Eşim duygularımı görmezden geliyor ne yapmalıyım
Eşim duygularımı görmezden geliyor. ben her zaman ona dediğim şey şu "neye kırılırsak ya da rahatsız hissedersek bir sorunumuz olduğunda gel konuşalım konuşarak halledelim" ama bunu yapmak yerine hep sessiz kalmayı tercih ediyor ve bu seferde konuşmadıkça ben sinirlenmeye başlıyorum. Sorun 1 ise 2 ye çıkıyor. haftalar geçti daha hala gelip benimle konuşmayı denemedi bile kaçıyor. bu sorunu sürekli yaşıyorum. ben konuşmak istediğimde yeri değil zamanı değil diyip kaçıyor e akşam konuşuruz herhalde diyorum akşam oluyor sorunu köşeye bırakıp sanki normalmişiz gibi davranıyor. Artık gerçekten ne yapmam gerektiğini hiç bilmiyorum. onunla konuşmaktan hislerimi anlatmaktan artık yoruldum. bana kırıcı sözler söylüyor ben onu zerrre anlamıyormuşum ve kırıldığımı görmesine rağmen benimle sonrasında da konuşmuyor. hep arkadaşlarıyla konuşuyor gülüyor eğleniyor. telefonda konuşurken ben biraz sessiz şekilde sitem ettim ve duyduğunu söyledi ve bana dün şunu söyledi "sen bana onlar gibi davranmıyorsun" gülmek istiyorum bu cümleye gerçekten. ya onlar arkadaş sıfatında ben eş sıfatındayım. aynı değiliz ki. gerçekten bir çözüm arıyorum. aile terapistine mi gitmemiz gerekiyor. ne yapmamız gerekiyor hiç bilmiyorum.
Bu soru 21 Kasım 2025 12:13 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Yaşadığınız durumun sizin için ne kadar yıpratıcı olduğunu hissedebiliyorum. Duygusal olarak zorlandığınız, konuşmaya ihtiyaç duyduğunuz anlarda eşinizin sessiz kalmayı tercih etmesi, kendinizi yalnız bırakılmış, görülmemiş ve değersiz hissetmenize neden oluyor gibi görünüyor. Bu oldukça anlaşılır bir tepki; çünkü ilişki içinde güven ve bağlılık, ancak iki tarafın da duygularını ifade edebildiği bir iletişim alanında güçlenir.
Bahsettiğiniz döngü aslında birçok ilişkide karşımıza çıkan bir iletişim örüntüsü: Siz konuşarak çözmek isteyen, duygusal temas arayan taraftasınız; eşiniz ise zorlanılan konularda geri çekilmeyi, ertelemeyi tercih eden bir yapıda görünüyor. Bu iki farklı başa çıkma biçimi çarpıştığında ise sorun 1 iken 2’ye, sonra daha yukarıya çıkıyor. Konuşulmamış her duygu birikiyor ve doğal olarak sizde öfke, kırgınlık, güvensizlik gibi hisler güçleniyor.
Eşinizin “yer değil, zaman değil” diyerek konuşmayı ertelemesi, daha sonra hiçbir şey olmamış gibi davranması da sizin açınızdan oldukça incitici. Çünkü bu tavır, sizin duygusal ihtiyacınızın ertelenmesi değil, tamamen yok sayılması gibi hissettirebilir. Aynı şekilde arkadaşlarıyla rahatça iletişim kurup sizinle konuşmayı tercih etmemesi de ilişkideki duygu birliğini zayıflatıyor.
Danışan olarak anlattıklarınızdan anladığım kadarıyla, bu döngü uzun süredir devam ediyor ve siz artık ne yapmanız gerektiğine dair bir çıkmaza girmiş hissediyorsunuz. Bu noktada hem sizin yükünüzü hafifletmek hem de aranızdaki iletişim örüntüsünü daha sağlıklı bir zemine taşımak için profesyonel destek gerçekten çok etkili olabilir.
Çift terapisi, özellikle böyle durumlarda iki tarafın da kendini daha güvenli, daha düzenlenmiş bir ortamda ifade etmesine yardımcı olur. Terapide amaç; suçlu aramak ya da haklı–haksız belirlemek değil, ilişkiyi tıkanma noktasına getiren dinamikleri anlamak ve sağlıklı iletişim becerilerini geliştirmektir. Eşiniz için konuşmak zorlayıcı bir deneyim olabilir; kimi zaman kişiler yoğun duygu içeren konularda geri çekilerek aslında çatışmayı büyütmemeye çalıştığını sanıyor olabilir. Terapide bu kaçınmanın altında yatan duygu ve düşünceler de çalışılabilir.
Sizin için de sürekli anlatan, çabalayan taraf olmak çok yorucu. Bu yüzden bu yükün yalnızca size kalmaması, ilişkinin sorumluluğunun iki kişiye de ait olduğunun görülmesi önemli. Terapide bu dengeyi yaratmak ve iletişimi yeniden düzenlemek mümkün.
Özetle, yaşadığınız durum çözümsüz değil; ancak kendi kendine düzelmesini beklemek yerine profesyonel bir alan yaratmanız çok daha sağlıklı olacaktır. Çift terapisi sizin için güçlü bir başlangıç olabilir. Bu süreçte hissettikleriniz tamamen geçerli ve ben bu duyguların altında ne kadar yıpranmış olduğunuzu görebiliyorum.
Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya