Eşim Ayrılmak İstiyor
Öncelikle merhaba ben 3 yıllık evliyim ve eşimi gerçekten çok ama çok seviyorum mükemmel bir kadın ama ben bu zaman zarfı içinde ara ara eşimi çok kırdım üzdüm sonunda ise eşim beni eski iş yerimde çalıştığım bi kızla gördü ve bu durumu aldatmak olarak düşünüyor ama ben eşimi hiçbir zaman aldatmadım eşim şimdi benden boşanmak istiyor ne yapmam lazım lütfen eşimi çok seviyorum ve dünyanlar güzeli bir kızım var onlardan ayrı kalamam ben
Bu soru 2 Eylül 2025 11:47 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Yazdığınız satırlardan, eşinizi ve ailenizi kaybetme korkunuzun kalbinizin en derininde büyük bir acıya dönüştüğünü görebiliyorum. Üç yıllık evlilik, ardından gelen çocuk sahibi olma sorumluluğu ve bunun üzerine yaşanan güven krizleri, insanın tüm hayat algısını sarsabilir. Eşinizin sizi “başka bir kadınla” görmesi, siz niyetinizin masum olduğunu düşünseniz bile onun gözünde aldatılma duygusunu tetiklemiş durumda. Bir insan için aldatıldığını düşünmek, çoğu zaman duygusal anlamda en büyük yaralardan biridir. Siz eşinizi gerçekten seviyor, hayatınızın geri kalanını onunla geçirmek istiyorsunuz; fakat eşinizin zihninde ve kalbinde oluşan bu güven sarsıntısı, “boşanmak” isteğiyle ifade buluyor. Bu noktada sorunuz, “kendimi nasıl affettiririm, eşimi nasıl kaybetmem” üzerine yoğunlaşıyor.
Bir ilişkide güvenin yeniden inşa edilmesi, yalnızca sözlerle değil, davranışlarla, sabırla ve empatiyle mümkün olur. Öncelikle, eşinizin hislerini küçümsememek, onun yaşadığı kırgınlığı “yanlış anlama” ya da “gereksiz hassasiyet” olarak görmemek gerekir. Çünkü sizin gözünüzde küçük bir olay olan şey, onun için dünyayı alt üst eden bir duyguya dönüşmüş olabilir. Burada yapmanız gereken şey, kendi niyetinizi savunmak yerine eşinizin duygusunu anlamaya çalışmaktır. Ona “senin böyle hissetmene neden olduğum için üzgünüm” diyebilmek, aslında atılacak ilk adımdır.
Bir diğer önemli nokta, iletişim şeklinizi değiştirmek olacaktır. Savunma refleksi yerine, açık ve şeffaf bir dille özür dilemek, güveni yeniden kurmanın temelidir. “Ben seni aldatmadım, yanlış düşünüyorsun” dediğinizde eşiniz daha da kapanabilir. Bunun yerine “sana güven vermeyen bir durum oluşmasına sebep olduğum için üzgünüm, seni kırdım ve bu güveni yeniden kurmak için ne gerekiyorsa yapmak istiyorum” diyebilirsiniz. Bu tür cümleler, karşınızdaki kişinin duygusunun geçerli olduğunu kabul ettiğinizi gösterir.
Güveni yeniden kazanmak kolay olmayacaktır. Bu süreçte, tutarlılık ve şeffaflık çok önemlidir. Attığınız her küçük adım, söylediğiniz her söz, eşinizin sizi yeniden değerlendirmesine neden olacaktır. Örneğin, bir planınız olduğunda bunu paylaşmanız, sosyal ortamlarda şeffaf davranmanız, günlük hayatta ufak da olsa sorumluluklarınızı yerine getirmeniz onun zihnindeki “acaba?” sorularını azaltacaktır. Burada önemli olan şey, bu davranışları ona güven vermek için değil, gerçekten güvenilir biri olduğunuzu göstermek için yapmaktır.
Evliliğinizin içinde bir de çocuğunuzun varlığı söz konusu. Çocuklar, anne ve babanın arasındaki gerginlikleri sandığınızdan çok daha fazla hissederler. Eğer eşinizle tartışmalarınız sertleşirse, kızınız bu durumdan olumsuz etkilenebilir. Bu nedenle, eşinizle konuşurken saygıyı korumak, kızınızın önünde tartışmamak ve her ne olursa olsun ebeveynlik rolünüzü sürdürmek, uzun vadede çocuğunuzun psikolojisi için de büyük önem taşır. Siz eşinizle ilişkinizi onarmak isteseniz de istemeseniz de, ortak bir sorumluluğunuz var: Çocuğunuzun güvenli ve sevgi dolu bir ortamda büyümesini sağlamak.
Burada size biraz da kendi iç dünyanıza bakmanız için sorular bırakmak isterim. Eşinizin yaşadığı güvensizliğin kökeninde, yalnızca gördüğü o sahne değil, geçmişte yaşadığınız tartışmalar, ona söylediğiniz kırıcı sözler, tutmadığınız sözler ya da ihmal ettiğiniz küçük detaylar olabilir. Yani mesele sadece o anki karşılaşma değil, zaman içinde biriken güvensizlik hissi. Siz kendinizi “ben aldatmadım” diyerek savunurken, eşinizin zihni “ama bana değer vermedi, bana saygı duymadı, beni kırdı” diye düşünüyor olabilir. Bu nedenle, özrünüz yalnızca “o gün için” değil, evliliğiniz boyunca yaptığınız hatalar için de olmalı.
Şunu unutmamak gerekir: Affedilmek, karşı tarafın bir anda “tamam” demesiyle gerçekleşmez. Affetme, zamanla, tekrar tekrar güvenilir davranışlar görerek gelişir. Siz eşinizin güvenini yeniden kazanmak için ona zaman tanımalı, sabırlı olmalı ve sözlerinizden çok davranışlarınızla bu samimiyeti göstermelisiniz. Onun öfkesine, mesafesine, sessizliğine sabır gösterebilmek, en büyük sınavınız olacaktır. Çünkü çoğu kişi burada “daha ne yapayım, anlamıyor” deyip pes eder. Siz pes etmeyeceğinizi gösterebilirseniz, eşinizin kalbinde yeniden bir pencere açabilirsiniz.
Bütün bunların yanında, profesyonel destek almayı da düşünebilirsiniz. Çift danışmanlığı, bu tür güven krizlerinde oldukça faydalıdır. Çünkü bazen çiftler birbirlerini ne kadar dinleseler de, aslında birbirlerini duyamazlar. Üçüncü bir göz, yani bir terapist, sizin ve eşinizin birbirinizi daha net duymanıza yardımcı olabilir. Bu tür bir öneriyi eşinize götürmek, aslında ne kadar samimi olduğunuzu da gösterir. Ona “bu evliliğimizi kurtarmak için birlikte bir uzmandan yardım alabilir miyiz?” demeniz, sorumluluk aldığınızı gösteren güçlü bir adımdır.
Sevgili danışan, eşinizi çok sevdiğinizi söylüyorsunuz ve bu sevgiyi kurtarmak istiyorsunuz. Burada sorumluluk almanız, onun hislerini anlamanız, sabırlı olmanız ve güveni adım adım yeniden inşa etmeye çalışmanız çok değerli olacak. Bazen eşiniz size soğuk davranabilir, bazen tepkisiz kalabilir, bazen de “artık geç oldu” diyebilir. Ama sizin tutarlı, samimi ve şeffaf davranışlarınız onun kalbinde yeni bir pencere açabilir. Acele etmeden, sabırla, sevginizi eylemlerinizle göstererek ilerlemeniz en doğru yol olacaktır.
Son olarak, size şunu sormak isterim: Eşinizin güvenini yeniden kazanmak için atacağınız ilk somut adım ne olacak? Onu gerçekten anladığınızı gösterecek, sözlerden çok davranışlarınıza yansıyacak, küçük ama etkili bir değişikliği şimdiden planlamaya başlayabilir misiniz? Bu soruya vereceğiniz cevap, aslında sürecin başlangıcı olacak.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları sorabilirsiniz.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel