Erkek arkadaşım çalışmıyor ne yapmalıyım?
Benim 3 senelik bi ilişkim var ailesiyle tanıştım ama karşımdaki insanın işi gücü yok vr bunun için bir çabası da yok aslında geçici bir işte çalışıyordu ama şu haftadır evde kafasına bi ev almayı takmiş insan hayatındada bi ev bi araba için yaşarmış ona göre ama brn öyle düşünmüyorum işe girmesini söylüyorum bana asker olmak istemiyorum diyo kpss çalışmıyor polisliğe puanı yetmiyor ama bi özel sektöre de girmiyor grçen gün bana git memur birini bul o zaman dedi daha öncesindr de otur daha fazla drrs çalış ankaraya atan demişti artık k saygı sınırlarını aştı bana geçen gün bdn senin si*inde değilim falan dedi biz yüzükleri takı setini falan almıştık sizce ben bu durumda ne yapmalıyım?
Bu soru 27 Temmuz 2025 09:11 tarihinde Psikolog İrem Gülsün Zengin tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili Danışanım,
Üç yıl, bir insanı tanımak, bağ kurmak, onunla gelecek hayalleri kurmak için uzun bir süredir. Bu süreçte karşılıklı yatırımlar yapılır: duygusal olarak, zaman açısından ve çoğu zaman aileler dâhil edilerek sosyal olarak da. Sen de bu ilişkide böyle bir emek vermişsin. Yüzüklerin takılmış olması, artık ilişkinin ciddi ve kalıcı bir yöne evrildiğini düşündürüyor. Fakat duygusal olarak bir insanı sevmek, onunla yaşam kurabileceğin anlamına gelmeyebilir. Çünkü ilişki yalnızca “sevmek” üzerinden yürümez; birlikte yol yürüyebilmek için güven, ortak vizyon, karşılıklı sorumluluk ve saygı da gerekir.
İlişkinin başlarında seni neyin etkilediğini düşün. Belki anlayışlı biri olması, seni güldürmesi, yanında kendini güvende hissetmen, hayata dair umutla bakıyor olmanız... Ancak zamanla bu duyguların yerini belirsizlik, huzursuzluk ve hayal kırıklığı almış gibi görünüyor. Bu değişimin farkında olmak, ilişkinin bugünkü halini daha objektif değerlendirebilmen için önemli.
Partnerinin şu anda bir işi yok ve bu konuda belirgin bir çabası da yok. “Ev almak, araba almak” gibi büyük hedeflerden bahsetmesi kulağa olgunca gelebilir ama bu hedeflerin altı boşsa, yani hiçbir somut adım atılmıyorsa, bu yalnızca hayal satmaktır. Geleceğe dair net bir plan yapmaması, iş aramaması, kamu sektörüne yönelik çabasının olmaması ya da özel sektörde de bir yer edinmeye çalışmaması, onun şu an hayatla kurduğu bağın zayıf olduğunu gösteriyor.
İnsanların hayatın belli dönemlerinde yönsüz hissetmesi mümkündür. Ancak önemli olan, bu yönsüzlüğe karşı nasıl davrandıklarıdır. “İstemiyorum” demekle yetinip hiçbir alternatif sunmayan biri, aslında “sorumluluk almaya hazır değilim” diyordur. Bu durum, evlilik gibi ciddi sorumluluklar gerektiren bir yapı için büyük bir tehlike işaretidir.
İlişkide tartışmalar olabilir; herkes zaman zaman öfkelenebilir. Ama bu öfke dilimize, davranışlarımıza, hatta karşımızdakinin onuruna zarar verecek şekilde yansıyorsa, orada bir durmak gerekir. “Ben senin s…de değilim” gibi bir cümle yalnızca öfkeyle söylenmiş bir şey değildir. Bu, karşındakinin iç dünyanda ne kadar yer kapladığını küçümseyen, seni değersizleştiren ve aynı zamanda kontrol gücünü eline almak isteyen bir ifadedir.
Sana daha önce “git memur biriyle ol”, “daha fazla ders çalış, Ankara’ya atan” gibi şeyler söylemesi, hem küçümseyici hem de yönlendirici bir dil kullanma eğiliminde olduğunu gösteriyor. Buradaki sorun, senin iyi olmanı istemesi değil(çünkü o da öyle bir çaba göstermiyor zaten) sana “yetersizlik hissi” yüklemesi. Bu tür davranışlar, kişinin partneriyle eşit bir ilişki kurmak yerine üstünlük kurma arzusunu gösterir. Bu, sağlıklı bir bağ değildir.
Senin şu anda yaşadığın en büyük çatışmalardan biri, kendine duyduğun saygıyla bu ilişkiye duyduğun bağlılık arasında. Belli ki içinden bir ses, bu davranışların senin hak ettiğin şey olmadığını söylüyor. Zaten bu yüzden içten içe uzaklaşmışsın, eleştirmişsin, sorgulamışsın. Ancak aynı anda bu kadar yatırım yapmış olmanın, yüzüklerin alınmış olmasının, belki ailelerin de sürece dâhil olmasının getirdiği duygusal bir yükle baş etmeye çalışıyorsun.
Unutma, bir ilişkiyi bitirmek "boşa zaman harcadım" anlamına gelmez. Aksine, bu geçen sürede kendini tanıdın, sınırlarını gördün, neleri kaldırıp kaldıramayacağını öğrendin. Bu da bir kazançtır. Kendine duyduğun saygıyı koruyabilmek, gelecekte daha sağlıklı ilişkiler kurmanın temelidir.
Birçok insan ilişkideyken dahi kendini yalnız hisseder. Çünkü yalnızlık, fiziksel bir durum değil; duygusal bir bağlantının eksikliğidir. Sen şu anda, sevgilinle birlikteyken bile yalnız hissediyor olabilirsin. Sevgilinin hayata karşı tutumu, sana karşı sözleri ve davranışları, seninle bağ kurmak yerine seni yalnız bırakıyor olabilir. Bu yüzden, ilişkinin içinde yalnız olmaktansa, kendi başına ama kendine saygı duyarak yaşamak çoğu zaman daha sağlıklı bir tercihtir.
İlk olarak, şu soruyu kendine dürüstçe sor: Bu ilişki seni besliyor mu, yoksa yıpratıyor mu? Gelecekte onunla bir hayat kurduğunu hayal ettiğinde, bu hayal sana umut mu veriyor, kaygı mı?
Eğer yanıtın kaygıysa, bu bir işarettir. Evlilik, sadece “birlikte olmayı istemek” değil; aynı zamanda birlikte yaşamı yüklenmeyi göze almak demektir. Şu an partnerin, bu yükü paylaşmak bir yana, sana bile yük olmuş olabilir. Ve bu yük seni tüketiyorsa, kendi ruh sağlığını korumak için sınır çizmeyi hak ediyorsun.
Bir insanı sevmek, onunla her şeye rağmen kalmak zorunda olduğun anlamına gelmez. Sevgi, bazen bırakabilmeyi de içerir. Kendine şu sözü verebilirsin: “Kendimi, bana iyi gelmeyen hiçbir bağda yalnız bırakmayacağım.”
Ve unutma, kendine duyduğun saygı, bir ilişkide sahip olabileceğin en güçlü değerlerden biridir. Bu değeri korumak seni yalnızlaştırmaz; aksine, seni sana en yakın hale getirir.
Dilersen bu süreci daha kolay yönetebilmek için bir uzmandan birebir destek alabilir, yaşadıklarını detaylıca ele alarak sana iyi gelecek adımları birlikte keşfedebilirsin. Kendi hayatına yön verme gücü, hâlâ sende.
Sevgilerimle💜
Psikolog İrem Gülsün Zengin