Psikoloji

Hayat mücadelesi

Gizli Kullanıcı11 Eylül 2025 08:15

Nerden başliyicagimi bilmiyorum ama şunu diyebilirimki nerde bela varsa hep uzerimde aileme ben bakıyorum annem ve kardeşim var kimlik sıkıntısı çekiyorum çünkü yabancı vatandaşım annem hasta kas hastası ben 21 yaşındayım ama sanki 60 yasinda hissediyorum bazen yasamakla ölüm arasinda gidip geliyorum o kadar çok yoruldum ki bütün işlerim hep tersine gidiyo napsam elimde kaliyo ak diyorum Kara çıkıyo Kara diyorum yine Kara çıkıyo napicagimi bilmiyorum hayat mücadelem kalmadı resmen sabrin dahi tükendi nerdeyse resmi işlemler aile hayatı hep kötü gidiyo napicam ben

Bu soru 11 Eylül 2025 10:21 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Böyle bir durumda hissettiğin yoğun yorgunluk, tükenmişlik ve umutsuzluk duyguları çok anlaşılır. Sen daha 21 yaşındasın ama üstlendiğin sorumluluklar, annenin rahatsızlığı, kardeşine bakmak, kimlik ve vatandaşlıkla ilgili resmi zorluklar, aile içindeki yükler seni olduğundan çok daha büyük yaşta hissettirebiliyor. “Sanki 60 yaşındayım” demen, aslında ruhsal ve bedensel anlamda ne kadar ağır bir yük taşıdığını çok net ifade ediyor.


Bu noktada birkaç şeyi bilmen çok önemli:

Öncelikle yaşadığın şey bir “zayıflık” değil, insanın sınırlarının zorlanmasıdır. Sen şu an çok fazla sorumluluğu aynı anda taşımaya çalışıyorsun ve bu kadar yükün altında yorulman, sabrının tükenmesi ve hatta umutsuzluk hissetmen çok normal. Bu, senin dayanıklı olmadığını değil, çok ağır koşullarda tek başına kalmak zorunda bırakıldığını gösteriyor.


Hayatının farklı alanlarında “hep ters giden şeyler” olduğunu hissetmen, aslında yaşadığın stresin seni nasıl karamsar bir bakış açısına ittiğinin bir göstergesi. İnsan çok yorulduğunda, en küçük aksilik bile “yine olmadı” duygusunu büyütür ve bu da umutsuzluğu besler. Bu döngüden çıkmak için önce kendine şu hatırlatmayı yapabilirsin: Şu anki koşullar senin suçun değil, sadece çok fazla sorumluluğu tek başına taşımaya zorlanıyorsun.


Böyle zamanlarda “yaşamakla ölüm arasında gidip geliyorum” gibi düşünceler zihninde belirebilir. Bu tür düşünceler, çaresizlik duygusunun bir yansımasıdır. Bunları dile getirmen çok kıymetli, çünkü bu duyguları bastırmak yerine paylaşmak iyileşmenin ilk adımıdır. Ancak bu noktada yalnız kalmaman çok önemli. Güvendiğin bir yakınla ya da profesyonel bir destekle duygularını paylaşman, hem yükünü hafifletir hem de seni karanlık düşüncelerin içinde tek başına bırakmaz.

Şu anda önüne bir anda düzeltilmesi gereken onlarca sorun çıkıyor gibi görünebilir. Ama senin için daha sağlıklı olan şey, bu sorunları tek bir dağ gibi değil, küçük adımlarla ilerleyebileceğin parçalar halinde görmek olacaktır. Örneğin:

  1. Resmi işlemler için bir danışma hattından ya da göçmenlere destek veren kurumlardan bilgi almak.
  2. Annenin sağlık sürecinde senin tek başına kalmaman için sosyal yardımları araştırmak.
  3. Kendi psikolojik dayanıklılığını artırmak için bir terapistle ya da destek grubuyla süreci paylaşmak.


Belki şu anda “hiçbir şey düzelmeyecek” duygusu çok baskın olabilir, ama insan zihni yorgunlukla karamsar hale gelir. Senin içinde hâlâ bir mücadele gücü var, çünkü bu kadar zor şartlarda bile hâlâ yardım istemek için sesini çıkarabiliyorsun. Bu çok değerli ve aslında tükenmediğinin göstergesi.

Kısacası:

  1. Yaşadıkların çok ağır ve senin suçun değil.
  2. Hissettiğin tükenmişlik, yüklerinin ağırlığından kaynaklanıyor.
  3. Küçük adımlarla ilerlemek ve destek talep etmek, bu yükü hafifletmeye başlayabilir.
  4. Bu süreçte yalnız kalmaman, duygularını paylaşman ve profesyonel destek alman senin için çok kritik.


Senin hayatında “kara” üst üste geliyor gibi görünse de, bu karanlık duyguların içinde kalıcı değilsin. Şu anda sadece çok yoruldun. Ama yorulmak, vazgeçmek zorunda olduğun anlamına gelmiyor.


Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya