Eşim ve ailem arasındaki dengeyi nasıl sağlarım?
eşim ile kendi ailem arasında kalıyorum sürekli annemler 2-3 haftada gittiğimden yakınıyor ama eşim bunu normal olduğunu düşünüyor. Oturduğum yer annemlere 1 saat uzaklıkta ama haftada bir gidemiyceni çok fazla işi olduğunu söylüyor sürekli aklı fikri çalışmakta sürekli para kazanma derdinde bir türlü vazgeçiremiyorum nasıl eşimi bu kadar çalışmamaya ikna edebilirim 1 tane bebeğimiz var ve sabah 8 den akşam 10 a kadar hep ikimiziz sadece akşam geç geliyor haftasonları yok arada bir gezmeye gidiyoruz onu bil normal sayıyor eve klima yada onun gibi şeyler almak istemiyor gereksiz görüyor. Aslında eşimden çok sıkıntım var ve ona arkamı dönüp gideiyorum yada kızamıyorum bile en ufak tartışmada ben sizin için uğraşıyorum laflarına geçiyor ve artık yapma isteöiyoruz demekten çok yoruldum annemlerde diğer taraftan gelmiyosun senin istediğini yapmıyor eşin diyorlar aslında çok haklılar iç sesimiz onlar çıkarıyor gibi bişey bana bi çıkış yolu gösterin ama eşimden de ayrılmak istemiyorum.
Bu soru 21 Temmuz 2025 16:54 tarihinde Psikolog İrem Gülsün Zengin tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili Danışanım,
Bu yaşadığınız durum, aslında birçok evli kadının –özellikle de yeni anne olmuş kadınların– deneyimlediği içsel bir çatışmanın dışa vurumu: bir yanda eş ile kurulan yeni çekirdek aile, diğer yanda yıllardır ait hissedilen ve duygusal olarak bağlı olunan kök aile. Bir denge kurmaya çalışırken, iki tarafın da talepleriyle sıkışmak, suçluluk, yetersizlik ve yalnızlık duygularını tetikleyebilir. Bu yüzden önce şunu bilmelisiniz: Böyle hissetmeniz çok insani ve yalnız değilsiniz.
İlk olarak, annenizin sizi daha sık görmek istemesi, sevgiye dayalı bir ihtiyaçtan kaynaklansa da, bu istek sizde baskı yaratıyorsa, sınırlarınızı nazik ama net bir dille koymanız önemlidir. Artık bir ebeveynsiniz ve enerjinizin büyük kısmı hem bebeğinize hem de bu yeni aile düzenine gidiyor. Ebeveynlerimizin söyledikleri bazen iç sesimiz gibi gelebilir, hatta bizde suçluluk yaratabilir. Fakat onların “haklı” olması, sizin hissettiklerinizin veya ihtiyaçlarınızın “haksız” olduğu anlamına gelmez. Sizi daha çok görmek istemeleri doğal, ancak bu talep karşısında kendi kapasitenizi ve önceliklerinizi de hesaba katmanız gerekir.
Öte yandan, eşinizin aşırı çalışma temposu, yalnızca ekonomik bir zorunluluktan değil; bazen kişinin kendilik değerini iş yoluyla kanıtlama çabasından, bazen de sorumluluklardan kaçma biçiminden kaynaklanabilir. O, “Ben sizin için çalışıyorum” derken aslında bir şeyleri sevmekten değil, kendince “doğru olanı yapma” çabasından söz ediyor olabilir. Fakat evin geçimini sağlamak kadar, eş ve baba olarak evdeki duygusal katkı da çok kıymetlidir. Bu konuyu ona doğrudan şikâyet eder bir dille değil, ihtiyaç odaklı bir iletişimle anlatmanız etkili olabilir. Örneğin, “Bazen seni özlüyorum ve birlikte vakit geçirmeye çok ihtiyacım oluyor. Bebeğimiz büyürken bu anları kaçırmanı istemem” gibi bir ifade, suçlamadan ama duygunuzu net dile getiren bir yaklaşım olabilir.
Evin ihtiyaçları (klima gibi) konusunda da, eşinizin "gereksiz" olarak gördüğü şeyleri, sizin için ne anlama geldiğini anlatarak açıklamak değerli olabilir. Bu sadece bir “eşya” meselesi değil; rahatlık, bebeğin sağlığı ya da sizin yorgunluğunuzu azaltacak bir şey olabilir. Onun “gereksiz” dediği şeyin, sizin günlük yaşamınızı kolaylaştırdığını anlatmak, ortak bir zemin kurabilir.
Ancak burada dikkat çekici olan başka bir şey daha var: “Kızamıyorum bile”, “arkamı dönüp gidemiyorum” gibi cümleler, duygusal olarak eşinize karşı bir tür bağımlılık veya bastırılmışlık yaşadığınızı düşündürüyor. Belki de en çok zorlayan şey, eşinizin tepkisinden çekindiğiniz için kendi duygularınızı bastırmak zorunda kalmanız. Her tartışmada “ben sizin için çalışıyorum” gibi savunmaların arkasına sığınması, sizin duygularınızın geçersizleştirilmesine neden oluyor olabilir. Bu, zamanla kişiyi yorgun, yalnız ve anlaşılmamış hissettirebilir.
Şunu netleştirmek önemli: Bu evlilik sizi tüketmek zorunda değil. Eşinizi değiştirmeye çalışmaktan çok, önce kendi duygu ve ihtiyaçlarınızı netleştirip ona aktarabildiğiniz bir iletişim zemini oluşturmanız gerekebilir. Bunun için profesyonel destek almak çok kıymetli olur. Evlilik terapisi veya bireysel danışmanlıkla, hem kendi içsel sınırlarınızı güçlendirebilir hem de ilişkinizi daha sağlıklı hale getirebilirsiniz.
Son olarak, şunu da vurgulamak isterim: Eşinizden ayrılmak istemediğinizi söylüyorsunuz ve bu kararınıza saygı duymalı herkes. Ancak bu, içinde bulunduğunuz duygusal yorgunluğu kabullenmeniz ya da susmanız anlamına gelmiyor. Kendiniz için küçük küçük adımlar atarak bu düzenin içinde daha çok “siz” olan, sizi merkeze alan bir hayat kurabilirsiniz. Çünkü siz sadece eş ve anne değil, aynı zamanda kendi ihtiyaçları olan bir bireysiniz. Bu yolculukta destek almanız, sizin hem daha güçlü hissetmenizi sağlar hem de ailenize verebileceğiniz sevgiyi daha sürdürülebilir kılar.
Sevgilerimle🎈
Psikolog İrem Gülsün Zengin
Çok teşekkür ederim çok yardımcı oldu.