Geçmişte yarım kalmışlıklar
Merhaba, iki yıl önce bazı arkadaşlıklarımı aniden bitirdim. O dönemde anksiyete yaşıyordum ve bir vedaya hazır değildim. Şimdi geriye dönüp bakınca keşke farklı davransaydım diyorum: keşke baştan tanışmasaydım, keşke o zamanlar anksiyetem olmasaydı ve bana daha uygun insanlarla tanışsaydım, keşke adam gibi veda edebilseydim. İki yıl geçmesine rağmen bu durum hâlâ beni rahatsız ediyor. İçimde pişmanlık, suçluluk ve yarım kalmışlık hissi var.Ve o insanların benim hakkımda ne düşündüğünü düşünüyorum.yanlış anlamamışlardır umarım.siz olsanız ne düşünürdünüz? hiç bir şey demeden bir anda bitirdim.Bu duyguları nasıl bırakabilirim ve geçmişle barışabilirim?
Bu soru 29 Ağustos 2025 10:01 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışan,,
Geçmişte yaşadığınız bu deneyimin sizde hâlâ pişmanlık ve suçluluk duyguları bırakması oldukça anlaşılır bir durum. İnsan ilişkilerinde vedalar, kopuşlar ya da bitişler çoğu zaman göründüğünden daha fazla anlam yüklenir. O dönem yaşadığınız anksiyete, duygularınızı düzenlemenizi ve sağlıklı bir vedalaşma süreci yaşamanızı zorlaştırmış olabilir. Yani aslında davranışınızı belirleyen şey kişiliğiniz değil, o anda içinde bulunduğunuz psikolojik koşullardı. Bunu bilmek, kendinize karşı daha şefkatli olmanız için önemli bir adım.
“Keşke”lerle geçmişe dönmek ise zihnin doğal bir eğilimi olsa da sizi sıkıştıran, enerjinizi bugünden alan bir döngüye dönüşebilir. “Keşke baştan tanışmasaydım” ya da “keşke veda edebilseydim” gibi düşünceler, gerçekte kontrol edemeyeceğiniz noktaları tekrar tekrar kurcalamanıza neden oluyor. Oysa geçmişteki davranışlarınızın, o dönemin koşulları içerisinde anlamlı ve anlaşılır olduğunu fark etmek, yükünüzü hafifletebilir.
Diğer insanların sizin hakkınızda ne düşündüğü meselesine gelince: İnsanlar genellikle başkalarının hayatlarındaki kararları, bizim düşündüğümüz kadar uzun süre taşımıyorlar. Onların da kendi yaşamları, kendi gündemleri ve duygusal süreçleri var. Bu nedenle, muhtemelen düşündüğünüz kadar yoğun ya da kalıcı bir yargıları yoktur. Ama diyelim ki bir kısmı kırılmış ya da hayal kırıklığı yaşamış olsun bu da insan ilişkilerinin doğasında var olan bir şey. Hiç kimse her zaman “doğru” vedayı yapamaz; önemli olan, siz kendi payınıza düşen sorumluluğu fark edip bu farkındalığı gelecekteki ilişkilerinize taşıyabilmenizdir.
Bu noktada kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: “Geçmişi değiştiremiyorsam, bugünden itibaren nasıl bir ilişki kurma biçimi geliştirebilirim?” Böyle düşündüğünüzde, suçluluk yerine öğrenme ve gelişim odaklı bir bakış açısına geçebilirsiniz. İçinizdeki yarım kalmışlık duygusunu azaltmanın yollarından biri de sembolik bir vedalaşma olabilir: Onlara yazdığınız ama göndermediğiniz bir mektup, zihninizde kurduğunuz bir diyalog ya da bir ritüel… Bu, içinizde kapanmamış bir kapıyı nazikçe kapatmanıza yardımcı olabilir.
Son olarak, kendinize şu hatırlatmayı yapmanız değerli olacaktır: İnsan olmanın bir parçası hata yapmak, eksik kalmak, bazen söyleyememek ya da yarım bırakmaktır. Asıl önemli olan, bu deneyimlerden kendinize karşı daha yumuşak, daha anlayışlı ve daha bilinçli bir şekilde çıkabilmenizdir. Geçmişle barışmak, onu silmek değil; onu, olduğu gibi kabul edip hayatınızın anlamlı bir parçası hâline getirmektir.
Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya