eşim ile aram bozuk ve kendisi eve gelmedi
Eşimin ilgisizliğinden şikayet etmekten yoruldum. Artık onu umursamama kararı aldım çünkü bu durum beni çok yıpratıyor. Ne zaman bir şey rica etsem tam tersini yapıyor. “Bizimle ilgilen” dememe rağmen arkadaşlarıyla dışarı çıkmayı tercih ediyor. Ben de artık sessiz kalmaya ve umursamamaya karar verdim. İlk başta biraz başarılı oldum ama bu gece hiç eve gelmedi. Nerede olduğunu bilmiyorum.
Aklımı toparlamaya çalışıyorum ama başaramıyorum. Çok üzgünüm ve aynı zamanda çok öfkeliyim. Kendimi çok değersiz hissediyorum. Ben ona her imkanı sunarken, o beni merak bile etmiyor. En azından biraz da benim için çabalamasını istiyorum ama onun umurunda bile değilim gibi hissediyorum.
Bu gece eve gelmemesi, beni düşünmediğini gösteriyor. Ne yapacağımı bilmiyorum…
Bu soru 15 Temmuz 2025 09:28 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,
Sizden beklenmeyen ilgisizlikler, görmezden gelinmişlik hissi, değer görmeme duygusu ve en önemlisi eşinizin evlilik sorumluluğuna karşı gösterdiği kayıtsız tutumu karşısında yaşadığınız duygular son derece anlaşılır. Eşinizin sizin hassasiyetlerinizi görmezden gelmesi, size “önemsiz” veya “değersiz” olduğunuz yönünde güçlü bir mesaj veriyor olabilir. Bu tür ilişkisel durumlar, zamanla bireyin özsaygısını, güven duygusunu ve psikolojik dayanıklılığını zedeler. Sizin de ifade ettiğiniz gibi, önce sessiz kalmaya çalışmışsınız, görmezden gelmişsiniz, hatta eşinizi umursamamayı bir baş etme yolu olarak denemişsiniz. Ancak bu gece yaşadığınız durum -eşinizin eve gelmemesi- hem sınır ihlali hem de duygusal bir kırılma noktası olabilir. Bu noktada yaşadığınız üzüntü, öfke ve kafanızın karışıklığı son derece doğal ve insani tepkilerdir.
Evlilikte her iki tarafın da karşılıklı olarak ilişkiyi beslemesi, duygusal emeğin iki yönlü olması gerekir. Ancak sizin tarif ettiğiniz tabloda bu dengenin oldukça bozulmuş olduğu görülüyor. Siz ilişkinize duygusal yatırım yaparken, eşinizin size gerekli ilgiyi göstermemesi ya da sizi sürekli olarak ikinci plana atması, bu ilişkiyi sürdürülebilir olmaktan uzaklaştırıyor. Özellikle siz çaba gösterirken eşinizin arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi tercih etmesi, en azından sizin ihtiyaç duyduğunuz zamanlarda yanında olmaması, “duygusal ihmal” yaşamanıza sebep olabilir. Duygusal ihmal, fiziksel bir yokluk olmasa da, ruhsal olarak yalnız kalma hali yaratır. Bu da zamanla eşinize karşı olan bağınızda çözülmelere neden olabilir.
Böylesi ihmal edilen ve sürekli olarak anlaşılmadığını hisseden biri olarak, bir yandan “susmak ve sineye çekmek” gibi stratejiler geliştirmişsiniz. Ancak eşinizin eve gelmemesi, bu stratejilerin artık yeterli olmadığını ve ilişkinin ciddi bir kırılma noktasına geldiğini gösteriyor olabilir. İlişkilerdeki problemler zamanında ifade edilip çözülmediğinde, daha büyük çatlaklara dönüşebilir. Özellikle de eşinizin eve gelmemesi gibi bir davranış, yalnızca ilgisizlik değil, aynı zamanda sorumluluktan kaçma, ilişki sınırlarını ihlal etme ve sizin ihtiyaçlarınıza karşı körlük olarak da değerlendirilebilir.
Bu durumda, ilk yapmanız gereken şey duygularınızı anlamak ve kendinize şefkat göstermektir. Şu anda öfkelisiniz, çünkü haklısınız. Üzgünsünüz, çünkü sevilmeye ve değer görmeye ihtiyacınız var. Kırgınsınız, çünkü siz duygusal olarak bağ kurmaya çalışırken, eşiniz bu bağı beslemek yerine kopartacak davranışlarda bulunuyor. Tüm bu duygular, yaşadıklarınıza verilen haklı ve sağlıklı tepkilerdir. Kendinizi değersiz ya da “fazla isteyen” gibi düşünmeniz gerekmiyor; aslında istediğiniz şeyler bir evlilikte olması gereken temel ihtiyaçlardır: ilgi, değer, güven ve sorumluluk.
Bu noktada birkaç önemli adım atabilirsiniz. Öncelikle eşinizle sakin, suçlayıcı olmayan ama net bir iletişim kurmanız gerekiyor. Duygularınızı açıklarken “Sen beni önemsemiyorsun” gibi suçlama içeren cümleler yerine “Senin davranışların bende değersizlik duygusu yaratıyor” gibi duygu odaklı cümleler kurmaya özen gösterebilirsiniz. Ancak, eşiniz bu konuşmaları daha önce de duyduysa ve hâlâ bir değişim göstermediyse, bu durum artık bireysel sınırlarınızı korumanız gereken bir sürece girdiğinizi gösterebilir.
İkinci olarak, bu tür durumlar sizin psikolojik sağlamlığınızı etkileyebilir. Bir psikologtan bireysel psikolojik destek almanız, yaşadığınız değersizlik hissi, öfke, hayal kırıklığı gibi duyguların nedenlerini daha iyi anlamanızı ve sağlıklı baş etme yolları geliştirmenizi sağlar. Çünkü uzun vadede bu ilişkide kendi ihtiyaçlarınızı hep arka plana atarak yaşamaya devam etmeniz, içsel bir tükenmişlik yaratabilir. Kendinizi tükenmiş, yalnız, duygusal olarak boşalmış hissettiğinizde hem bireysel sağlığınız hem de ilişkiniz zarar görmeye başlar.
Evlilikte karşılıklı sorumluluklar vardır. Eşiniz yalnızca arkadaşlarıyla vakit geçiren biri değil, aynı zamanda sizin duygusal ihtiyaçlarınızı da görmesi gereken bir partnerdir. Eğer siz hep eşinizin peşinden gidiyorsanız, onun eksik bıraktığı yerleri tamamlamaya çalışıyorsanız ama karşılığında aynı emeği görmüyorsanız, bu ilişki eşitlenmemiş bir ilişkidir. Evlilikte bir taraf sürekli alıcı, diğeri sürekli verici olduğunda; zamanla tükenme, öfke birikmesi ve duygusal kopukluk kaçınılmaz hale gelir.
Özellikle sizin gibi “onu umursamamaya çalışarak” başa çıkmaya çalışan bireylerde zamanla şu tehlike gelişebilir: Duygularınızı bastırarak bir savunma mekanizması geliştirirsiniz ama bu duygular dışarıya taşamadıkça içeride öfkeye, kırgınlığa, depresif duygu durumlara dönüşebilir. Bu nedenle duygularınızı yok saymak değil, fark edip yön vermek iyileştirici olacaktır. Unutmayın, eşinize sınır koymak onu sevmediğiniz anlamına gelmez; bu sınırlar hem ilişkinizi hem de kendi psikolojik sağlığınızı korumak için gereklidir.
Eğer eşiniz bu davranışlarını sürdürmeye devam ederse, örneğin sizinle konuşmayı reddetmeye, eve geç gelmeye, sizi sürekli yok saymaya devam ederse; bu noktada ilişkinin sağlıksız bir dinamiğe evrildiğini fark etmek önemlidir. Bu durumda siz de artık ilişkinin nereye gittiğine, bu ilişkiyi sürdürmenin sizin için ne anlama geldiğine dair bir karar sürecine girebilirsiniz. Belki bu noktada bir çift danışmanlığına birlikte gitme fikrini yeniden gündeme getirebilirsiniz. Ancak eşiniz bunu reddederse, bireysel danışmanlık alarak kendi yolunuzu netleştirmeniz daha gerçekçi bir adım olacaktır.
Sevgili danışan, unutmayın ki siz sevilmeyi, önemsenmeyi, duyulmayı hak eden birisiniz. Sessiz kalmak, yok sayılmak, eve gelmeyen bir eşe mahkûm olmak sizin kaderiniz değil. Hak ettiğiniz ilgiyi, sevgiyi ve desteği aramak, bunun için adım atmak güçlü bir davranıştır.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğiniz farklı bir soru veya aklınıza takılanları yeni bir soru oluşturarak bizlere iletebilirsiniz.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel