Aile

EŞİM AİLEME KARŞI SOĞUK

Gizli Kullanıcı6 Temmuz 2025 21:07

Merhaba ben Zeynep 22 yaşındayım eşimde 22 yaşındayım severek evlendik 1 yıllık evliyiz düğün günü eşimin ailesiyle kavga ettim ve eşiminde bu konuda sessiz kaldı bi kaç gün sonra bizim herşeyimize ailesi karıştı balayına gitmemize bile izin vermedi hep siz küçüksünüz dedi artık bunlara dayanamadığım için aile evine dönmek zorunda kaldım eşimin babası eşime zorla boşanma davası açtırdı 1 ay sonra eşimle kendi evimize kaçtık kapımızı kitledik ve sürekli kapımıza geldiler boşanma davasını geri çektik sonra ailesiyle barıştık bi zaman sonra benim ailem eşimin ailesiyle görüşmüyor 1 sene oldu eşim için hepsini sineye çektim ailesiyle aram iyi şuan karışmıyorlar hiçbirşeyimize ama eşim benim aileme hep soğuk çay içmeye bile gitmek istemiyor bir kere kalayım dedim ona da hayır dedi seni o evden aldım daha geri kalmaya gidemezsin dedi aileler hakkında hep kavga ediyoruz ben onun ailesine karşı iyi olmaya çalışıyorum gidip geliyorlar gidiyorum bende ama o öyle istemiyor işten gelince ben olmasınlar diyor ne yapmalıyım eşime aile terapistine gidelim dedim kabul etmedi ayrıca ne çalışmama ne de kursa gitmeme izin vermiyor

Bu soru 8 Temmuz 2025 11:44 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Öncelikle size böylesi zorlayıcı ve çok katmanlı bir süreci içtenlikle paylaştığınız için teşekkür ederim. Evliliğinizin henüz birinci yılında böylesi yoğun çatışmalar ve aile içi sınır problemleriyle mücadele ediyor olmanız, duygusal anlamda hem yorucu hem de yalnızlaştırıcı bir deneyim olabilir. Evlilik yalnızca iki kişinin değil, iki ailenin de kültürlerinin, değerlerinin ve geçmiş yaşantılarının birleştiği bir yapıdır. Ancak sağlıklı bir evlilikte çiftler önceliği kendi ilişkilerine verir ve dış etkenlerden, özellikle ailelerden gelen müdahalelere karşı ortak bir duruş sergiler. Sizin yaşadığınız durumda ise eşinizin kendi ailesiyle olan geçmiş çatışmalarından dolayı sizin ailenize karşı duygusal bir mesafe koyduğunu ve bu mesafenin ilişkide eşitliği zedelediğini görüyoruz.


Anlattıklarınızdan anladığım kadarıyla evliliğinizin başlangıcı, eşinizin ailesinin baskısı, müdahaleleri ve boşanma tehdidi ile şekillenmiş. Siz, sevginizden ve ilişkinize olan inancınızdan ötürü büyük bir cesaretle eşinizle birlikte kendi evinize geçmeyi seçmişsiniz. Bu karar, dış etkenlere rağmen birlikteliğe sahip çıkma isteğinizi ve güçlü yönlerinizi gösteriyor. Ancak her ne kadar eşinizin ailesiyle zamanla barış sağlanmış olsa da bu süreçte sizin ailenizle ilişkilerin ihmal edildiği ve eşinizin duygusal olarak o tarafı dışladığı görülüyor. Bu da sizi bir tür “eşitliksizlik duygusu” ile baş başa bırakıyor olabilir. Siz eşinizin ailesiyle iyi ilişkiler kurmaya çalışırken, eşinizin sizin ailenize karşı ilgisiz ve mesafeli olması, duygusal olarak sizi yalnız hissettirebilir. Dahası, sizin ailenizle vakit geçirmek istediğinizde “Seni o evden aldım, artık orada kalamazsın” gibi sert ve kısıtlayıcı ifadelerle karşılaşmanız, kişisel özgürlüğünüzün ihlal edildiği bir durumu da işaret ediyor olabilir.


Evlilik, bir tarafta eşlerin ortak yaşantı kurarken kendi ailelerinden de bütünüyle kopmalarını gerektirmeyen ama yeni bir çekirdek sistem oluşturmalarını bekleyen bir süreçtir. Ne yazık ki, eşiniz bu noktada kendi ailesinin yaptığı müdahaleleri görmezden gelip, sizin ailenizi potansiyel bir tehdit gibi algılamaya başlamış olabilir. Belki de geçmişte ailesiyle yaşanan sorunlar, eşinizin duygusal yüklenmesiyle birlikte bu şekilde bir savunma mekanizmasına dönüşmüş. Ancak bu mekanizma sizin ilişkinizi ve sizin de psikolojik sağlığınızı doğrudan etkileyen bir duruma gelmiş durumda.


Bu noktada yapılması gereken en önemli şeylerden biri, eşinizle bu konuyu yargılamadan, suçlamadan ama duygularınızı net biçimde dile getirerek konuşmanızdır. “Senin ailenle aranı iyi tutmanı anlıyorum ama benim de kendi ailemle bağımı sürdürmeye hakkım var. Senin ailene saygı duyduğum gibi benim aileme de saygı duyulmasını bekliyorum” gibi cümlelerle duygu odaklı bir iletişim kurabilirsiniz. Ancak eşiniz bu konuşmaları reddediyor ve sizi suçlayıcı bir tutuma giriyorsa, bu noktada yalnızca aile değil, ilişki içindeki güç ve denetim dengeleri de ele alınmalıdır. Örneğin, sizin çalışmanıza ya da kursa gitmenize izin verilmemesi gibi kararlar, bir eşin değil bir bireyin kendi hayatı üzerinde söz hakkı olan tek kişiymiş gibi davranmasını gösterir. Oysa sağlıklı bir evlilikte iki tarafın da kişisel gelişimine, sosyal yaşamına ve ailesiyle olan bağlarına saygı duyulması gerekir.


Eşinizin bu tutumları yalnızca bir “soğukluk” değil; aynı zamanda sizi izole eden, kararlarınıza müdahale eden, özgürlük alanınızı daraltan davranışlara dönüşmüş olabilir. Bu noktada, evliliğinizde hem duygusal hem de davranışsal sınırların yeniden tanımlanması önemlidir. Her bireyin kişisel sınırları vardır ve bu sınırlar hem ailesiyle olan ilişkilerini hem de kişisel gelişimini kapsar. Eşinizin bu sınırları ihlal eden tutumları karşısında sizin sessiz kalmanız, bir süre sonra özgüveninizi, karar verme yetinizi ve hayatın genelinden aldığınız doyumu azaltabilir.


Bu gibi durumlarda çift danışmanlığı önerilse de, eşinizin bunu kabul etmediğini belirtmişsiniz. Bu durumda bireysel destek almanız hem duygusal dayanıklılığınızı artırmak hem de içinde bulunduğunuz ilişki dinamiklerini daha net görebilmeniz adına çok değerli olabilir. Danışmanlık size, kendinizi ifade etmenin sağlıklı yollarını kazandırır, yaşadığınız ilişkideki rolünüzü fark etmenizi sağlar ve gerekiyorsa bu ilişki içinde kendinizi nasıl koruyabileceğinize dair içgörü kazandırır. Unutmayın ki, bir ilişkide yalnızca sevgi yetmez. Saygı, eşitlik, güven ve bireysel özgürlüğe duyulan saygı da bir o kadar gereklidir. Eşinizle yaşadığınız bu sorunlar, ilişkinizin temel değerlerinin sorgulanmasına neden olabilir. Bu yüzden, ilişkinizi düzeltmek için gösterdiğiniz çabanın yanı sıra kendinize de yatırım yapmanız çok kıymetlidir.


Kendi ailenizle görüşmek istemeniz, onlarla vakit geçirmek istemeniz tamamen doğal ve haklı bir istektir. Siz bir bireysiniz ve kendi sosyal bağlarınızdan izole olmadan da evliliğinizi sürdürebilirsiniz. Eşinizin bu konuda size alan açmaması, yalnızca ilişkinizde değil, sizin psikolojik dayanıklılığınızda da olumsuz etkiler yaratabilir. Ayrıca, bir bireyin çalışmasına veya bir kursa gitmesine engel olunması, yalnızca maddi değil, duygusal olarak da bir bağımlılık yaratma riski taşır. Kendinizi gerçekleştirebilmek, kendi ilgi alanlarınızda ilerleyebilmek, maddi olarak bir katkı sunmak ya da yalnızca üretken hissetmek adına sosyal ortamlara katılmak temel bir ihtiyaçtır.


Sonuç olarak, eşinizle olan ilişkinizde sevgiyi ve geçmişte birlikte göğüslediğiniz zorlukları bir kenara bırakmadan ama sınırlarınızı da yeniden gözden geçirerek bir yol haritası çizmeniz önemli. Bu ilişki içinde mutlu, özgür ve güvende hissetmeye hakkınız var. Kendinizi yalnız hissettiğinizde, destek sistemleri oluşturmak; gerek arkadaş çevreniz gerekse bir psikologtan destek alarak duygularınızı paylaşmak sizin için iyileştirici olabilir. Bu süreçte duygularınızı bastırmak ya da sineye çekmek yerine, onları anlamaya ve ifade etmeye odaklanmak; kendi ihtiyaçlarınızı fark edip dile getirmek size güç kazandıracaktır.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları yeni bir soru oluşturarak bizlere iletebilirsiniz.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel


Cevaplanmış benzer sorular