Psikoloji

Eşimle mutlu değilim

Gizli Kullanıcı22 Mayıs 2025 06:43

HOCAM EŞİMLE HİÇ MUTLU DEĞİLİM.

ÇOK FAZLA DETAYA GİRMEYECEM

BASİT BİR ÖRNEKLEME İLE ANLATACAM

BİR YAŞINDA BİR OĞLUM VAR DAHA EMİYOR VE ANNESİ SÜREKLİ BANA BENİM ÇOCUĞU UYUTMAM YÖNÜNDE TELKİNLER VERMEKTE HAKLI EVET FAKAT COCUK UYKU MODONU BEKLE YAKALAYAMIYOR

BENİ BABA OLARAK DEGİL DE OYUN ARKADAŞI OLARAK GÖRMEKTE

BENİM NE BABALIGİM KALDİ NE ERKEKLİGİM COK SIKILDIM. KONUŞMAYA ÇALIŞTIĞIM ZAMAN İSE HEP KAVGA CİKİYOR BİR ERKEK OLARAK BENİM ERKEKLİĞİN SORGULANMASI HELEKİ BABALIGIMIN SORGULANMASI CANINI ACITTI BİR BABAYA ASLA SEN ÇOCUĞUNA SADIK DEĞİLSİN DENİRMI BU NASIL BİR BEYİN BEN ERKEK OLARAK ÜSTÜME DÜŞEN GOREVE CALİS PARA KAZAN EVE BAK ESİMDE CALİSİYOR YEMİNLE BİR KEZ PARASINA DOKUNMUYORUM . ÖYLE MODA GİRDİM Kİ ARTİK NE HALİ. VARSA GÖRSÜN

Bu soru 22 Mayıs 2025 12:42 tarihinde Psikolog Aysel Kacak tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Sevgili danışanım,

Merhabalar.Yazdıklarınızı okurken, içinizde biriken yorgunluğu, kırgınlığı ve belki de zamanla büyüyen bir yalnızlık duygusunu hissettim diyebilirim. Anlaşılamadığınızı düşündüğünüz, ne söyleseniz yanlış anlaşıldığınız ve artık “dayanmakta zorlanıyorum” dediğiniz bir noktadasınız gibi görünüyor. Siz bu yükü taşırken, bir yandan da "benim bu evde yerim neresi?" diye sorguluyorsunuz sanki…

Bir baba olarak, hem ekonomik anlamda hem de duygusal olarak elinizden geleni yapmaya çalıştığınız çok açık. Çalışıyor, çocuğunuzla ilgileniyor, eşinizin beklentilerini karşılamaya çabalıyorsunuz. Ancak bu çabanın karşılığında “sen çocuğuna sadık değilsin” gibi ağır bir ithamla karşılaşmak, hayal kırıklığı yaratmış olabilir.. Bu cümleyi duymanın sizde nasıl bir etki yarattığını tarif etmek kolay değil. İnsan sevdiklerinden bu kadar keskin ve kişiliğine dokunan sözler işittiğinde, doğal olarak kendini değersiz hissedebilir. Bu da zamanla ilişkide yabancılaşmaya, iletişimin kopmasına neden olabilir.

Bir de çocuğunuzla ilişkiniz var tabii… Bir yaşında bir çocuk, gelişimsel olarak anneye daha bağlı olur, bu oldukça doğal bir süreçtir. Babayı genellikle oyun arkadaşı gibi görmeleri, bu yaş döneminde yaygın gözlemlenen bir durumdur. Bu, sizin iyi bir baba olmadığınız anlamına gelmez. Aslında bu dönemin geçici olduğunu ve çocuğunuz büyüdükçe size olan ihtiyacının da biçim değiştireceğini bilmek önemli. Ama elbette ki bunu bilmek, “şimdi” hissettiğiniz yetersizlik ya da dışlanmışlık duygusunu hemen yok etmez. Siz de haklı olarak “ben de buradayım” demek istiyorsunuz.

Eşinizin söylediklerinin sizi bu kadar kırmasında, belki de onun duygularını ifade etme biçimiyle sizin duymaya ihtiyaç duyduğunuz şeyler arasında büyük bir fark var. Sanki eşiniz destek isterken, sizden anlayış ve katkı beklerken, bunu kırıcı ve suçlayıcı bir dille yapıyor. Bu da sizi ister istemez bir savunmaya itiyor ve iletişimi daha da karmaşık bir hale sokuyor. Her konuşma çabası bir tartışmaya dönüştüğünde, kişi artık konuşmak bile istemez hale gelir. Bu da çiftler arasında duygusal bir mesafe oluşturur.

Belki de bu noktada kendinize sormanız gereken bazı sorular olabilir: “Ben ne hissediyorum, neye ihtiyacım var?”, “Bu ilişki içinde ben neyi özlüyorum?”, “Eşimle nasıl bir iletişim kurmak istiyorum?”... Bunlar sadece bir yolculuğun başlangıcı olabilir. Bir erkek olarak “güçlü olmak zorunda kalmak”, “her şeyi dışarıda tutmak” gibi toplumsal rollerin sizi ne kadar yorduğunu fark ettiğinizde, bu yükün ne kadar ağır olduğunu da daha net görebilirsiniz.

İçinizdeki kırılganlık ve öfke, aslında anlaşılmak isteyen bir kalbin sesi gibi geliyor. Siz de sevilmek, takdir edilmek, bazen sadece “nasılsın?” diye sorulmasını bekliyor olabilirsiniz. Bu çok insani bir ihtiyaç. Siz çocuğunuza, eşinize, evinize bir hayat vermeye çalışırken, biri de size hayat vermek istesin istiyorsunuz.

Sevgili danışanım,bu duyguların arasında kaybolmamak, zaman zaman kendinize dönmek çok kıymetlidir. Belki kısa bir sessizlik, kısa bir yürüyüş, bazen sadece kendinize “bugün nasılım?” diye sormak bile önemli bir adımdır. Kendinizi yeniden merkeze alabilmeniz için küçük ama etkili dokunuşlara ihtiyacınız olabilir.

İsterseniz biraz daha detaylandırabiliriz :

  1. En son ne zaman eşinizle sakin bir şekilde konuşabildiniz?
  2. Sizi bu evlilikte en çok zorlayan şey nedir?
  3. En çok neyin değişmesini isterdiniz?
  4. Eşinizle ilişkinizde en çok özlediğiniz duygu hangisi?

Tüm bu sorulara vereceğiniz yanıtlar, size sadece yön göstermekle kalmaz; aynı zamanda içinizdeki duyguları anlamlandırmak için de bir fırsat sunar.

Bu konuyla ilgili sormak istediğiniz bir nokta olursa yeni bir soru başlığı açarak sorabilirsiniz.

Cevabımın faydalı olmasını umuyor,sağlıklı günler diliyorum.

Sevgilerimle,Psikolog Aysel Kacak