Gösterdiğim sevgiyi karşı taraftan alamıyorum
Benim gösterdiğim sevgiyi karşı taraftan alamıyorum buda kendime olan saygımi azaltıyor hep karşı taraftan ilgi sevgi saygı istiyorum neden kendimi hep boyle hissediyorum bende normal insanlar gibi ilişki yaşamak istiyorum ve hep boyle sorunlar yuzunden sevgilimle tartışıyoruz anlaşamıyoruz ilgi olmayınca kendimi iyi hissetmiyorum hep ilgi hep ilgi olsun istiyorum kaybetmekten korkuyorum benim hep yanımda olsun istiyorum bu bir hastalık gibi çok kötü bir şey
Bu soru 1 Eylül 2025 22:32 tarihinde Psikolog Muharrem Çalışkan tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba,
Öncelikle, ilişkilerde yaşadığın bu derin duygusal zorlanmayı ve kendinle ilgili fark ettiğin bu önemli örüntüleri benimle paylaştığın için içtenlikle teşekkür ederim. Sevgi gösterdiğinde karşılık alamamanın yarattığı o derin hayal kırıklığını ve bunun zamanla kendine olan saygını nasıl aşındırdığını gerçekten anlayabiliyorum. Özellikle "kaybetmekten korkmak" ve sürekli ilgi ihtiyacı duymanın yarattığı içsel çatışma, seni oldukça zorluyor olmalı. "Normal insanlar gibi ilişki yaşamak istiyorum" derken aslında herkesin ihtiyaç duyduğu güvenli ve karşılıklı bir bağ kurma arzunu hissediyorum, ancak bu isteğin ilişkilerde seni zorlayan bir döngüye dönüşmüş gibi görünüyor.
Burada dikkat çeken nokta, sevgi ve ilgi ihtiyacının senin için bir "var olma" veya "değerli hissetme" ölçütü haline gelmiş olabileceği. "İlgi olmayınca kendimi iyi hissetmiyorum" ifaden, aslında dışsal onay mekanizmalarıyla kendi öz-değer duygun arasında güçlü bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Bu durumu "hastalık gibi" olarak nitelendirmen, bu örüntünün seni ne kadar rahatsız ettiğinin ve değişim isteğinin açık bir göstergesi.
İlişkilerdeki bu dinamik genellikle erken dönem bağlanma deneyimleriyle ilişkili olabiliyor. Karşı tarafın sürekli yanında olmasını istemen ve kaybetme korkusunun yoğunluğu, güvenli bir bağlanma ihtiyacının sinyallerini veriyor. Buradan yaptığım çıkarım, senin aslında temelde bir "güvende hissetme" ve "değerli görülme" ihtiyacın olduğu, ancak bu ihtiyacı dışarıdan alma çabanın ilişkilerde bir gerginlik kaynağına dönüştüğü yönünde.
Bu örüntülerle çalışırken, öncelikle kendi duygusal ihtiyaçlarını tanımlaman ve kendi kendini regüle etme becerilerini güçlendirmen önemli olabilir. İşte bu noktada senin için birkaç somut teknik önerebilirim.
Duygusal Tolerans Geliştirme Çalışması:
Karşı tarafın ilgisiz veya mesafeli olduğu anlarda, hemen tepki vermeden önce kademeli olarak beklemeyi deneyebilirsin. Örneğin, bir mesajına hemen yanıt alamadığında, otomatik olarak endişelenmek veya öfkelenmek yerine, kendine "Şu anda zorlanıyorum ama bu duyguyu tolere edebilirim" de. İlk başta 5 dakika beklemeyi deneyebilirsin. Bu sürede derin nefes alıp verebilirsin (4 saniye nefes al, 6 saniye ver). Süreyi zamanla 10, sonra 15 dakikaya çıkarabilirsin. Bu pratik, duygusal tepkilerinin otomatik pilotta değil, senin kontrolünde olmasını sağlayacaktır.
Duygu-Düşünce Günlüğü Tutma:
Bir deftere şu dört başlığı oluştur: 1) Durum (Ne oldu?), 2) Otomatik Düşünceler (Aklımdan neler geçti?), 3) Duygular (Nasıl hissettim?), 4) Alternatif Bakış Açıları (Bu duruma başka nasıl bakabilirdim?). Örneğin, sevgilinin bir etkinliğe seni davet etmemesi durumunda, "Değersizim" otomatik düşüncesi yerine, "Belki de unutmuştur" veya "Belki de başka bir nedeni vardır" gibi alternatif açıklamalar yazabilirsin. Bu, zihnindeki tek yönlü düşünce kalıplarını esnetmene yardımcı olacaktır.
Kendini Doğrulama (Self-Validation) Egzersizleri:
İlgi görmediğin anlarda kendine şu soruyu sor: "Bu durum benim değerimi gerçekten etkiler mi?" Ardından, kendi kendine ilgi göstermenin yollarını keşfet. Örneğin, kendine "Şu anda kendimi yalnız hissediyorum ama bu geçici bir duygu" de. Veya sevdiğin bir aktiviteyi yaparak kendi kendine ilgi göstermeyi deneyebilirsin. Kendine "Şu an kendime nasıl iyi gelebilirim?" diye sormak, dış kaynaklara bağımlılığı azaltacaktır.
Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) Pratiği:
Günde 5 dakikanı ayırarak, sadece nefesine odaklan. Zihin başka yerlere gittiğinde, yargılamadan tekrar nefese dön. Bu pratik, olaylar karşısında otomatik tepkiler vermek yerine, durup düşünme aralığı yaratmana yardımcı olacaktır. Örneğin, bir tartışma anında, "Şu anda bedenimde neler oluyor?" diye kendine sorarak duygusal reaktiviteni yavaşlatabilirsin.
Son olarak, bu tür bağlanma temelli örüntüler derin kökleri olan yapılardır ve profesyonel destekle çalışıldığında daha etkili sonuçlar alınabilir. Bireysel terapi, bu dinamikleri anlamak ve dönüştürmek için güvenli bir alan sunabilir. Aklına takılan soruları iletişim adreslerimizden bizlere ulaşarak da sorabilirsin. Unutma, bu örüntüler senin karakterin değil, öğrenilmiş tepkilerdir ve üzerinde çalışıldığında dönüştürülebilirler. Kendine karşı sabırlı ve şefkatli olman, bu yolculukta en büyük destekçin olacaktır.