İçinde bulunduğum depresyondan kurtulmak için ne yapmayalım
Önüne geçemediğim depresyonum ve buna bağlı olarak öfkem var. Sürekli bir şeyleri erteleme, üşengeclik, isteksizlik durumum mevcut. İsteyip yapamayınca kendime olan öfkem büyüyor ve çevreme çok yansıtıyorum. İlaç da kullandım ama önüne geçemiyorum. Devamlı yanlış anlama, iyi olanı bile kötüye çekme durumum var. Buna bağlı olarak psikoloji kitapları aldım ama yarıya kadar geliyorum ve bırakıyorum. Önerileriniz benim için çok değerli. Psikolojiye de çok önem veriyorum, insanlara şifa olmayı çok seviyorum. Mesleğim de buna yönelik zaten hemşireyim. Fakat içinde bulunduğum durum artık mesleğimden de soğumama sebep oluyor. İnsanlara asla tahammülüm kalmamış. Sinirlendiğim an oturup saatlerce ağlıyorum. Suratım devamlı asık. Yazıya döküyorum ama onun faydası yok düşüncesiyle bırakıyorum. Önceden cıvıl cıvıl bir kızdım. Sürekli gülen, gelen derde de deva olarak bakan insandım. Bu durum artık benim yaşamımı çok zorluyor.
Bu soru 6 Aralık 2024 15:52 tarihinde Psikolog Özgür Sarımaden tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhabalar sevgili danışan, yaşadığınız bu duygusal zorlukların sizi ne kadar yıprattığını anlıyor ve çözüm arayışınızın ne kadar kıymetli olduğunu belirtmek istiyorum. Öncelikle, hissettiğiniz öfke, üşengeçlik, isteksizlik ve tahammülsüzlük gibi duygular, depresyonun ve kronik stresin sık görülen belirtileri arasında yer alır. Bu durum, hem kişisel yaşamınızı hem de mesleki hayatınızı etkiliyor gibi görünüyor. Bu hisler üzerinde çalışmak, hem yaşam kalitenizi hem de mesleki memnuniyetinizi artırmak adına önemli bir adımdır.
İçinde bulunduğunuz durumdan dolayı kendinizi suçlamanız oldukça anlaşılır bir tepki olabilir, ancak bu durumun tamamen sizin kontrolünüzde olmadığını kabul etmek önemli bir adımdır. Depresyon, sadece iradeyle veya çabayla üstesinden gelinebilecek bir durum değildir. Beyin kimyası, hormonal değişiklikler ve uzun süreli stres gibi faktörler bu durumu etkileyebilir. Kendinize şunu hatırlatın:
“Bu, benim tembel ya da yetersiz olduğum anlamına gelmiyor. Bu, sadece bir süreç ve bu süreçten çıkabilirim.”
Yaşadığınız öfke, hem kendinize hem de çevrenize karşı yansıyor olabilir. Öfke, genellikle altta yatan başka duyguların bir dışavurumudur. Bu nedenle, öfkenizin kaynağını anlamaya çalışmak önemlidir. Kendinize şu soruları sorabilirsiniz:
“Öfkemi tetikleyen olaylar nelerdir?” ve “Bu öfke aslında hangi ihtiyacımı dile getiriyor?” Öfkenin altında genellikle yetersizlik hissi, anlaşılmama veya kontrol kaybı gibi duygular yatabilir.
Bu süreçte kendinize şefkat göstermek ve öfkenizi yargılamadan kabul etmek önemlidir. Örneğin, hata yaptığınızda ya da bir işi ertelediğinizde, kendinize şu şekilde yaklaşabilirsiniz:
“Bu bir başarısızlık değil, sadece şu an enerjim tükenmiş olabilir. Bir dahaki sefere bu durumu daha farklı ele alabilirim.”
Bu noktada amacımız duygu-düşünce-davranış kalıplarımızın ortaya çıkarılması ve değerlendirilmesi olacaktır. Yardımcı olabilmesi adına Dr. Dennis Greenberger ve Dr. Christine A. Padesky’nin yazdığı ‘’Evinizdeki Terapist’’ kitabını incelemenizi önerebilirim. İçerisindeki uygulamalar ve bilgiler bu sürecinize fazlasıyla yardımcı olacaktır.
İçinde bulunduğunuz durumda, büyük hedefler koymak yerine, küçük ve ulaşılabilir hedefler belirlemek daha etkili olabilir. Örneğin, okuduğunuz psikoloji kitaplarını yarıda bırakmak yerine, bir gün sadece bir bölüm okumayı hedeflemek gibi daha küçük adımlar atabilirsiniz. Hedeflerinizi küçültmek, başarı hissini yeniden kazanmanıza yardımcı olabilir ve erteleme döngüsünü kırabilir.
Yazıya döküp bırakmanın faydalı olmadığını düşünseniz de, bu süreç aslında duygularınızı dışa vurmak için önemli bir araçtır. Yazmaya devam ederken, sadece duygularınızı değil, bu duyguların sizi nasıl etkilediğini ve bu durumlardan neler öğrendiğinizi de not etmeyi deneyebilirsiniz. Örneğin:
“Bugün kendimi çok öfkeli hissettim çünkü… Ancak bu durum bana hangi ihtiyaçlarımın karşılanmadığını gösteriyor?”
Bu yaklaşım, duygusal farkındalığınızı artırabilir.
Hemşirelik gibi insan odaklı meslekler, duygusal tükenmişlik hissini artırabilir. Bu noktada, işinizdeki sınırlarınızı belirlemek ve kendinize dinlenme alanları yaratmak önemlidir. Gün içinde küçük molalar vermek, kendinize iyi gelen kısa aktiviteler yapmak, bu tükenmişlik hissini azaltabilir. Ayrıca, mesleğinize yönelik hissettiğiniz duygusal mesafeyi kabul etmek ve bu durumun geçici olduğunu kendinize hatırlatmak da önemlidir.
Son olarak eğer bu duygularla başa çıkmakta zorlanıyorsanız, bir terapistle çalışmayı düşünebilirsiniz. Özellikle, depresyon ve öfke yönetimi konusunda uzman bir terapist, sizin için uygun baş etme stratejilerini belirlemenizde yardımcı olabilir. Başka bir sorunuz olursa sizin için her zaman burada olacağız.
Sağlıcakla kalın…
Teşekkürlerimi iletiyorum 🙏🙏