İletişim dengesi nasıl kurulur
Merhaba ben 2 sene önce bir ilişki yaşadım ama bu ilişkiyi yaşarken değil gittikten sonra fark ettim ki herkes kendini düşünüp bencillik yapmış ben sakin çekingen içe dönük biriyim erkek arkadaşımın kendisi çok sosyal birisi özeliklerimiz çok farklı ama sevgimiz var diye ilişkiye devam ettik. Sürekli onun yakın arkadaşı ile buluşuyoruz kendimize ait özel alanımız kalmamıştı her adımımızı kavgamızı biliyor ben anlatmasından rahatsız olduğumu dile getirmeme rağmen buna devam ediyor. Yan yana geldiğimizde ben daha sakin çekingen kalıyorum çünkü samimi değilim kendimi açmakta zorlanıyorum ve sürekli alttan alta bana ilişkime eleştirisel şeyler söyleniyor. En yakın arkadaşı belli ki gülüp eğlenmek beraber takılmak istiyor ama ben sorunlarımızı çözmek sevgilimle vakit geçirmek istiyordum. Çünkü daha çok yeniyiz aktivite yapmak değildi ihtiyacımız. Bunu söyleyince ben kötü duruma düşüyorum insanların yanında sessiz kalınca ben sevmiyor ya da anlaşılması eğlenmesi zor oluyorum. Çünkü erkek arkadaşımla yaşadığım şeyler çok ağır taşıyamıyorum bazı konuları ve bunları erkek arkadaşım asla anlamıyor. Kendini düşünüyor sürekli vaktini çabasını ya işine ya çevresine veriyor ben hep çabalıyorum bir şeyler düzelsin istiyorum ama emeğim görmezden geliniyordu şu an ayrıldık yaşattığı şeyleri hemen üzerimden atayım hiçbir şey olmamış gibi devam edeyim istiyor. Bu yaşananlar beni o kadar zorladı ki mutsuz olduğum bir yerde mutlu edemezdim sonrasında kendimi çok suçladım ben acaba eğlenmeyi mi bilmiyorum. Yoksa insanların yanında hep susan mutsuz biri miyim diye ama kendi hayatında karşındakine zor şeyler yaşatıp onu anlamış gibi davranıp bana karşı sen de şöylesin bak senin yüzünden bu haldeyiz demek çok yanlıştı. Bunlar için kendimi çok kez suçlamıştım. Herkes çok bencilce davranıyor. Ben kimseye hayır diyemeyip buluşmalara giderken aslında mutsuzken yanlış yaptığımın farkında değilmişim şu an anlıyorum ki bunlara izin vermemem gerekiyormuş sizce kendimi anlattıklarım konusunda nasıl değiştirebilirim
Bu soru 25 Nisan 2025 12:53 tarihinde Psikolog Aysel Kacak tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Sevgili danışanım,
Öncelikle Merhabalar.Anlattıklarınızdan yola çıkarak, ilişkinin ardından geriye dönüp baktığınızda ne kadar yalnız kaldığınızı ve duygularınızın ne denli göz ardı edildiğini fark ettiğinizi hissediyorum diyebilirim.Sanki yaşarken değil, bittikten sonra acının, değersizlik hissinin ve yalnızlığın ağırlığı daha belirginleşmiş gibi. Bu durum, yaşadığınız ilişkinin sadece duygusal değil, aynı zamanda içsel bir mücadele alanına dönüştüğünü düşündürüyor.
Bahsettiğiniz gibi, siz daha içe dönük, sakin ve duyarlı biri olarak kendi ihtiyaçlarınızı dile getirmek için çabalarken, partnerinizin çevresine ve sosyal yaşamına öncelik vermesi anlaşılmak istemenizin önüne geçmiş olabilir. Bu da kendinizi sürekli geri planda hissetmenize, duygularınızı ifade etmeye çekinmenize ve zamanla “Ben mi sorunluyum?” diye düşünmenize neden olmuş olabilir. Özellikle de size ait olmayan beklentileri taşıma zorunluluğu yüklenince, kendi varlığınız sanki sadece “uyum sağlayan” kişi konumuna sıkışmış.
Sizin de belirttiğiniz gibi, bir ilişkide iki kişinin de kendine ait özel bir alana, birlikte zaman geçirebileceği sessiz ve güvenli bir zemine ihtiyacı vardır. Bu, yalnızca eğlenmekle, sosyal çevreye karışmakla sınırlı kalmamalı; duyguları anlamaya, ihtiyaçları duyabilmeye ve zorlayıcı hisleri birlikte taşıyabilmeye de alan açmalıdır. Siz ise bu zemini bulamadan, sürekli üçüncü bir kişiyle –sevgilinizin yakın arkadaşıyla– yaşanmak zorunda bırakılan bir ilişkide kendinizi anlatmaya çalışmışsınız. Bu çok yorucu ve duygusal anlamda zedeleyici bir süreç olabilir.
Bahsettiğiniz gibi, "hayır" diyememek, sessiz kalmak, kalabalıklar içinde susmak, çevrenizdekilerin sizi 'soğuk' ya da 'zor' biri olarak algılamasına neden olmuş olabilir ama bu sizin hatalı olduğunuzu göstermez. Tam tersine, duygularınızın yükünü kendi başınıza taşımaya çalıştığınız ve ilişkiyi sürdürmek adına fazlasıyla çaba harcadığınız anlaşılıyor. Bu noktada sizin de dediğiniz gibi, “Ben acaba eğlenmeyi mi bilmiyorum?” sorusu bir öz değerlendirmeden çok, size dayatılan bir bakış açısının içselleştirilmiş hali olabilir. Eğlenmenin ya da sosyal olmanın tek bir biçimi yoktur; herkesin kendi iç ritmi, kendi ifadesi vardır.
Bir diğer önemli nokta da partnerinizin yaşattığı zorlayıcı duygulara rağmen, ilişki bittikten sonra “hiçbir şey olmamış gibi davranma” eğilimi göstermesi. Bu, sizin duygusal yükünüzü küçümseyen bir tavır olabilir. Oysa ki ilişkinin ağırlığını omuzlayan siz olmuşsunuz gibi görünüyor. Siz onunla ilgili sorunları çözmek isterken, karşı tarafın sadece yüzeyde kalması ve sizin çabanızı görmezden gelmesi derin bir değersizlik duygusu yaratmış olabilir. Bu duyguyla baş başa kalmak oldukça yorucu olabilir.
Şu an fark ettikleriniz çok kıymetli. “Bunlara izin vermemem gerekiyormuş” demeniz, artık kendinizin neye ihtiyacı olduğunu daha net görmeye başladığınızı gösteriyor. Bu da iyileşme yolculuğunuzun önemli bir adımı. Fakat kendinizi geçmişte verdiğiniz tepkiler için sertçe eleştirmek yerine, o anki kaynaklarınızı ve hissettiklerinizi göz önünde bulundurmak daha sağlıklı olur. Çünkü çoğu zaman “hayır” diyememek, sadece bir kişilik özelliği değil; geçmiş deneyimlerle, öğrenilmiş rollerle ve duygusal güvenliğe olan ihtiyaçla da bağlantılıdır.
Şimdi ise belki kendinize şu soruları sormak iyi olabilir:
- Hangi anlarda sınırlarımı koruyamadım?
- Bu durumlarda neye ihtiyacım vardı ama dile getiremedim?
- Gerçekten ne söylemek istiyordum?
- Bir ilişkide benim için vazgeçilmez olan duygusal ihtiyaçlar neler?
Bunları küçük notlarla, kendi iç sesinizi bastırmadan yazmak, sizin için içsel bir harita oluşturmaya yardımcı olabilir. Bu farkındalıkla birlikte ilerleyen süreçlerde daha net “evet” ve “hayır”larınız olabilir. Her şeyden önemlisi, geçmişinize daha şefkatli bakabilmek, bugünkü farkındalığınızın temelini atar.
İlişkilerde yaşanan kırılmalar, sadece karşı tarafı değil, kişinin kendisini de sorgulamasına neden olur. Fakat bu sorgulama sürecini “ben yanlışım” noktasına çekmek yerine “ne öğrendim?” diye çevirerek kullanmak, sizin için çok daha dönüştürücü olabilir.
bu süreçte yakınlarınızdan veya bir uzmandan destek almaktan lütfen çekinmeyin.
Cevabımın faydalı olmasını umuyor, sağlıklı günler diliyorum.
Değerlendirilmesini istediklerinizi yeni bir soru ile sorabilirsiniz.
Psikolog Aysel Kacak
Teşekkür ederim 🙏🏻