Psikoloji

Gelecek Kaygısı ve insan ilişkilerinin yük gibi gelmesi

Gizli Kullanıcı31 Temmuz 2025 14:42

hukuk okuyorum eylülde son sınıf olacağım ve hakimlik istiyorum. Ama bu ara sürekli mezun olunca ilk beş sene emirates hostesliği yapmak birikim yapmak sonrasında trye gelip hakimlik yapma düşüncesi var. Normalde böyle bir fikrim yoktu hep çok emindim hakimlikten bu ara değişti bu fikrim. Fakat kimseyle paylaşmadım bu fikrimi henüz. Hatta belki ömür boyu bile hosteslik yapabilirim çünkü evlilik çocuk ikili bağlar bana hep yük gibi geldi. Hosteslik bu açıdan bana çok uygun. Evlenmesem çocuk yapmasam çok mutlu bir ömür yaşarım biliyorum çünkü ben kendi ömrümü yaşamak istiyorum anne ya da eş sıfatıyla edindiğim bir ömrü değil. Hakim olursam elde edeceğim para ve ve türkiyeye bağlı yaşamak özgürlüğüme dokunuyor gibi hissediyorum çok itiyor beni bu düşünce bu aralar. Ayrıca ailem ve insanlarla bağ kurmak hep yük gibi geldi bana hala da öyle geliyor. Hosteslik bu açıdan bana çok uygun geliyor yapabileceğime de eminim hatta buna yönelik planlarımı yapmaya başladım. Plak taktırmak için işe giriyorum ki ömrümde daha önce sadece 15 gün çalışmıştım. Çünkü tek amacım okumaktı ve onuda yapıyordum zaten para kazanmak için bir sebebim yoktu. Şimdiyse işe giricem diş plağı taktırmak için çünkü hosteslikte dişler önemli.İngilizce seviyem iyi zaten ama yine de şimdiden mülakat sorularına bakmaya ve cevaplamaya çalışıyorum. Okul başlayınca ingilizcemi daha da geliştirmek için çalışacağım. Ailem bunu kabul etmez yüksek ihtimalle ama mezun olduktan sonra olursa hosteslik olacak ilk tercihim bir şekilde ikna edeceğim ve dubaide kalmaya başlayacağım. Böylece ne ailem ne bir başkası bana yük olmadan özgürce yaşayacağım aileme para gönderirsem beni darlamazlar diye düşünüyorum. Bir yanımda yalnızlıktan korkuyor ama özgürlük arzusu daha ağır basıyor. Hosteslik olmazsa çok üzüleceğimi biliyorum çünkü özgür olamayacağım gibi geliyor. Hakimlikten asla vazgeçmedim ama hemen başlamak istemiyorum galiba.

İnsanlarla sürekli bağ kurma düşüncesi ve iş arkadaşı olma durumu beni korkutuyor o yüzden zaten hem hakimliği hem hosteslik daha bireysel işler olduğu için tercih ediyorum. Hakimlikte duruşmada insanları görüyorsun diğer günler dosya üzerinden çalışıyorsun ofiste maksimum çay yemek molalarında görüşürüm iş arkadaşlarımla ona da dayanabilirim. Hosteslikte uçuş güzergahı değiştiği için sürekli çalıştığın kişiler değişiyor.Zaten bu kaygılar yüzünden ilişkim vs de olmadı hiç . Bir ilişki hiç bir zaman amacım da olmadı yani biriyle sevgili olmak flört etmek bunlar benim amacım olmadı hiç. Flört ettiğim insanlar oldu ama konu ilişkilere gelince sevgili olmak isterlerse ve anlarsam direkt uzaklaşıyorum o insandan. Mesafe koyuyorum ve kaçıyorum. Bunu aşmam gereken bir problem olarak görüyordum başta ama artık öyle de gelmiyor. Toplumun aile olma sevgili yapma evlenme gibi kalıplarından da çok bunaldım. İlişkilerim olabilir ama neden evlenmek zorundayız ki ya da evlendik diyelim neden aynı yatakta yatmak zorundayız neden sürekli iletişim kurmak zorundayız neden birine bağlı yaşamak zorundayız yaani. Bu kalıpların dışında da ilişkileri kabul eden kişiler henüz bana denk gelmedi . Ben her açıdan özgür olmak istiyorum . İş , evlilik, aile , ikili ilişkiler. Özgürlüğü ilişkilere yeteri kadar emek vermemek olarak tanımlamıyorum ama ilişkiye harcananan emek bana yük olarak geliyor . Yük olarak gelincede yapmak istemiyor insan .

Bu soru 1 Ağustos 2025 09:55 tarihinde Psikolog Fatma Gizem Bitgen tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhabalar,

Kendinizi burada bu kadar net ve dürüstlükle ifade ediyor olmanız takdire şayan. Paylaştıklarınızdan aslında hayata ve tercihlerinize yönelik bakış açınızın çok belirli olduğunu görüyorum ancak ilişkiler anlamında yakın duygusal bağ kurmak istemiyorum ama yalnızlıktan da korkuyorum, iş anlamında ise hostesliği sürekli yapmak mı yoksa para biriktirip Türkiye'de hakimlik yapmak mı gibi ikilemleriniz olduğunu anlıyorum. Bu noktada paylaştığınız ifadelere daha yakından bakalım isterim.

Öncelikle belirtmeliyim ki hayata yönelik farkındalığınızın böyle yüksek olması, tercihleriniz noktasında artı ve eksileriyle tüm yönlerini düşünüyor olmanız ve özgürlük kavramı için belirttiğiniz ifadeler takdir edilesi. Hukuk okurken hedefinizin hep hakimlik olması ve bunun sizin gözünüzde hiç sorgulanmazken, şimdi birdenbire bambaşka bir yolu düşünmeye başlamanız… Aslında bu, karşılaştığınız farklı deneyimlerin, büyüdükçe değişen bakış açılarının hayatınıza yansıması gibi görünüyor. Sizin için yaşamın anlamı sadece başarı değil, aynı zamanda kendi hayatınızın direksiyonuna geçmek. Bu ihtiyaç çok kıymetli ve onunla bağlantı kurmanız çok değerli. Şimdi yapmaya çalıştığınız şey ise sadece bir meslek seçimi değil, nasıl bir hayat yaşamak istediğinizi tarif etmeye çalışmak. Bunu birlikte daha netleştirebiliriz

İlk olarak mesleklerle ilgili konuşalım. Hakimliği her zaman istediğinizi ancak bir noktada para biriktirmek için hosteslik yapabileceğinizi diğer yandan da hostesken daha özgür bir hayatınız olabileceğini, Türkiye'ye döndüğünüz takdirde de aile ilişkileri, ikili ilişkiler gibi konularda özgürlüğünüzün kısıtlanabileceğini ifade etmişsiniz. Hakimlik ve hosteslik arasında salınan bir kararsızlık var gibi görünse de, aslında mesele daha derin. Siz, kendi kimliğinizi dar bir kalıba hapsetmek istemiyorsunuz. Bunu hem kariyerinizde hem özel hayatınızda net bir şekilde ifade etmişsiniz. Bu noktada hakimlik mi yoksa hosteslik mi sorusundan önce “Ben kimim, nasıl bir hayat beni mutlu eder, hayatımı kimin için ve nasıl yaşamak istiyorum?”, “5 yıl sonra kendimi hosteslik yaparken nasıl hissederim?”, “10 yıl sonra yargıçlık koltuğunda ama seyahatsiz bir yaşamda nasıl hissederim?” gibi soruları cevaplamanız etkili bir adım olabilir.

İkinci olarak aile ilişkileri ve ikili ilişkiler üzerine konuşalım. Belki de bu zamana kadar hissettiğiniz toplumsal baskıların, içinizde “bağ kurmak yük” duygusu olarak birikmesi çok doğal. Birilerini “idare etmek”, “sürekli iletişimde kalmak” gibi şeylerin sizi yıprattığını söylüyorsunuz. Bu noktada kimseye bağlı olmamak, kimseyle uzun süreli temasta bulunmamak, duygusal ve sosyal sorumluluk almamak gibi düşünceleriniz olduğunu anlıyorum. Peki bu sizce içinizden gelen bir tercih mi, yoksa bağ kurmanın bir şekilde incitici, yorucu veya tehlikeli olduğuna dair geçmiş yaşantılardan beslenen ve kendinizi olası yaralanmalara karşı koruduğunuz bir savunma mekanizması olabilir mi?

Diğer yandan, yalnızlıktan da çekiniyor gibi bir tarafınız var. Tam anlamıyla “yalnız kalmak istemiyorum ama başkalarıyla yakınlık da zor geliyor” ifadeniz denge arayışının göstergesi gibi görünüyor. Burada belki de ilişki kavramını kutuplaştırıp ya tamamen özgür olacağım ya da biriyle tamamen bağlı olacağım gibi siyah-beyaz düşünce kalıbı yerine, aradaki gri alanları keşfetmek olarak görmek daha işlevsel olabilir.

Son olarak şu soruları cevaplamanız farkındalık seviyenizi daha da artırabilir; Size göre özgürlük nedir, ne değildir? Birinin hayatında olmak, size neden özgürlükten alıkoyar gibi geliyor?, İlişkiye emek vermeyi yük olarak tanımlıyorsunuz. Peki, size hafif gelen bir ilişki modeli var mı? Hiç deneyimlediniz mi?, İnsanlara uzak durmanın size kazandırdıkları neler? Kaybettirdikleri olabilir mi?

Ne zaman paylaşmak, tartışmak isterseniz yazabilirsiniz. İçsel keşfinizle ilgili aklınızda kalan başka bir şey varsa, tekrar anlatabilirsiniz. Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı günler diliyorum.

Psikolog Fatma Gizem Bitgen