Her şeyi çok fazla düşünüyorum ve takıntı haline getiriyorum. Bu durumdan kurtulmak istiyorum.
Ablam boşandı ve şuanda benim sevgilimin abisiyle sevgili bu durumu kabullenemedim sürekli bunu düşünüyorum ve kinleniyorum bana normal gelmiyor ama o çok mutluymuş ve bu sebepten dolayı çok kavga ettik ama içim hiç rahat değil neden bilmiyorum istemiyorum özel bir kaç mesajlarını gördüm midem bulanıyor onlardan bana sürekli yalan söylüyorlarmış gibi geliyor güvenemiyorum çok huzursuzum kaçmak istiyorum görmek istemiyorum ama olmuyor uzakta olunca da rahat edemiyorum acaba napıyolar falan diye
Bu soru 8 Ağustos 2025 11:44 tarihinde Psikolog İrem Gülsün Zengin tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba Sevgili Danışanım,
Anlattığınız durum, hem olayın kendi karmaşıklığından hem de sizin zihinsel olarak üzerinde fazla durma eğiliminizden kaynaklanan yoğun bir duygusal yük barındırıyor. Her şeyi çok fazla düşünme, ayrıntılara takılıp çıkamama ve zihinsel olarak tekrar tekrar aynı senaryoları kurma, kişinin hem ruhsal enerjisini tüketir hem de mevcut sorunları olduğundan daha büyük hissettirir. Burada yaşadığınız sıkıntı iki boyutlu görünüyor: Birincisi, ablanızın sevgilinizin abisiyle ilişki yaşamasını kabullenememeniz; ikincisi ise genel olarak bu durumun sizde tetiklediği güvensizlik, kıskançlık ve sürekli düşünme hali.
Öncelikle, “normal gelmiyor” demeniz çok anlaşılır. Çünkü yakın aile bireyinizin, kendi hayatınızın bir parçası olan biriyle romantik ilişki yaşaması, sınırların bulanıklaştığı, rollerde karışıklık hissedilen bir durum yaratır. Böyle bir bağ, bazı kişiler için sorun olmazken, bazı kişilerde rahatsızlık, kıskançlık ya da huzursuzluk uyandırabilir. Burada önemli olan, kendi duygularınızı yargılamadan anlamaya çalışmak. “Ben neden böyle hissediyorum?” sorusuna cevabı, olayın size hissettirdiği mahremiyet ihlali, kontrol kaybı ya da aile içi rollerin değişmesi gibi konularda arayabilirsiniz.
İkinci olarak, yaşadığınız güvensizlik hissi sadece bu olaya değil, aynı zamanda zihinsel olarak olayları büyütme ve kontrol etme isteğinize de bağlı olabilir. Siz “uzakta olunca da rahat edemiyorum, acaba ne yapıyorlar” dediğinizde, zihniniz aslında sürekli tetikte kalıyor. Bu durum, anksiyete (kaygı) döngüsünün tipik bir örneği: Kaygı, sizi daha çok düşünmeye iter; düşündükçe yeni senaryolar üretirsiniz; bu senaryolar kaygınızı artırır; böylece döngü devam eder.
Ayrıca, “kinleniyorum” ifadeniz, bu durumun sadece kaygı değil, aynı zamanda öfke ve kırgınlık da yarattığını gösteriyor. Öfke genellikle bir değerin ihlali hissedildiğinde ortaya çıkar. Belki de burada sizin için ihlal edilen değer, güven ya da aile içi sadakat algısı olabilir. Bu tür yoğun duygular, kişinin olayları objektif değerlendirmesini zorlaştırır.
Bunun yanında, gördüğünüz özel mesajlar, güven duygunuzu daha da zedelemiş. Burada önemli bir fark var: Mesajlar ne kadar rahatsız edici olursa olsun, sürekli onları zihninizde tekrar tekrar canlandırmak, rahatsızlığınızı kalıcı hale getirir. Beyin, bir olayı hatırladığında, onu yeniden yaşamak gibi biyolojik bir tepki verir. Bu nedenle her hatırlayışta duygularınız yeniden tetikleniyor.
Peki, bu durumdan nasıl çıkabilirsiniz? Öncelikle, gerçekçi sınırlar belirlemeniz gerekiyor. Ablanızın ilişki tercihi üzerinde doğrudan bir kontrolünüz yok. Bu, sizin onayınızla veya onayınız olmadan devam edebilecek bir durum. Kontrol edemediğiniz şeylere odaklanmak yerine, kontrol edebileceğiniz alanlara (kendi duygularınıza, tepkilerinize ve yaşamınıza) odaklanmanız kaygıyı azaltır.
İkinci olarak, zihinsel döngüleri kırmak için bilinçli farkındalık (mindfulness) çalışmaları faydalı olabilir. Bu teknikler, zihninizi tekrar tekrar aynı düşüncelere dönmekten alıkoymaz, ama onlarla aranıza mesafe koymayı öğretir. Mesela, aklınıza “şu an ne yapıyorlar?” sorusu geldiğinde, bunu bir “düşünce” olarak etiketleyip, üzerinde oyalanmadan dikkatinizi başka bir eyleme yönlendirmek, zamanla zihinsel esnekliğinizi artırır.
Üçüncü olarak, bu olayı sevgilinizle ilişkinizin temelinde bir güven problemi haline getirmemek için sınırlarınızı net ifade etmeniz önemlidir. “Şu konular bana rahatsızlık veriyor” diyerek somut biçimde dile getirmek, karşı tarafın da nerede duracağını anlamasına yardımcı olur. Ancak bu konuşmaların suçlama tonunda değil, duygusal ihtiyaç odaklı yapılması gerekir.
Son olarak, bu kadar yoğun huzursuzluk, öfke ve kaygı bir aradaysa, kendi ruhsal sağlığınızı korumak için profesyonel destek almayı düşünebilirsiniz. Bazen dışarıdan bir uzmanın rehberliği, hem duygularınızı daha net anlamanızı hem de sağlıklı baş etme yöntemleri geliştirmenizi kolaylaştırır.
Unutmayın, şu an hissettiğiniz duygular “anormal” değil, ama sürekli bu yoğunlukta kalmak hem sizi hem de ilişkilerinizi yıpratır. Amacınız, duyguları yok etmek değil, onları yönetebilecek bir dengeye ulaşmak olmalı. Bu denge, hem sizin iç huzurunuz hem de ilişkilerinizin sağlığı için gereklidir.
Sevgilerimle✨
Psikolog İrem Gülsün Zengin