İletişim

Eşim neden soğuk?

Gizli Kullanıcı1 Eylül 2025 22:08

Merhaba 8senelik evliyim ilk seneler cok mutluyduk sora eşim çocuk olduktan sora eskisi gibi olmamaya bssladı bişey anlatmaz konuşmaz fikrimi sormaz aynı evde iki yabancı gibi olduk ailesiyle çok konuşur sakalasır herseyıni anlatır ama bana gelınce benimle hiç konuşmaz telefonu herşeyi ortada bakıyorum herhangi bir aldatma yok konuştum çokça boşanalım dedim seno seviyorum dıyor ama neden böyle nasıl davranmam lazım onu kıran veya devamlı konuşup başını yıyen bir kadın değilim o üzülür kırılır diye hep istediğini yapan biriyim ailesiyle aramı iyi tutan biriyim ama neden benimle hiç konuşmuyor kız kardeşinin evi var yakın işten gelip yemek yiyip oraya gidiyor 2 3 saat gelmiyor hergün aynısını yapıyor konuşuyorum neden böyle yaptıgını bişey söylemiyor bosanmayı da kabul etmiyor kafanda kuruyor sum ne var bizde diyor gündüz işte sadce mesaj atar cocıkları sorar aama eve geldıginde telefonuna bakıyorum annesıyle saatlerce konuşmuş kız kardeşiyle de öyle peki beni neden aramıyor ben benı sevmediğini düşünüyorum ama öyle bana bağırıp cagıran biri değil istediğim her seyı de yapar çok çıkmazdayım nolur yardım edin

Bu soru 3 Eylül 2025 16:38 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhabalar,

Evliliğinizin ilk yıllarında yaşadığınız mutluluk ve yakınlıktan sonra çocuk olduktan sonraki süreçte eşinizin giderek içine kapanması, sizinle paylaşımının azalması ve duygusal mesafenin artması çok zorlayıcı bir deneyim olmuş. Siz onu kırmamak için dikkat eden, ailesiyle iyi geçinmeye özen gösteren, beklentilerini geri plana atan bir eş olduğunuzu ifade ediyorsunuz. Buna rağmen eşinizin size değil, annesi ve kız kardeşiyle uzun uzun konuşması, günün büyük bölümünde duygusal enerjisini onlara ayırması sizde “önceliğim değilim, sevilmiyorum” duygusunu tetikliyor. Eşinizin “boşanmak istemiyorum, seni seviyorum” demesiyle davranışlarının farklı bir mesaj vermesi arasında kalmak ise kafa karıştırıcı ve yorucu.


Bu tabloda birkaç dinamik öne çıkıyor: Çocuk sonrası sorumluluklar eşlerin rollerini değiştirebilir; bazı kişiler bu süreçte duygularını paylaşmak yerine içine kapanır. Ayrıca eşinizin “ne var bizde, kafanda kuruyorsun” şeklinde tepkileri, aslında çatışmadan kaçınma ve duygularını ifade etmekte zorlanma örüntüsünü düşündürüyor. Bunun yanı sıra ailesiyle bu kadar yoğun iletişim kurması, evliliğinizin duygusal merkezinin dışarıya kaymasına neden oluyor. Siz susarak, kırmamak için uyum göstererek aslında niyetiniz iyi olsa da zamanla bu “benimle konuşmasa da sorun olmuyor” kalıbını pekiştirmiş olabilirsiniz.


Böylesi bir durumda yapabilecekleriniz şunlar: Öncelikle kendi duygularınızı netleştirmek ve “ben dili” ile paylaşmak çok kıymetli. Ona suçlama yöneltmeden, “Sen zaten benimle ilgilenmiyorsun” demek yerine, “Ben yalnız ve görünmez hissediyorum, çünkü sen annenle saatlerce konuştuğunda bana çok az zaman kalıyor. İhtiyacım, eve geldiğinde 20–30 dakika sadece bize ayırmamız” gibi ifadeler hem suçlamadan uzak olur hem de ihtiyacınızı somut şekilde iletir. Burada amaç kavga çıkarmak değil, anlaşılmak olmalı.


Günlük yaşamda uygulayabileceğiniz küçük adımlar da var. Örneğin her akşam 10–10–10 egzersizi: 10 dakika sadece sizin konuştuğunuz, 10 dakika sadece onun konuştuğu ve 10 dakika birlikte küçük bir şey yaptığınız bir mini ritüel. Haftada bir gün ise “durum toplantısı” yaparak o hafta nelerin iyi gittiğini, nelerin zorlandığınızı ve önümüzdeki hafta için küçük bir değişiklik kararını konuşabilirsiniz. Bu uygulamalar evliliğinize düzen ve öngörülebilirlik katar.


Ailesiyle olan yoğun temas konusunda da sınırların netleşmesi sağlıklı olur. Eve gelir gelmez ilk yarım saati sadece size ve çocuklarınıza ayırması, kız kardeşine uğrayacağı gün ve süreyi önceden haber vermesi gibi basit ama düzenli adımlar, “önceliğim sen değilim” hissinizi azaltabilir. Burada amaç onu ailesinden koparmak değil, evliliğin merkezini yeniden evinize taşımak.


Tüm bu süreçte sizin de yapmamanız gereken bazı şeyler var: Telefonunu kontrol etmek, sürekli sorgulamak veya genellemelerle (hep, hiç, asla) konuşmak savunmasını artırır. Aynı şekilde “boşanalım” tehdidini sık sık dile getirmek de karşılıklı güveni zedeler. Bunun yerine net ihtiyaçlarınızı, küçük somut talepler halinde sunmanız çok daha etkili olur.


Son olarak, eğer bu adımlar 4–6 hafta içinde iletişiminizde belirgin bir yumuşama yaratmazsa, birlikte bir evlilik terapisine başvurmanız çok kıymetli olur. Bir uzman, hem eşinizin kendini daha rahat ifade etmesine aracılık edebilir hem de sizin duygularınızın daha görünür olmasını sağlayabilir.


Özetle; yaşadığınız şey “sevilmemek” değil, “öncelik olmamak” duygusu. Bunu değiştirmek mümkündür; ama bunun yolu kavga etmekten değil, ihtiyaçlarınızı sakin, somut ve düzenli biçimde dile getirmekten geçer. Siz duygularınızı netleştirdikçe ve sınırları birlikte belirlemeye çalıştıkça, eşinizin de adım atması için zemin hazırlamış olursunuz.


Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya