Eşim beni dinlemiyor
Eşime bir şey söylediğimde veya bi konuda kızdığımda ikinciye tekrar etmeden bana cevap vermiyor her zaman değil ama %60 böyle davranıyor ama ailesi arkadaşları akrabaları bi şey anlatsın veya söylesin ilk söylediğinde anlamazsa bile hemen soruyor ona sorulmayan söylenmeyen şeylere bile dahil oluyor. Bu da bana önemsenmiyormuşum görmezden geliniyormuşum gibi hissettiriyor. Kendisine bunu söylediğimde asla kabul etmiyor dinliyorum cevap veriyorum vs diyor mesela daha az önce ayaktayken bi konu hakkında tartışıyorduk ve ben bir şey söyledim o da sadece sustu hiç bi şey demedi bende bir şey söylüyorum farkında mısın dedim bir dakika dedi bana ben ikinciye kızmadan tepki vermeden bir dakika döneceğim demeye bile tenezzül etmiyor. Bende artık çok konuştuğum yani onunla çok iletişim halinde olduğumuz veya sesime aşina olduğu için beni öylesine dinlediğini ve önemsemediğini cümlelerimin her ne olursa olsun basitleştiğini düşünüyorum ve aşırı değersiz hissediyorum sonra ben olaydan çok tepkilerine sinirlendiğimde şimdi konu buraya nasıl geldi şimdi bununla ne alakası var gibi şeyler söyleyerek konudan saptığımı söylüyor asla anlatamıyorum ve beni anlamıyor çok yoruldum ve bu durumun içimde değersizlik görmezden gelme gibi şeyler uyandırması beni bunalıma sokuyor ne yapabilirim? (Eşimle defalarca kez düzgünce konuştum derdimi anlattım ama çözülmedi)
Bu soru 9 Temmuz 2025 10:21 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Eşinizle yaşadığınız bu iletişim sorunlarının sizi nasıl etkilediğini net bir şekilde ifade etmişsiniz. Kendinizi değersiz, görülmemiş, duyulmamış hissetmeniz oldukça anlaşılır bir durum. Özellikle yakın ilişkilerde -hele ki evlilikte- karşı tarafın bizi dinlemesi, söylediklerimize dikkat kesilmesi, duygu ve düşüncelerimize karşılık vermesi; ilişki bağını besleyen en temel ihtiyaçlardan biridir. Bu ihtiyaç karşılanmadığında, kişi ister istemez sevildiğinden, değer verildiğinden, ciddiye alındığından şüphe etmeye başlar. Sizin de yaşadığınız durum tam olarak bu: bir yandan eşinizin başkalarına gösterdiği dikkatin farkındasınız, diğer yandan size karşı aynı hassasiyeti göstermemesi sizi yıpratıyor.
Bu tür bir eşitsizlik hali, sadece o anki davranışla ilgili değil; bireyin ilişkideki yerini sorgulamasına yol açabilir. “Acaba ben yetersiz miyim?”, “Neden beni böyle dinlemiyor?”, “Bir yanlışım mı var?” gibi sorular zihni kemirmeye başlar. Oysa ki sorun sizin değerinizle ya da söylediklerinizin niteliğiyle ilgili değil. Sorun daha çok, eşinizin size karşı geliştirdiği dinleme alışkanlığı ve ilişkinize dair rol algısıyla bağlantılı gibi görünüyor. Özellikle “çok konuşuyorsun”, “bu şimdi nereden çıktı” gibi cümlelerle sizi susturmaya çalışması, duygularınızı küçümsemesi ya da geçiştirmesi, ilişkinin sağlıklı bir zeminde ilerlemesini ciddi şekilde zedeleyebilir. Çünkü bu tür tepkiler bir süre sonra sadece öfkeye değil, zamanla içe kapanmaya ve duygusal uzaklaşmaya da neden olur.
Açıkça görülüyor ki siz bu ilişkinin sağlıklı ve anlayış temelli olmasını istiyorsunuz. Eşinize duygularınızı defalarca anlatmışsınız ama yine de kalıcı bir çözüm gelişmemiş. Bu, çok yorucu ve umutsuz hissettirebilir. Ancak bu noktada şunu netleştirmekte fayda var: Eşinizin sizin duygularınızı anlaması ya da buna göre davranması ancak niyet ederse mümkün olur. Siz ne kadar çaba gösterirseniz gösterin, karşı taraf bu iletişimin bir parçası olmayı reddediyorsa, o noktada sorumluluk artık sizde değil. Siz elinizden geleni yapmışsınız.
Peki ne yapılabilir?
Öncelikle, bu sorunun sadece anlık dinlememe değil, duygusal emeğin paylaşılmaması ile ilgili olduğunu unutmayın. İlişkiler sadece fiziksel sadakat ya da maddi destekle değil, duygusal paylaşımla da beslenir. Eşinizin sadece başkalarına dikkat göstermesi değil, sizi susarak cezalandırması, duygusal ifadelerinizi görmezden gelmesi ve bu konuda değişmeye yanaşmaması, sizin yalnızlaşmanıza neden oluyor. Bu da zamanla kişinin hem özsaygısında zedelenmeye hem de depresif belirtilere sebep olabilir.
Size önerim, artık sürekli kendinizi ifade etmeye değil, eşinizin size sunduğu bu iletişim modelini gözlemleyerek anlamaya odaklanmanızdır. Yani “ben bunu kaç kez söyledim ama yine yapılmadı” gibi bir noktada takılıp kalmak yerine, eşinizin bu konuda neden dirençli olduğunu gözlemlemeye çalışabilirsiniz. Bu bir savunma mekanizması mı? Yoksa gerçekten umursamama mı? Bir şey söylediğinizde “tamam” deyip uygulamıyorsa burada bir umursamazlık ya da üstünlük algısı mı var? Yoksa sizden gelen duygusal yükü kaldıramadığı için mi kaçıyor? Bu soruların yanıtı, sizin de eşinizle nasıl bir sınır çizmeniz gerektiğini belirlemenize yardımcı olabilir.
Ayrıca, eşinizin sorumluluk almadığı bu tür sorunlarda, siz onun değişimini beklerken kendinizi tükenmiş hissetmeye devam edebilirsiniz. O nedenle, eşiniz her ne kadar çift danışmanlığına karşı çıkmış olsa da, sizin bireysel olarak bir psikologtan destek almanız çok kıymetli olur. Çünkü bu süreçte sadece ilişkiniz değil, sizin kendinizle olan ilişkiniz de yara alıyor. Sürekli kendinizi açıklamak, anlaşılmayı beklemek, değersizlik hisleriyle baş etmeye çalışmak uzun vadede sizi psikolojik olarak yorabilir. Danışmanlıkta; bu ilişki içinde kendi sınırlarınızı nasıl daha net çizebileceğinizi, neyi değiştirebileceğinizi, neyi olduğu gibi kabul edip kendi duygularınıza nasıl daha iyi sahip çıkabileceğinizi birlikte çalışabilirsiniz.
Evlilik, iki kişinin de duygusal emeğiyle güçlenir. Tek taraflı çabayla değil, ortak anlayışla. Eğer eşiniz değişime direnir, sizin duygu ve düşüncelerinize önem vermezse; bu ilişki sizin için destekleyici bir kaynak olmaktan çıkar, bir yük haline gelir. O noktada, “Ben bu ilişkide neyi sürdürmeye çalışıyorum? Gerçekten bu şekilde devam etmek istiyor muyum?” gibi soruları sormak kaçınılmaz olur. Unutmayın ki, anlaşılmak, duyulmak ve değer görmek, bir evliliğin lüksü değil; temel ihtiyacıdır.
Umarım bu süreçte önce kendinize iyi bakmayı seçersiniz. Dilerseniz bu konuda sizinle daha ayrıntılı bir şekilde çalışabilecek bir psikolog ile yüz yüze ya da online görüşme başlatabilirsiniz.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları yeni bir soru oluşturarak bizlere iletebilirsiniz.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel