Romantik İlişkiler

İçimi nasıl rahat tutup emin olabilirim?

Gizli Kullanıcı11 Ekim 2025 13:37

Merhabalar, lisede sevgili olduğum kişi yıllar sonra bana yazdı ve tekrar sevgili olduk. Başka sevgilim olmadı. İlk başlarda sevgili gibi değildik ve ben sürekli seviyor muyum diye düşünüp durdum ve bu benim halen arasıra kafamı karıştırıyor ve kötü hissediyorum. Kendime seviyor muyum diye sorunca sevdiğimi düşünüyorum diyorum ve bu cevap beni daha da panikletiyor. Şu an halen sevgiliyiz, aramızda hiçbir sorun yok çok mutluyuz ama halen aklıma takılabiliyor. Onunlayken aklıma bunlar gelmiyor ama tek kaldığımda zihnimde bu sorular ortaya çıkabiliyor. Sosyal medyada veya ilişkilere dair olumlu veya olumsuz herhangi bir şey duyduğumda benim ilişkim tehlikeye girecek kafam karışacak diye çok korkuyorum, panik oluyorum, kötü hissediyorum. Bunları düşününce olumsuz bir havaya bürünüyorum. Kötü bir şey duyduysam hemen ya bende de böyleyse ama bilmiyorsam diyorum. Daha önce bir sefer bundan dolayı psikoloğa gittim o sorun olmadığını ve normal olduğunu söyledi ama ben yine tedirgin oldum. Acaba ona detaylı anlatmadım da ondan mı sorun yok dedi diye düşündüm. Şu an uzak mesafedeyiz, sadece yazları aynı yerde olabiliyoruz. Bu ilişkinin devam etmesini istiyorum ama evlenme aşamasına gelirsek ve hala aklımda bunlar olursa durumum nasıl olur bilmiyorum ve tedirgin oluyorum. Seviyorsam neden bunları düşüneyim ki diye soruyorum kendime ama normal de karşılıyorum. Anlayacağınız kendi içimde bir belirsizliğin içindeyim. Artık net bir şekilde bu ilişkiye devam edip bunları aşmak istiyorum nasıl yapabilirim bilmiyorum. Sevmediğim halde bu ilişkiye devam etmiş olabilir miyim, kendimi kandırıyor olabilir miyim? Bu sorular beni çok kötü yapıyor. Son olarak başka birisi de sizlere soru sormuş cevap olarak bazı sorular yöneltmişsiniz (yanındayken huzurlu musun, onu önemsiyor musun, geleceğe dair hayaller kuruyor musun vb.). Bu soruların hepsine olumlu yanıt verdim. Tüm yazdıklarımı düşündüğünüzde siz bu duruma ne derdiniz. Şimdiden size çok teşekkürler...

Bu soru 12 Ekim 2025 14:13 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Öncelikle Merhabalar,


Yazdıklarınızdan, zihninizde uzun süredir var olan bir içsel çatışmanın varlığını hissediyorum. Bir yanınız sevmenin huzurunu yaşamak istiyor, diğer yanınız ise bu duygunun kalıcılığından emin olmaya çalışıyor. Bu iki yönün arasında sıkışıp kalmak, duygusal olarak oldukça yorucu bir süreçtir. Çünkü kalpten gelen bir hissi akılla kanıtlamaya çalıştığınızda, doğal bir duygunun yerini kaygı almaya başlar. Sizinki tam da böyle bir durum gibi görünüyor; sevginiz var, ancak zihninizin sorgulama eğilimi bu sevginin akışına zaman zaman gölge düşürüyor.

Anlattıklarınız, ilişkisel kaygı olarak tanımladığımız bir dinamikle oldukça örtüşüyor. Bu tür durumlarda kişi genellikle duygularının gerçekliğinden emin olma çabasıyla kendini sürekli analiz eder. “Gerçekten seviyor muyum, yeterince hissediyor muyum, bir gün biter mi?” gibi düşünceler, zihinde kontrol hissi yaratır. Ancak bu sorgulama hali, kısa vadede rahatlatıcı gibi görünse de, uzun vadede kaygıyı besleyen bir döngüye dönüşür. Zihin netlik ister, ancak duygular doğası gereği net değildir; dalgalıdır, değişkendir. Bu dalgalanmayı tehdit gibi algılamak, sizi her değişimde “bir şey yanlış gidiyor” hissine sürükleyebilir.


Oysa anlattıklarınızda sevginin kendisi çok net: Onunla birlikteyken huzurlu hissetmeniz, geleceğe dair düşünmeniz, kaybetme korkusu yaşamanız. Bunların her biri güçlü bir duygusal bağın göstergesidir. Kaygının sesi ne kadar baskın olursa olsun, sevgi tamamen kaybolmaz; sadece arka planda, sessizce varlığını sürdürür. Bu nedenle kendinizi bu düşünceler yüzünden yargılamamanız çok önemli. Düşüncelerinizin gelip geçici olduğunu, hislerinizin ise sağlam ve gerçek olduğunu kabul etmek, içsel dengeyi sağlamanın ilk adımıdır.

Düşüncelerinizle savaşmak yerine onlara farkındalıkla yaklaşmak büyük bir fark yaratır. Zihniniz “acaba sevmiyor muyum” dediğinde, bu düşüncenin bir kaygı yansıması olduğunu kendinize hatırlatabilirsiniz. “Şu anda zihnim emin olmaya çalışıyor” demek bile, o düşüncenin sizi ele geçirmesini önler. Kaygı, dirençle değil, farkındalıkla zayıflar. Zihninizin size gönderdiği sinyallerin, sevgiyi sorgulamak için değil, güven ihtiyacınızı işaret ettiğini görmek de rahatlama sağlar.

Duyguların her zaman aynı yoğunlukta olmaması, sevginin azaldığı anlamına gelmez. Sevgi durağan bir his değildir; bazen coşkuludur, bazen sakindir, bazen de sessiz bir bağlılık olarak kendini gösterir. Bu dalgalanmayı kabullenmek, hem kendinize hem de ilişkinize daha güvenli bir bakış açısı kazandırır. Anlattıklarınızda sevgi, sorumluluk, bağlılık ve farkındalık var; yani burada eksik olan duygular değil, zihinsel bir aşırı analiz hali. Bu farkındalık bile sürecin önemli bir adımıdır.

Bu durumu aşmanız için uygulanabilecek üç adımı size önerebilirim:

  1. Düşünceleri gözlemleme pratiği: Zihninize gelen “acaba seviyor muyum?” gibi düşünceleri sorgulamadan fark edin ve adlandırın. Örneğin, “Bu düşünce kaygıdan geliyor” demek, onun üzerinizdeki kontrolünü azaltır. Düzenli olarak günlük tutmak veya kısa meditasyonlar yapmak bu farkındalığı güçlendirir.
  2. Duygulara odaklanma: Sevgiyi sadece düşünce üzerinden değerlendirmek yerine, hislerinizi gözlemleyin. Onun yanında kendinizi huzurlu ve değerli hissediyor musunuz? Gelecek planlarına dair heyecan duyuyor musunuz? Bu tür sorular, zihinsel döngüyü kırar ve sevginizin gerçekliğini hissetmenize yardımcı olur.
  3. Küçük güven egzersizleri: Uzak mesafe ilişkilerinde kaygıyı azaltmak için düzenli iletişim, beklentilerin paylaşılması ve sınır koyma pratikleri faydalıdır. Ayrıca, kaygı yükseldiğinde küçük molalar verip nefes çalışmaları yapmak, zihninizin sakinleşmesini sağlar. Böylece, sevgiye güveninizi yeniden inşa edersiniz.

Sonuç olarak, şu anda yaşadığınız içsel sorgulamalar sevgi eksikliği değil; zihnin belirsizlikle başa çıkma çabasıdır. Bu süreci farkındalık, duygusal gözlem ve güven pratiği ile yönetmek mümkün. Zamanla, kaygılarınız azalacak ve sevginizin zaten her zaman orada olduğunu daha net hissedeceksiniz.


Güzel Bir Gün Dilerim,

Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu

Cevaplanmış benzer sorular