Hayatın içine dahil olamamak
Ben yüksek kaygısı olan stres ayrılık heyecan durumlarında mide bulantısı öğürme donma tepkisi veren o an ne yapacağımı bilemeyen biriyim. Uzun süredir hayatımda önemli dediğim tüm insanlar çıktı. Genelde ben insanları bırakamıyorum onlar beni bıraktı. Erkek arkadaşım oldu onunla uyuşan bir şeylerimiz yoktu hatta eski ilişkisini unutamamıştı ilişkinin en başında bir şeyler yakaladım çabalarsan unutmaya hazırım dedim. Çabalayacağımı söyledi ama olmadı karakterlerimiz hayatı yaşama şeklimiz de birbirine uymuyordu. Farklıydık. O çok sosyal ben sakin bir yapıdaydım. Ama geçinmeye gönlümüz vardı. Sevgi emek vardı. Tabi bu emek en çok benimdi. Kıyafetlerimden ödün vermiştim o muhafazakar biriydi. İlk ilişkisi kıyafet yüzünden bitmiş. Ben de onu tanıdığımda daha hiçbir şey yaşanmadan kıyafet konusunda fedakarlık yaptım. Ama sonradan olan olaylar. Onun kendiyle çelişmesi sürekli eski ilişkisine dair şiirler notlar çıkıyordu. Eski ilişkisinden sonra terapi almıştı. Bana daha temkinli davranıyordu. Duygularımı üzülmemek için göstermiyorum diyordu. Kalp ve mantık şeklinde ilerliyordu. Ama ben tamamen duygusal gidiyordum bu yüzden çok yara aldım. Özellikle en sonunda bu notları şiirleri görünce onun benim aramda hiç böyle şeyler yaşanmamıştı. Kahroldum resmen o da benim de beklentilerim karşılanmadı diyerek ayrıldı. Ben kız arkadaş konusunda da sınırları olan biriyim ona bunu dile getirmiştim o da gizli gizli mesaj atıp siliyordu yanımda. Bunlar da üst üste gelince bitirme kararı aldı. Oysa bu kararı ben vermeliydim. Her hatada onu anlayıp asla yargılamayıp yanında kalmaya devam ediyordum. Bittikten sonra kıyafetlerime döndüm. Aradan 1 sene geçti onun şarkılar paylaştığı platformdan sürekli neler paylaşıyor diye baktım baktığımı anlayınca buna yönelik şeyler paylaşmaya başladı ben de artık bittiğine dair kıyafetime döndüğümü paylaştım şimdi ona her şeyim kapalı. O ise hala beni sevdiğini geri dönmemi bekliyor. Bense artık o 2 sene önceki sürekli alttan alan fedakarlıklar yapan kişi değilim bu süreçte en yakınım diyeceğim insanları kaybettim. Artık eski neşem yok kendi köşeme çekildim hayatın içinde değilim. İş konusunda kaygılı olduğum için işimi de kaybetmiştim. Hayata yeniden başlamak istemek çok güzel ama bir seçenek yok . Kendim için kurduğum güzel hayaller yaşadığım hayatla çok ters. İş konusunda geri dönüş alamıyorum evde olduğum için de sürekli bir ihtimal var mı diye geçmişi düşünüyorum ama biliyorum ki geri dönersem o hayatın içinde olan birisi beni anlamayacak ben yine ona uyum sağlamak zorunda kalacağım ve bu sefer de biterse beni toparlayacak kimse yok çevremde. Devam edersem onun istediği bir hayatı yaşayacağız resmen. Yeni başlangiç yapmak istesem yol yok. Kendimi hep iyisine hazırlayıp kötü bir senaryo içinde bulmak istemiyorum. Şu an hayatımın kalemi benim elimde nasıl yazarsam öyle gidecek ama ben ne istediğimi bilmiyorum. Onu sevdiğim için geçmişle bağım çok fazla ama onun ise yalnız kaldığı için veya sonradan değerimi anladığı için böyle yaptığını düşünüyorum. Ama aynı kişiyi bulamazsınız aynı kişi de bile denir ya ne o eski benim ne de o kişi aynı kişi. Sorsanız şu an çok çabalamak istiyor ama eski ilişkisinde çok acı çektiği için bir daha birini bekleyip hayatı kaçırmak yalnız kalmak istemiyor. İkimizde birbirimizle olursak çok değişip fedakarlık etmemiz gerekecek ama sevgi her şeyi kurtarmaya yetecek mi işte o muamma. Hayatın tam ayrım noktasındayım nereye gideceğimi yolumu kaybetmiş durumdayım. Çevremden çok koptum hayattan çok koptum. Yaşım gereği artık cesur yanım kayboldu. Ama kendim içinde çok bir seçenek kalmadı. Seçeneksizlikten değil gerçekten seviyorum ama mantığım onunda mantığı bunu zorlaştırıyor. Çevreyle uyumumuz yok onun hayatı bambaşka ben ise sürekli evdeyim. Böyle bir yaşam sürüyorum. Tüm bunalrla savaşmak çok yorucu kendi hayatımı kuramadım daha belki onunla devam etsem hayat daha kolaylaşacak bilmiyorum. Neyi seçeceğimi bilmiyorum hani acını seçmekte özgürsün diye bir laf var ya iş o acı hangisinde büyük olur onu kestiremiyorum. Ben ilerlemekte istiyorum ama önümde yol da yok. Tutunacağım bir şey kalmadı. Bana tavsiyeleriniz ya da psikolojik olarak sorunum nedir nereden başlamalıyım bahsedenseniz çok sevinirim cevabınız içim teşekkür ederim
Bu soru 1 Ağustos 2025 11:24 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Elif Kızılkaya tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhabalar,
Öncelikle yaşadıklarınızı bu kadar açık ve samimi bir şekilde dile getirmeniz çok değerli. Paylaşımlarınızdan, hem geçmişteki ilişkilerinizin hem de hayatınızdaki kayıpların üzerinizde ciddi bir etki bıraktığını, yoğun kaygı, belirsizlik ve tükenmişlik hisleriyle mücadele ettiğinizi anlıyorum. Zihninizin sürekli olarak “hangi yol daha az acı verir?” sorusu etrafında dönmesi, aslında şu anda içinde bulunduğunuz belirsizlik ve kırılganlık durumunun doğal bir sonucu. Kaygınızın bedensel olarak mide bulantısı, öğürme ve donma tepkisiyle kendini göstermesi de, vücudunuzun duygusal yüklenmeye verdiği güçlü bir tepki.
İlişkinize baktığımızda, sizin tarafınızda yüksek bir fedakârlık ve uyum sağlama çabası olduğunu görüyoruz. Sevdiğiniz kişi için kıyafet tercihlerinizden bile vazgeçmişsiniz; bu, bir ilişkiye emek verme isteğinizin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Ancak duygusal ihtiyaçlarınızın karşılanmadığı, sizin kadar emek vermeyen bir partnerin olduğu bir ilişkide uzun süre kalmanız, zamanla hem özsaygınızı hem de yaşam enerjinizi zedelemiş. Üstelik ilişkinin temelinde, onun geçmiş ilişkisine dair izlerin sürmesi ve sizin açık iletişim taleplerinize rağmen gizlilik davranışları göstermesi, sizde güven duygusunu sarsmış. Tüm bunlar, kendinizi sürekli değer ispat etmeye zorlanıyormuşsunuz gibi hissetmenize neden olmuş olabilir.
Şimdi geriye dönüp baktığınızda, hem “onu seviyorum” hem de “o hayat bana uygun değil” gibi iki zıt duygu içinde kalmanız çok anlaşılır. Bu bir tür içsel çatışma ve doğal olarak zihninizi yoruyor. Ayrıca sadece ilişki değil, iş ve sosyal çevre gibi alanlarda da destek bulamadığınızı, hayattan geri çekildiğinizi, geleceğe dair motivasyonun azaldığını paylaşıyorsunuz. Bu durum, depresif bir ruh halinin ve kaygının bir arada yaşandığı bir tabloya işaret ediyor olabilir.
Şu noktada şu sorular üzerinde durmak faydalı olabilir:
- “Ben gerçekten nasıl bir hayat yaşamak istiyorum?”
- “Bu ilişki, o hayata ne kadar hizmet ediyor?”
- “Sevgi uğruna verdiğim tavizler, beni ben yapan değerlerle çelişiyor mu?”
- “Birlikte olduğum kişiyle olursam, kendimi ifade etmekte özgür hissediyor muyum?”
Şunu unutmamak önemli: Sevgi değerli bir duygu ama tek başına bir ilişkiyi sürdürülebilir kılmaya yetmez. Değerler, yaşam biçimleri, iletişim şekilleri ve güven de aynı derecede önemlidir. Siz şu anda bir yol ayrımındasınız ve hangisi daha az acı verir değil, “hangisi beni daha fazla kendim yapar?” sorusuna yönelmek daha sağlıklı bir pusula olabilir.
Hayata yeniden başlamak için bazen önce çok küçük ve somut adımlarla ilerlemek gerekir. İş bulma konusunda ya da sosyal hayata dönme konusunda yaşadığınız kaygı, büyük hedefleri gözünüzde daha da büyütebilir. Bunun yerine çok ufak ama düzenli adımlar atmak (örneğin kısa yürüyüşler, yeni bir hobiye başlamak, küçük iş başvuruları yapmak, güven duyduğunuz biriyle daha sık iletişim kurmak gibi) zihninizdeki çaresizlik algısını kırabilir.
Ayrıca şu anda yaşadığınız yoğun kaygı ve donma tepkileri, bedensel rahatlama yöntemlerinden fayda görebileceğinizi gösteriyor. Diyafram nefesi, kas gevşetme egzersizleri, kaygı anında duyulara odaklanma teknikleri gibi yöntemler, bedensel yükü azaltarak daha berrak düşünebilmenize yardımcı olabilir.
Psikolojik olarak bu durum, uzun süreli stres ve kayıplar sonrasında oluşan bir tükenmişlik hali ile ilişkili görünüyor. Bununla birlikte, ilişkilerde kendi ihtiyaçlarını geri plana atan, sınır koymakta zorlanan ve karşı tarafın duygusal süreçlerini kendi sorumluluğu gibi üstlenen bir eğiliminiz olabilir. Bu durum çoğu zaman, çocuklukta ya da önceki yaşam deneyimlerinde “terk edilme korkusu” veya “sevilmek için uyum sağlama gerekliliği” gibi öğrenilmiş inançlardan kaynaklanır. Terapi, bu inançların fark edilmesi ve dönüştürülmesi konusunda oldukça etkili bir süreç olabilir.
Başlangıç olarak kendinize şu alanlarda izin verebilirsiniz:
- Duygularınızı bastırmadan kabul etmek: Üzgün, kaygılı ya da kararsız hissetmek bir zayıflık değil, yaşadığınız süreçlerin doğal bir sonucu.
- Küçük hedefler koymak: Şu an her şeyi birden çözmek yerine ufak adımlar atın. Bu, kontrol duygunuzu geri kazandırır.
- Kendi sınırlarınızı yeniden tanımlamak: Özellikle ilişkilerde, sizin değerleriniz ve ihtiyaçlarınız ne? Bunları korumak, sağlıklı bağ kurmanın bir parçası.
- Profesyonel destek düşünmek: Bu süreçte bir psikologla çalışmak, kaygınızı düzenlemek ve kendi yaşam hedeflerinizi netleştirmek konusunda size çok yardımcı olabilir.
Unutmayın, hayatın kalemi gerçekten sizin elinizde; ancak o kalemi tutarken elinizin titremesi çok normal, çünkü çok fazla yük taşımışsınız. Şimdi o yükleri yavaş yavaş bırakıp “Ben kim olmak istiyorum?” sorusuna alan açma zamanı. Şu anda tüm cevaplara sahip olmanız gerekmiyor, sadece yönünüzü bulmaya niyet etmeniz bile önemli bir adımdır.
Klinik Psikolog Elif Kızılkaya