Eşimin ailesinin bana yaptıklarına karşı nasıl davranmalıyım kendimi mutlu etmek için ne yapmalıyım kaygımı nasıl yenebilirim kendi ailemle aramdaki sorunları düşünceleri nasıl zararsız şekilde atlatabilirim
Mrb ben 25 yasında 2 yıldır evli bayanım küçük yaşta annemi kaybettim. Eşimin ailesi bize evlenirken hiç yardım etmedi beni hiç istemediler ama ben elimden gelen iyiligi yaptım eşimin hatrı için kalplerini kırcak hiçbi kötü kelime sölemedim onlar evlat ayırdımı yapıyolar eşimle beni dışladılar bize hiçbişe yapmadılar ne dügün ne nişan ne kına ne esya ne takı ama eşimin kardeşleri olsun anne baba olsun öteki uzman olan oglanın nişanınıda kız istemesinide yaptılar onlara yaptıklarını gördükçe bize yaptıkları haksızlıga gelemiyorum ilk geldigim zamanlarda benimle hiç konuşmadılar bana iftira attılar eşim bacagından rahatsızdı hastalık bulastırmısım diye saga sola yaydılar dolandırıcı dediler gene kötü günlerinde yanında oldum inek koyun gütmeyi bilmem yardım ettim beraber ahır yapılcak dediler 1 ay boyunca eşimle birlikte calıstık sırtımıza yagmur yagdı tarlada kaynanama yardım ettim elimden geleni yaptım ama onlar bni dışladılar eşimin olmadıgı yerde bana laf sokmaya calıstılar sonra ben arama mesafe koydum bu nişan muhabetleri olunca konusmadım gitmedim işleri düşünce esimin abisi babasi annesi bacıları arıyo işleri düşmeyince eşime siktiri çekiyolar bende eşime diyorumki gitme hem bedenen kendi eziliyor hemde bi tepkisi olsunki kıymetini anlasınlar istiyorum ama eşim onlar cagırınca hemen gidiyor söylüyorum bize yapılanı anlatmaya çalışıyorum beni anladıgını sölüyor ama anlamıyor bide bu sorunu etrafımızdaki insanlara anlatıgımozda haksızlga ugradıgımızı bilmelerine ragmen işte bana onlar sana taş atıyosa sen ekmek at diyolar onlar bana kötü davrancak ben neden alltan alıcam elimden geleni yapmışım hiçbişey olmamış gibi davranamıyorum onların yaptıklarını unutamıyorum ansızın durdugum yerde aklıma geliyor eşime söledigimde konuyu kapat diyor beni dinlemeyince kendimi çok yalnız hissediyorum gurbetteym ne komsum var ne arkdasım kimseye anlatamıyorum gidecek yerimde yok eşim diyoki beni annem baglıyo o boynumu büküyo diyor onun için gidiyorum diyor acaba benim annem yok ya o duyguyu bilmedigimdenmi eşime çok tepki gösteriyorum ona nası yaklaşmalıyım ?
Bide eşimin ailesine ben bayramda ellerini öpmeye gitmedim eşimle haber salmış kaynanam kayınbabam sözde demişki arabayı gönderim gelsin elimi öpsün onu affedicem diger gelinimden farkı yok demiş eşimde bana gidelim seni savunucam dedi gene gitmedim ben affedilcek bişe yapmadım her gittigmde ya laf sokuyolar ya küfür duyuyorum zaten istenmiyorum görümcelerim kaynanam o evin içindekiler vardımda benimle konuşmıyolar iyi davranmaya çalışıyom olmıyo kaynanam o nişanlanan kayınımin nişanlısıyla tlfnda sürekli görüşüyolar görümcelerimde aynı bana gelince bende kaynanamın numarası bile yok ama eşime gelinimi özlüyorum yazın getir diyo tarla tapan işi var ya iş çok görümcelerim kayınbabam kayınım yaylaya gidiyor kendi köyde tek kalıyor ondan eşime karını getir diyo ben bunlara hizmetçimi geldim onların yanına gitmelimiyim bunlarla nası mücadele edicem ?
Bu durumda onlara nası davranmalıyım lütfen bana yardım edin.
İkinci promblemim olarak ben çok takıntılı biriyim ama elimde degil kendimi düşüncelerimi durduramıyorum herkes geliyor sorununu bana anlatıyor babam var gözü görmüyor görme engelli o bana anlatıyo ablam var eşinden boşandı 3 kızı var kendine liseden arkdası vardı o da boşanmış onun da 2 tane cocugu var evlenmeyi düşünüyor bn diyom içimden acaba cocuklar anlasabilcekmi biraz tasınmaz malımız var ilerde paylaşmada sıkıntı olurmu diye düşünmkten kendimi alamıyorum ablam var sıkıntısını bana anlatıyor birgün bile bana sormadı bugün kardeşm ne yedin acmısın eşin sana kötü davranıyomu demedi ama beni paracıl bencil olarak insanlara göstermeye çalışıyor ona nasıl yaklasmalıyım.
Önceden en ufak şeylerden mutlu olabiliyordum şimdi olamıyorum kendimi olumlu düşünmeye zorluyorum kendime soruyorum neyden mutlu olurum kendimi nası mutlu edebilirim ama soruma kendim bile cevap veremiyorum tıkanıyorum kendimi o kadar kalabalıgın içinde yalnız karanlıkta kalmış gibi hissediyorum sürekli onların bana yaptıkları aklıma geliyor otırıyor aglıyorum ne dışarı cıkasım geliyor gittimiz yer sadece zincir market cünkü gidecek yerim bile yok boguluyorum kendimi kaybetmişim gibi hissediyorum kendimi mutlu etmek için neler yapabilirim cevaplarsanız sevnirim .🙂
Bu soru 24 Nisan 2025 13:40 tarihinde Psikolog Aysel Kacak tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili danışanım,
Öncelikle Merhabalar.Anlattıklarınızı okurken, uzun zamandır içinizde tuttuğunuz çok derin bir yalnızlık ve kırgınlığın kelimelere döküldüğünü hissettim diyebilirim. Sanki yıllardır birilerinin sizi görmesini, duymasını, kıymet vermesini beklemişsiniz ama ne kadar çabalarsanız çabalayın o görünmezlik duygusundan kurtulamamışsınız. Bu duyguların içinde sıkışıp kalmak hem yorucu hem de yıpratıcı olabilir.
Siz çok küçük yaşta annenizi kaybetmişsiniz. Bu, hayatınızın en temel taşlarından birinin eksikliğiyle büyümek demek. Doğal olarak, evlendiğinizde bir sıcaklık, bir "yuva" duygusu arayışına girmişsiniz. Ama tam tersine, eşinizin ailesinden dışlandığınızı, haksız yere suçlandığınızı ve sürekli sınandığınızı hissetmişsiniz. Eşinizin ailesiyle yaşadığınız bu süreç, değersizleştirilme ve yalnız bırakılma duygularını tekrar tekrar tetiklemiş gibi görünüyor. Üstelik siz tüm bu yaşananlara rağmen kötü söz söylemeden, elinizden gelen desteği sunarak bir denge kurmaya çalışmışsınız. Bu, çok kıymetli bir çaba. Ancak tek taraflı çabalar bir noktada yorgunlukla, kırgınlıkla ve isyanla yer değiştirir.
Eşinizin ailesiyle aranıza koyduğunuz mesafe bir korunma ihtiyacından doğmuş olabilir. Siz hiçbir karşılık görmeden, sürekli bir haksızlığa uğrarken kendinizi ifade etmeye çalışmışsınız. Ancak eşiniz bu ifadeyi duymazdan geldiğinde ya da "konuyu kapat" dediğinde yalnızlığınız biraz daha derinleşmiş. Burada eşinizin tutumunu anlamaya çalışmak da çok kıymetli bir yaklaşım. O, annesinin karşısında hâlâ bir çocuk gibi eziliyor olabilir; ama bu, sizin kırgınlıklarınızı yok saymak için bir gerekçe olamaz. Belki eşinize şöyle bir cümle kurabilirsiniz: “Sana bunu anlatmamın sebebi seni suçlamak değil; sadece içimde birikenleri paylaşmak istiyorum. Beni duyduğunu bilmeye ihtiyacım var.” Bu tür ifadeler, yargılamadan uzak ama sınır belirleyici bir duruş sergiler.
Bayramda yaşanan olayda da benzer bir durum var. Siz affedilecek bir şey yapmadığınızı düşünürken, karşı taraf sanki bir hata sizin tarafınızdan yapılmış gibi davranmış. Bu da adalet duygunuzu derinden sarsmış olabilir. Affedilmek değil, anlaşılmak istiyorsunuz. Ve bu, çok haklı bir ihtiyaç. Siz bu süreçte, “ben bir hizmetçi değilim” diyerek kendi değerinizi savunuyorsunuz ve bu çok sağlıklı bir adım.
Takıntılı düşüncelerinizin ise yaşadığınız bu sürekli stres ve yalnızlıkla doğrudan ilişkili olabileceğini düşünüyorum. Zihniniz sürekli tetikte; her an bir olay olacakmış, bir problem çıkacakmış gibi… Bu da düşüncelerinizi susturmayı zorlaştırıyor. Üstelik herkes size derdini anlatıyor, siz ise iç sesinizi bile bastırmak zorunda kalıyorsunuz. Oysa herkesin yükünü taşımak sizin göreviniz değil. Şu soruyu kendinize sormanız önemli olabilir: “Bu gerçekten benim çözmem gereken bir sorun mu?” Her düşünceye müdahale etmek zorunda değilsiniz.
Ablanızla olan ilişkiniz de bu yükün başka bir parçası gibi görünüyor. Size anlatıyor, anlatıyor ama sizi merak eden, halinizi soran biri yok gibi. Belki burada küçük ama sınır koyan cümleler kullanabilirsiniz: “Bugün seni dinleyemeyecek kadar doluyum, biraz kendimle ilgilenmem gerekiyor.” Sınırlar koymak, bencilce değil; aksine sağlıklı ilişkiler kurmak için gereklidir.
Ve şu sorunuzda çok durup düşündüm: “Kendimi mutlu etmek için ne yapabilirim?” Bu çok kıymetli bir farkındalık. Çünkü bazen mutsuzluk öyle bir yoğunlaşır ki, kişi neyle mutlu olacağını bile bilemez hale gelir. Belki ilk adım olarak kendinize her gün “Bugün içimi biraz olsun ne rahatlattı?” sorusunu sorarak minik adımlar atabilirsiniz. Bu bir şarkı olabilir, küçük bir yürüyüş, güzel bir kahve… Hatta bir defter edinip her akşam gün içinde size iyi gelen üç küçük şey yazmayı deneyebilirsiniz. Bu, olumlu düşünceye geçiş için güçlü bir egzersizdir.
Sevgili danışanım, bu kadar kırgınlığın, yorgunluğun ve yalnızlık duygusunun içinde dahi hâlâ “daha iyi ne yapabilirim?” sorusunu sorabilmeniz, içinizdeki güçlü tarafın hâlâ sizinle olduğunu gösteriyor. Bu da başlı başına çok değerli.(özellikle altını çizmek isterim)
Bu süreçte yakınlarınızdan veya bir uzmandan destek almaktan lütfen çekinmeyin.
Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı günler diliyorum.
Değerlendirilmesini istediklerinizi yeni bir soru ile sorabilirsiniz.
Psikolog Aysel Kacak