Eşim, ailem ile kendisi arasında sürekli beni ortada bırakıyor
karın ailemi görmek istemiyor ne onlara girmek neden onların bize gelmesini istiyor çocuğumuzu gösterirken bile geçe saatlere bırakıyor huzursuz oldu eve geri getir uykusu geldi diyor kendi ailesi ile zaman geçirmeyi seviyor ben onun gibi davranınca önemli olan benim mutluluğum diye bana çıkışıyor ne yapıcağımı bilmiyorun artık bende ailesine aynı şekilde davranıyorum kıyaslama mı yapıyorsun diyor manipüle edildiğimi düşünıtum sürekli
Bu soru 10 Temmuz 2025 10:04 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Paylaştığınız durum, bir eş olarak iki taraf arasında sıkışıp kalmanın ne kadar yıpratıcı ve yalnızlaştırıcı bir deneyim olabileceğini açıkça gösteriyor. Evlilik, yalnızca iki kişinin değil, aynı zamanda iki ailenin de bir araya geldiği bir bağdır. Ancak bazen bu bağ, bireylerin sınırlarını zorlayacak noktaya gelir ve bir tarafın ailesine karşı gösterilen tavır, diğer eşin kendisini değersiz, dışlanmış ya da yalnız hissetmesine neden olabilir. Sizin de yaşadığınız tam olarak bu gibi görünüyor: Eşinizin kendi ailesine tanıdığı önemi, sizin ailenize göstermemesi, zaman geçirme, misafirlik, çocuğunuzu gösterme gibi konularda çift taraflı bir denge kuramaması sizi hem içsel olarak hırpalıyor hem de evlilik ilişkiniz üzerinde ciddi etkiler bırakıyor olabilir.
Bu durumun yarattığı duygusal yükün farkında olmak önemli. Eşinizin ailesiyle olan güçlü bağına karşılık, sizin ailenize mesafe koyması yalnızca “eşler arası anlaşmazlık” gibi görünen bir durumdan çok daha fazlasıdır. Bu, sizin temel değerlerinizin, aidiyet duygunuzun ve sevgi anlayışınızın sorgulandığı, hatta zaman zaman yok sayıldığı bir duruma dönüşebilir. Siz bu farkı dile getirdiğinizde ise "kıyaslama yapma", "manipülasyon var" gibi söylemlerle bastırılıyor ve haklı tepkilerinizin meşruluğu reddediliyor gibi hissediyor olabilirsiniz. Bu, kendinizi ifade edemediğiniz ve görülmediğiniz bir duygusal döngüye dönüşebilir.
Evliliklerde aileler arası mesafenin ayarlanması çiftler için zorlayıcı bir sınavdır. Her bireyin kendi ailesiyle duygusal bir geçmişi ve bağlanma biçimi vardır. Bu nedenle, eşinizin ailesiyle sıkı bağlar kurması kendi bağlanma ihtiyaçlarıyla ilgili olabilir. Fakat önemli olan, sizin bu süreçte nasıl hissettiğinizin dikkate alınması ve ilişkinizde eşitlikçi, empatik bir yaklaşımın benimsenmesidir. Aksi takdirde evlilik, bir tarafın sürekli fedakârlık yaptığı; diğerininse sınır koyduğu bir düzene dönüşür ki bu da zamanla ilişkiyi tüketir.
Eşinizle bu konu üzerine defalarca konuştuğunuzu ve buna rağmen değişim olmadığını söylüyorsunuz. Bu, çözüm odaklı iletişimde duvara çarpmak gibi hissettirebilir. Karşınızdaki kişi sizi anlamak istemediğinde ya da anlamak işine gelmediğinde, diyaloğunuz bir monoloğa dönüşür. Böyle durumlarda en çok yara alan da kendini anlatmaya çalışan, empati bekleyen taraftır. Bu noktada ilk olarak kendinize şu soruyu sormanız gerekebilir: “Ben eşimle aramdaki bu eşitsizlik haliyle daha ne kadar baş edebilirim ve bunun bedeli bana neye mal oluyor?” Bu sorunun yanıtı, sizin kendi öz saygınızı ve duygusal sağlığınızı merkeze alan yeni bir değerlendirme yapmanıza yardımcı olabilir.
Ayrıca, eşinizin sadece ailesine değil, sizin üzerinizde de denetleyici bir tutum geliştirdiği görülüyor. “Kendi ailesiyle zaman geçirmeyi seviyor ama ben onunkilerle geçirince sorun çıkarıyor, geç saatlerde çocuğu alıyor, benim mutluluğum önemli” gibi ifadeler, ilişkide çift yönlü anlayış yerine tek yönlü bir kontrol eğilimi olduğunu gösteriyor. Bu tarz bir ilişki dinamiğinde, bir taraf sürekli kendisini açıklamak ve karşı tarafın memnuniyetini sağlamak zorundaymış gibi hisseder. Bu da zamanla duygusal tükenmişlik, öfke, kırgınlık ve güven kaybına neden olur. Kendinizi sürekli açıklamak zorunda kalmanız, eşinizin sizi anlamak için değil, yönlendirmek için dinliyor olabileceğini düşündürür. Bu durum manipülatif bir döngüye işaret eder.
Çözüm yolu ise, çiftler arasında açık, dürüst ve kapsayıcı bir iletişim modelinin kurulmasından geçer. Eşinize “Benim ailemle ilgili düşüncelerin seni rahatsız ediyor olabilir ama ben bu ilişkiyi bir denge üzerine kurmak istiyorum. Senin ailenle ilgili sana destek olmaya çalıştım, şimdi de benim hislerimin dikkate alınmasını istiyorum. Bu, sana karşı değil, bize dair bir taleptir” gibi ifadelerle duygularınızı net, suçlamadan ve olabildiğince açıklayıcı bir şekilde ifade edebilirsiniz. Bu tarz bir yaklaşım, savunma duvarlarını daha az harekete geçirebilir.
Ancak bu diyaloglar sonuç vermiyorsa ve eşiniz tutumlarını değiştirmek yerine sizi "kıyas yapıyorsun", "benim mutluluğum önemli" gibi cümlelerle susturmaya çalışıyorsa, ilişkinizde yapısal bir dengesizlik olduğunu düşünebilirsiniz. Bu tür iletişim sorunlarının zamanla daha büyük krizlere dönüşmemesi için bir psikologtan yardım almanız faydalı olabilir. Eşiniz ilk etapta danışmanlık fikrine sıcak bakmasa da, bu öneriyi onun duygularına da alan açan bir dille yeniden sunmayı deneyebilirsiniz: “İkimiz de mutsuzuz, sorunlarımızı daha iyi anlamak ve geleceğimizi birlikte şekillendirmek için uzman birinden destek almak istiyorum.” Böylece “sorun sende” değil, “bu bizim ortak meselemiz” mesajı vererek daha iş birliğine açık bir zemin yaratabilirsiniz.
Bütün bunların dışında, kendinizle de içsel bir temas kurmanız önemli. Bu süreçte yalnızca ilişkiniz değil, kendi sınırlarınız da şekilleniyor. Kendinize şunu sıkça hatırlatmanız gerekebilir: “Benim aileme verilen değer, bana verilen değerin bir parçasıdır.” Bir kişinin partnerini önemsemesi, onun ailesine saygılı davranmasını da içerir. Bu noktada duygusal ihtiyaçlarınızı yok saymadan, eşit ve karşılıklı bir bağ kurmak üzere kendi sınırlarınızı belirlemeniz çok değerlidir.
Son olarak, yaşadığınız bu duygusal yükü taşırken kendinize nazik olun. Bu sizin hatanız değil, ilişkinizdeki dengenin ve iletişimin güçlenmeye ihtiyaç duymasıyla ilgili bir süreçtir. Unutmayın ki siz bir bireysiniz ve saygıyı hak ediyorsunuz. Duygularınız, ihtiyaçlarınız ve sınırlarınız görünür olmalı. Kendinizi ifade etmekten ve karşılıklı bir denge talep etmekten çekinmeyin. Evlilikte uyum, tek tarafın susmasıyla değil; iki tarafın birbirini duyması ve anlamaya çalışmasıyla mümkündür.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları yeni bir soru oluşturarak bizlere iletebilirsiniz.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel