Her şeyi kişisel algılamaktan nasıl kurtulabilirim?
İnsanların bakışlarını, konuşmalarını, tavırlarını her daim kişisel algılıyorum ve kendimi bana iyi davranmaları için değiştirmeye çalıştığımı farkettim. Herkesin karakteri farklı ve her biri için ayrı bir davranış şekli, konuşma şekli geliştirerek hepsiyle iyi olmaya çalışıyorum. Bu durum kendim olamadığımı ve karakterimin oturmadığını, benliğimi günden güne kaybettiğimi, değersizleştiğimi (hem başkalarının hem kendi gözümde) farkettirdi. Karakterimin insanlara göre şekil aldığını gördükçe kendime olan öfkem daha da artmakta. Kendimi değersiz, bir hiçmiş gibi hissediyorum ve ben böyle hissettikçe, bu şekilde davrandıkça insanlar için de bir değerim olmayacağını biliyorum. Bu durumu düzeltmek için ne yapabilirim?
Bu soru 25 Eylül 2025 19:23 tarihinde Psikolog Muharrem Çalışkan tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhabalar,
Yaşadığınız bu durum, aslında birçok insanın farkına varmakta zorlandığı ama oldukça yaygın bir içsel mücadelenin parçası. Sürekli olarak insanların davranışlarını, sözlerini ve bakışlarını kendinize dair bir mesaj olarak algılamak, zihninizi sürekli tetikte tutan ve oldukça yorucu bir zihinsel faaliyet. Fark ettiğiniz en önemli nokta, bu durumun sizi, kabul görmek ve güvende hissetmek için sürekli kendinizi değiştirmeye zorlaması. Sanki her insan için ayrı bir rol yapıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz ve bu rollerin arasında asıl "siz" kayboluyor. Bu, kısa vadede ilişkileri yönetmek için işe yarayan bir strateji gibi görünse de, uzun vadede kendinize yabancılaşmanıza ve içinizde bir boşluk hissi oluşmasına neden oluyor.
Hissettiğiniz öfke aslında anlaşılabilir ve son derece anlamlı bir tepki. Bu öfke, içinizdeki gerçek benliğin bir uyarısı gibi düşünülebilir. Sanki içinizdeki bir ses, "Ben buradayım! Lütfen beni gör, beni duy ve olduğum gibi ifade etmeme izin ver!" diye haykırıyor. Bu nedenle, bu öfkeyi bir düşman olarak görmek yerine, size yol gösteren bir işaret olarak değerlendirmek faydalı olabilir. Öfke, sizin için önemli olan bir sınırın, bu durumda kendi benliğinizin sınırlarının, zorlandığını gösterir.
"Değersiz" hissetmeniz ise bu sürecin en doğal sonuçlarından biridir. Çünkü eğer sevgiyi ve kabulü, "siz" olarak değil de, oynadığınız "rol" sayesinde alıyorsanız, içinizdeki gerçek benlik onaylanmamış hissederek değersizlik duygusunu besler.
Peki, bu döngüyü kırmak için neler yapılabilir? Öncelikle, bu sorunu bir "savaş" olarak değil, bir "keşif yolculuğu" olarak görmek iyi bir başlangıç noktası olacaktır. Amacınız kendinizi zorla değiştirmek değil, kendinizle yeniden bir bağ kurmak olmalı.
İlk adım olarak, bir "gözlemci" gibi davranmayı deneyebilirsiniz. Bir sonraki sosyal durumda, kendinizi yargılamadan, sadece içinizden ve dışınızdan neler geçtiğini izlemeye çalışın. Örneğin, "Şu an karşımdaki kişi şöyle dedi. Hemen midemde bir sıkışma hissettim. Zihnimden 'Acaba yanlış bir şey mi söyledim?' düşüncesi geçti." gibi. Bu şekilde, otomatik olarak verdiğiniz tepkilerle aranıza küçük bir mesafe koyabilirsiniz. Bu mesafe, daha sonra farklı bir seçim yapabilmeniz için size alan açar.
İkinci olarak, kendi iç pusulanızı, yani sizin için gerçekten neyin önemli olduğunu keşfetmek üzerine çalışabilirsiniz. Örneğin, dürüstlük, sadakat, yaratıcılık veya bağımsızlık gibi değerler sizin için yol gösterici olabilir mi? Bu değerleri düşünmek, davranışlarınızı başkalarının onayına göre değil, kendi inandığınız prensiplere göre şekillendirmenize yardım eder. Kendinize "Şu an bu kişinin onayını almak uğruna, kendime karşı hangi değerimden ödün veriyorum?" diye sormak, farkındalığınızı artırabilir.
Üçüncü bir adım ise, küçük ve güvenli denemeler yapmak olabilir. Kendiniz olmak, büyük risklerle başlamak zorunda değildir. Günlük hayatınızda, küçük tercihlerinizi ifade etmeyi deneyin. Örneğin, bir grup içinde nereye oturmak istediğinizi söylemek veya gerçekten istediğiniz yemeği seçmek gibi basit bir adım atabilirsiniz. Bu küçük adımlar, "Kendi tercihlerimi söylediğimde ilişkiler bozulmuyor" gibi yeni ve olumlu deneyimler biriktirmenizi sağlar.
Son olarak, bu yolculukta kendinize karşı sabırlı ve anlayışlı olmanız çok kıymetli. Yıllardır uyguladığınız bir alışkanlığı bir gecede değiştiremezsiniz. Bazen eski kalıplara döneceksiniz ve bu çok normal. Önemli olan, bu durumlarda kendinizi suçlamak yerine, "Tamam, bu sefer otomatik pilota takıldım. Bu bir hata değil, bir öğrenme fırsatı. Bir sonraki sefere daha farklı davranabilirim" diyebilmektir. Kendinize, en iyi arkadaşınıza göstereceğiniz şefkati göstermeyi deneyin.
Bu süreç, kendinizi olduğunuz gibi kabul etme ve dış dünyayla daha otantik bir şekilde bağ kurma yolculuğunuzdur. Attığınız her küçük, bilinçli adım, sizi kendi gözünüzde daha değerli hissetmeye yaklaştıracaktır. Bu konular üzerinde düşünmeye devam etmeniz çok değerli. Hisleriniz ve deneyimlerinizle ilgili konuşmaya devam etmek isterseniz benimle iletişim adreslerimden ulaşabilirsiniz.