Psikoloji

eşimle aramızdaki sorunları nasıl giderebilirim ?

Gizli Kullanıcı6 Ekim 2025 13:43

Merhaba 10 senelik evliyim aramızda 7 yaş var Eşim tarafından kendimi son birkaç aydır çok değersiz hissediyorum eşim kaba birisi değil Ben birkaç ay öncesine kadar onun sevgisinin çok derinden hissedebiliyordum eşim kaba birisi değil ihtiyacım olduğu şeylerde yardım eder ama bunu birkaç ay öncesi içten gelerek yaptığını bana hissettiriyordu ama şimdi Sanki bana değiştiğini göstermemek için yapıyor sevdiğini söylüyor ama ben hissetmiyorum aksine bana gıcık olduğunu hissediyorum sanki her şeyim ona batıyor benden uzaklaştığını hissediyorum onunla verimli bir konuşma yapamıyorum Ben ne zaman duygularımdan bahsetmeye çalışsam bana Sal takma diyor benim çok takıntılı olduğumu düşünüyor. Bahsettiğim birkaç önce başka bir iş yerinde çalışmaya başladı oradaki insanlarla iletişimi gördüğüm kadarıyla gayet iyi eşimin iletişimi her kimle iyi olursa ben onun tarafından kendime ikinci planda görüyorum buna kendi ailesi de dahil beni bu durum çok yıpratıyor birkaç gün önce evlilik yıldönümümüzdü Ben hatırlattım ve bir buket çiçek almış Ama bunu içten gelerek değil sadece yapmış olmak için yapılmış bir şey birçok şeyini alttan almaya çalışıyorum beni zorladığı noktalara kadar zorlandığım noktada Ben de patlıyorum çok yorulduğumu yıprandığımı hissediyorum kafamı dağıtmaya çalışıyorum Başka şeyler düşünmeye çalışıyorum ama sürekli kafamda neden var

Bu soru 7 Ekim 2025 20:02 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,

Paylaştıkların, uzun süreli bir ilişkinin içinde yaşanan duygusal uzaklaşmanın insan üzerinde nasıl bir etki bıraktığını çok derin bir şekilde hissettiriyor. On yıl gibi bir zaman dilimi, bir çiftin hayatında birçok değişimin, büyümenin ve bazen de farkında olmadan uzaklaşmaların yaşanabileceği uzun bir süreçtir. Bu yüzden şu anda hissettiğin değersizlik, yalnızlık ve duygusal yorgunluk oldukça anlaşılır duygular.


Anlattıklarından, eşinin kaba ya da kırıcı biri olmadığı; ama duygusal yakınlığın bir süredir zayıfladığı anlaşılıyor. Bu tür durumlarda çoğu zaman mesele “sevgisizlik” değil, sevginin ifade biçiminin değişmesidir. Sen bir zamanlar o sevgiyi içtenliğinle hissedebiliyordun; şimdi ise onun davranışlarında bir “otomatikleşme”, yani içtenliğin yerini zorunluluk hissinin alması seni derinden etkiliyor. Bu his, çoğu ilişkide kişinin “değersizleşme” algısını tetikler. Çünkü bir noktadan sonra, karşımızdakinin sevgisini görmek değil, hissetmek isteriz.


“Artık bana gıcık olduğunu hissediyorum” demen, aslında duygusal temasın kaybolduğuna dair bir sezgiyi anlatıyor. Bir ilişki sadece sözlerle değil, küçük jestlerle, mimiklerle, bakışlarla da beslenir. Ve bu temas azaldığında kişi kendini görünmez hisseder. Bu görünmezlik, zamanla “değer verilmeme” algısına dönüşebilir.


Eşinin seni “takıntılı” olmakla suçlaması da seni daha fazla içe kapatmış gibi görünüyor. Oysa senin yaptığın şey, ilişkiye dair ihtiyaçlarını ve duygularını ifade etmek. Ne yazık ki bazı ilişkilerde partnerlerden biri duygusal konular karşısında kaçınmacı bir tavır sergileyebiliyor. Bu durum, senin gibi duygusal farkındalığı yüksek bir kişide “anlaşılmama” hissini derinleştiriyor. Oysa iletişim, bir suçlama değil, bir köprü kurma çabasıdır.


Eşinin yeni bir işe başlaması da ilişkideki dinamiği değiştirmiş olabilir. Yeni bir ortam, yeni insanlar, farklı etkileşim biçimleri… Bazen bu tür değişiklikler, kişinin odağını farkında olmadan partnerinden uzaklaştırabilir. Ancak bu, her zaman sevgisinin azaldığı anlamına gelmez. Kimi zaman stres, yorgunluk veya yeni sorumluluklar da duygusal geri çekilmelere neden olabilir.

Yine de, senin hissettiğin uzaklaşma duygusu gerçektir ve önemlidir. Çünkü bu, sadece bir “düşünce” değil; bedeninle, kalbinle, sezgilerinle fark ettiğin bir değişim. Bu noktada kendine şunu hatırlatmanı isterim: Duyguların fazla değil, anlamlı. Takıntı değil, farkındalık. Sen ilişkinde duygusal bağa ihtiyaç duyuyorsun bu bir zayıflık değil, bir bağlanma ihtiyacı.


Evliliklerde bazen taraflardan biri duygusal olarak uzaklaşırken diğeri bu boşluğu fark eder ve daha çok çaba göstermeye başlar. Bu asimetrik çaba da kişiyi zamanla yorar. “Ben mi çok alttan alıyorum, ben mi fazla hissediyorum?” gibi soruların temelinde, aslında eşit duygusal karşılık bulamamanın yorgunluğu vardır. Bu yorgunluğu hissetmen son derece doğal.


Şu anda yapabileceğin en sağlıklı adımlardan biri, kendine biraz alan tanımak ve ilişkideki değeri sadece eşinin davranışları üzerinden tanımlamayı bırakmak olabilir. Değer, bir başkasının gösterdiği sevgiyle değil; senin kendine gösterdiğin özenle de pekişir. Eşinle iletişim kurarken suçlamadan, ama açık bir dille “ben diliyle” konuşmak işe yarayabilir.

Örneğin:

“Son zamanlarda aramızda mesafe hissettiğimde üzülüyorum. Seninle konuşmak bana iyi geliyor ama bunu yapamadığımızda kendimi yalnız hissediyorum.”


Bu tür cümleler, hem duygunu ifade eder hem de karşındakine saldırı gibi gelmez. Ancak iletişimin tek taraflı yürümemesi gerektiğini de unutmamak önemli. Sen sürekli deniyorsan ama o duvar örüyorsa, bu duvarın nedenini keşfetmek için çift terapisi desteği almak uzun vadede ilişkiye iyi gelebilir.


Unutma, senin hissettiklerin “fazla” değil, “önemli”. Görülmek, duyulmak ve anlaşılmak herkesin hakkı. Sen bunu hak ediyorsun.

Kendine biraz zaman ver. Şu an yorgunsun, ama bu yorgunluğun içinde farkındalık da var. Fark eden bir insan, değişim için ilk adımı zaten atmış demektir. Ve bazen o değişim, önce ilişkiden değil, kendine yeniden dönmekten başlar.


Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya

alinti

Yazımı okuduğunuz için bni anlafıgınız için çok teşekkür ederim