Eşim kendi kök ailesine beni ekledi yeni bir aile kuramadı
Merhaba, eşim kendi ailesiyle ortak iş yapıyor. Bu aile şirketine kardeşi de katkı sağlıyor. Yatırımlarını bu şirket için gerçekleştiriyor. Bizim ortak bir karar ile ileriye dönük yatırım yapamayacağımızı sadece kendi şirketlerini, işlerini büyütmek adına bir yatırım yapabileceğini söylüyor, ben ileriye dönük beraber ortak karar ile bir yatırım yapmamız gerektiğini söylediğimde çılgına dönüyor. Sorun şu ben eşimle ortak karar alamıyorum kısaca bana fikirlerime saygı duymuyor ne yapmalıyım
Bu soru 17 Mayıs 2025 13:43 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba sevgili danışan,
Evlilik bir “biz” olma hâlidir. İki farklı geçmişten gelen iki kişinin, yepyeni bir yapı kurma iradesiyle bir araya gelmesi demektir. Senin şu an yaşadığın çatışmanın kalbinde ise tam da bu “biz” hâlinin eksikliği var gibi görünüyor. Eşinin kendi ailesiyle yürüttüğü iş ilişkileri, senin ilişkinizin önüne geçmiş, seni karar süreçlerinin dışında bırakmış ve ortak bir yaşam inşa etme idealini gölgelemeye başlamış gibi. Bu da seni sadece ekonomik değil, duygusal olarak da dışarıda bırakılmış hissettiriyor.
Kurduğun cümlelerde en çok dikkat çeken şey, “ortak karar alamıyoruz”, “beni duymuyor”, “beni bu yapıya eklemiyor” gibi ifadeler. Bu ifadeler yalnızca maddi ortaklıktan değil, duygusal bağlılıktan ve eşitlikten de bir uzaklaşma yaşandığını gösteriyor. Bir ilişkide her bireyin fikirleri dinlenmeye, değer verilmeye, ciddiye alınmaya ihtiyaç duyar. Eşin seni yatırım kararlarının dışında bırakmakla kalmıyor, aynı zamanda senin bu konudaki varlığını da görmezden geliyor. Ve sen bu ilişki içinde “eş” olmaktan çok, onun kurduğu düzenin kenarında kalan bir “gözlemci” hâline gelmiş hissediyorsun. Bu çok incitici olabilir.
Evliliğin en temel duygusal ihtiyaçlarından biri, “biz birlikteyiz, birlikte karar alırız, birlikte ilerleriz” güvenini kurmaktır. Eğer taraflardan biri bu bağlamda hep karar verici, diğeriyse hep dışlanan tarafsa, o evlilik zamanla sadece hukuki bir birlikteliğe döner; duygusal olarak yalnızlaştırıcı bir hâl alır. Eşinin ailesiyle olan iş ortaklığı ve buna verdiği önem anlaşılabilir bir şey. Elbette kendi ailesiyle kurduğu bağlar, yatırımlar önemli olabilir. Ancak bu, seninle kurduğu ilişkide seni görmezden gelme hakkı tanımaz. Bir bireyin kök ailesiyle bağını sürdürmesi doğaldır; fakat yeni kurduğu ailesini önceliklendirmemesi, onun hâlâ bağımsız bir yapı kuramadığını gösterir.
Senin de söylediğin gibi, evlilikte “beraber bir yatırım” yapmak, yalnızca maddi bir beklenti değildir. Bu aynı zamanda “biz bir gelecek planlıyoruz”, “benim seninle ilgili hayallerim var” demenin bir başka dilidir. Eşinin buna öfkeyle karşılık vermesi, aslında onun bu yapıya dair taşıdığı bazı korkuların, kaygıların ya da kendi bireyselliğiyle ilgili çözülmemiş meselelerin dışavurumu olabilir. Bu noktada ona yaklaşımın “neden bunu yapıyorsun?”dan ziyade, “ben bu durumda nasıl hissediyorum?” merkezli olursa belki daha yapıcı bir zemin açabilirsin. Çünkü öfke çoğu zaman savunma mekanizmasıdır. Asıl konu duygusal güvenliktir.
Burada senin üzerine düşünmen gereken şey, şu olabilir: Ben bu evlilikte gerçekten bir birey olarak var olabiliyor muyum? Düşüncelerim duyuluyor mu, değer veriliyor mu, birlikte hareket ettiğimiz hissini alabiliyor muyum? Eğer bu sorulara dürüstçe verdiğin cevaplar seni huzursuz ediyorsa, bu durumun tek başına senin çabanla çözülemeyeceğini bilmelisin. Çünkü bir ilişkinin onarılması, iki tarafın da niyetini ve emeğini içerir.
Peki ne yapabilirsin?
Duygularını net ve sakin bir dille ifade et. “Yatırımlar sadece senin ailenin ihtiyaçlarına yönelik yapıldığında kendimi dışlanmış hissediyorum” gibi ifadeler, suçlayıcı olmadan duygularını karşı tarafa aktarmanı sağlar.
“Biz” dilini hatırlat. “Ben seninle bir aile kurduğumu hissedebilmek istiyorum” cümlesi, senin temel arzunu ifade eder. Bu senin birlikte bir gelecek kurma ihtiyacının duygusal karşılığıdır.
Birlikte hedef belirlemeyi teklif et. “Senin ailenle iş yapmana saygı duyuyorum, ama bizim de birlikte bir yatırım planımız olsun istiyorum” diyerek kendi varlığını bu yapının içine dahil etme girişimi gösterebilirsin.
Bu tür tekrar eden iletişim sorunları, genellikle ilişkideki güç dengesizliğiyle bağlantılı olur. Çift danışmanlığı bu konularda ortak bir dil ve yeni bir denge kurmak açısından oldukça destekleyici olabilir.
Kendine şunu hatırlat: Bu senin değersizliğin değil. Eşin seni duymuyorsa, bu senin fikirlerinin değersiz olduğunu göstermez. Bu, onun ilişkiye yaklaşımıyla ilgili bir sorundur. Senin bu ilişkinin içinde görünür ve eşit hissedebilme hakkın var.
Sevgili danışan, sen bir ortaklık kurmak istiyorsun. Bu çok doğal, çok insani bir istek. Fakat unutma ki, ortaklık tek kişinin çabasıyla kurulmaz. Eğer eşin kendi ailesiyle olan bağını birincil tutup seni o yapının sadece destekleyicisi olarak görüyorsa, bu seni yalnızlaştırır. Kendine bir soru sorarak başlayabilirsin: “Ben bu evliliği kendimi var hissederek mi yaşıyorum, yoksa bir gölge gibi mi eşlik ediyorum?” Cevabın ne olursa olsun, senin bu soruyu sormaya cesaret etmiş olman bile kendi yolculuğunda çok önemli bir adımdır.
Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları sorabilirsin.
Sevgiler,
Psikolog Betül Canbel
Muhteşemsiniz ve iyi ki varsınız
Yorumlar
Psk. Betül Canbel
Merhaba Sevgili Danışan, Güzel geri dönüşleriniz için ben de teşekkür ederim. Tekrar bir sorunuz olduğunda buradayız. Kendinize iyi bakmanız dileğiyle. Sevgiler, Psikolog Betül Canbel
17 Mayıs 2025 18:53