilişkide telafi etmeye çalışabilir. Bu da yine çok yaygın görülen bir durumdur. Ancak bu ilişkiler sağlıklı bir sınır içinde yaşanmadığında, gencin gelişimsel görevleri sekteye uğrayabilir; yani derslerine çalışmak, hedef koymak, kendini geliştirmek gibi sorumlulukları ikinci plana atabilir.


Sizin için en zorlayıcı hislerden biri de çaresizlik olmuş gibi görünüyor. “Elden gelen bir şey yok, oluruna bırakmaktan başka çarem yok” demişsin. Bu duygu, kontrol kaybı yaşayan ebeveynlerde sıklıkla görülür. Özellikle çocuk yetişkinliğe geçerken ve bireyselleşme eğilimi gösterdiğinde, anne-babalar artık müdahale edemediklerini hissedip hayal kırıklığı yaşayabilir. Ama şunu bilmelisin ki, kızın henüz duygusal ve zihinsel olarak tam anlamıyla yetişkin değil. Sizin rehberliğinize, anlayışınıza, sınır koymanıza ve onunla kurduğunuz ilişkinin niteliğine hâlâ çok ihtiyacı var.


Peki bu durumda ne yapılabilir?

Öncelikle iletişimi güçlendirmek en önemli adım. Kızınıza doğrudan “neden çalışmıyorsun”, “telefonu bırak artık” gibi suçlayıcı cümleler kurmak yerine; “Bu yıl senin için tekrar sınava hazırlanmak çok zorlayıcı olmalı. Bazen insan böyle dönemlerde kaçmak, biraz rahatlamak ister. Ama bu süreç senin geleceğinle ilgili önemli. Senin yanında olduğumu bilmeni isterim” gibi empati içeren ve onun duygularını anlamaya yönelik cümlelerle yaklaşmak çok daha etkili olur.


Birlikte küçük hedefler koymak işe yarayabilir. “Günde 3 saatlik bir odaklanma süreciyle başlasan, sonra bunu yavaş yavaş arttırsak, hem ilişki yaşarsın hem hedeflerinden uzaklaşmazsın” gibi çözüme yönelik bir öneri, hem onun özgürlüğünü kabul ettiğinizi hissettirir hem de hedeflerine yönlenmesini sağlar. Özellikle gün içinde belirli saatlerde telefona bakma, kalan zamanda ise ders çalışma gibi bir plan, ona yapıcı bir sınır koyma hissi verir.


Tanımadığınız bir bireyle internet üzerinden kurulan ilişkilerin riskleri konusunda dikkatli ama korkutucu olmayan bir dil kullanmanızı öneririm. “Onunla tanışmak sana iyi geliyor olabilir, ama bu kişinin senin hayatına gerçekten katkısı oluyor mu, yoksa seni sadece hedeflerinden uzaklaştırıyor mu?” gibi düşündürücü sorular sorarak, onun içgörü geliştirmesine katkı sunabilirsiniz.


Kızınızın motivasyonunu artırmak adına onu yargılamadan ve kıyaslamadan, içsel kaynaklarına yönlendirmeniz çok kıymetlidir. Örneğin; “Geçen yıl bu süreçte ne kadar güçlü durduğunu hatırlıyor musun? O zaman da çok zordu ama başardın. Bu sene daha deneyimlisin” gibi ifadeler, onun kendi gücünü hatırlamasına destek olur.


Son olarak, bir psikolojik destek alması için teşvik edebilirsiniz. Sınav sürecinde bir psikologla görüşmesi, hem motivasyonunu hem de duygusal dengeyi korumasını sağlar. Bazen ergenlik dönemindeki bireyler, anne-babalarından değil ama uzmanlardan gelen yönlendirmelere daha açık olabilir.


Sevgili danışan, siz çok duyarlı ve çabalayan bir annesiniz. Kızınızın hayatında doğru bir yön çizmesi için endişelenmen onun için ne kadar kıymetli bir ebeveyn olduğunu gösteriyor. Ama unutma, bu dönemde sınır koymak ile duygusal bağ kurmak arasındaki dengeyi iyi kurmak çok önemli. Ona güvendiğini ama rehberliğinize ihtiyacı olduğunu hissettirmek, uzun vadede ilişkinizi daha sağlıklı kılacaktır.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları yeni bir soru oluşturarak bizlere iletebilirsiniz.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

Cevaplanmış benzer sorular