• Anasayfa
  • Sorular
  • İlişkileri günü birlik yaşıyorum ve bu durum beni yoruyor
Kaygı

İlişkileri günü birlik yaşıyorum ve bu durum beni yoruyor

Gizli Kullanıcı22 Temmuz 2025 18:10

Babamdan kaynaklı ilişki yapamıyorum olanlar günü birlik oluyor bağlanamıyorum ciddi düşündüğüm kişiden bağlanma sorunum var diye ayrıldım ortada sebep yokken sürekli beynimle ilgilenmesini istiyordum ama işte çalıştığı için ilgilenemiyordu benim de boş zamanım olduğu için kendimi kötü hissediyorumdum o yazmadığı için bugün de günü birlik biriyle buluştum beni tanımla dedim o da çağırdığımda hemen geldin dedi kendimi çok kötü hissettim ve karar aldım ulaşılmaz biri olmak için

Bu soru 22 Temmuz 2025 21:13 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Öncelikle Merhabalar,


Yazdıklarınızdan gözünüzde oluşan o tabloyu çok iyi anlıyorum. Bir yanda yoğun bir ilgiye, ait olma hissine duyulan derin bir özlem var; diğer yandaysa ne zaman biri size yaklaşsa, birden uzaklaşma isteği doğuyor ya da bir kopukluk hissi kaplıyor içinizi. Bu “arada kalma” hali, insanın kalbinde hem boşluk hem de karmaşa yaratabiliyor. Bir yeri sahiplenmek isterken, oraya tam olarak tutunamamak; hem sevilmek istemek hem de sevildikçe içten içe rahatsız olmak. İşte tüm bu duygu karmaşasının altında yatan şey, çoğu zaman geçmişten taşınan bir duygusal yük oluyor. Özellikle babanızla kurduğunuz ilişkide yaşadığınız duygusal mesafe, ilgisizlik ya da tutarsızlık, bugünkü bağ kurma biçiminizi derinden etkileyebilir.


Belki çocukken sevginin koşullu olduğunu, ilginin gelip geçici ya da eksik olduğunu deneyimlediniz. Bu yüzden şimdi birine bağlanmak, zihninizde “ya yine yalnız kalırsam, ya yine yeterli görülmezsem?” sorularını tetikliyor olabilir. Kalbiniz sevilmek, görülmek, önemsenmek istiyor ama aynı zamanda bu sevginin sürekliliğine dair inanç eksikliği sizi geri çekiyor. Birinin ilgisi azaldığında ya da kendi hayatında meşgul olduğunda, bu durum sadece o anın değil, geçmişteki eksikliklerin de duygusal izlerini gün yüzüne çıkarıyor olabilir. Bu da sizde “beni neden istemiyor?” hissiyle birleşip boşluk yaratıyor ve belki o boşluğu hızlıca başka biriyle doldurma ihtiyacı doğuyor.

Ancak günübirlik yakınlaşmalar, anlık bağlar çoğu zaman sadece bir süreliğine o boşluğu örter; sonrasında ise suçluluk, değersizlik ya da duygusal bir tatminsizlik hissiyle baş başa kalmanıza neden olur. Özellikle o kişinin size “çağırdığında hemen geldin” demesi gibi cümleler, içinizdeki o “ben gerçekten değerli miyim yoksa sadece erişilebilir olduğum için mi buradayım?” sorusunu acı bir şekilde uyandırmış olabilir. İşte tam da bu noktada “ulaşılmaz biri olmalıyım” kararı, bir tür duygusal zırh haline geliyor. Yani sizi tekrar incinmekten koruyacak bir kalkan gibi. Ama bu kalkan aynı zamanda sevgiye, yakınlığa, samimiyete ulaşmayı da engelleyen bir duvar halini alabiliyor.

Yakınlık sizin için hem çok arzu edilen hem de bir o kadar korkulan bir alan gibi duruyor. Ve bu, düşündüğünüzden çok daha yaygın, çok daha insani bir durum. İnsan zihni, tanıdık olanı güvenli zanneder. Bu yüzden geçmişteki ilgisizliği, belirsizliği yeniden yaşamak, ne kadar zorlayıcı olsa da bir noktada tanıdık geldiği için, zihin o döngüyü tekrar üretme eğiliminde olur.


Şimdi tam da burada durup kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: "Yakınlık benim için ne ifade ediyor? Sevilmek neden hem iyi hissettiriyor hem de aynı anda içimi huzursuz ediyor?" Belki bu soruların net yanıtları hemen çıkmaz, ama zihninizdeki küçük ipuçları bile size kendi duygularınızı anlamada bir yol gösterici olabilir. Bu egzersizi ister yazarak, ister sadece düşünerek yapabilirsiniz. Ve şunu da unutmayın: Bu soruları sormaya başlamak bile, iyileşme yolunda sizin için çok değerli bir adımdır.

Siz şu anda, geçmişte yaşadığınız duygusal açlıkla bugünkü bağ kurma biçiminiz arasındaki ilişkiyi yavaş yavaş fark ediyorsunuz. Bu farkındalık, çoğu kişinin hayatı boyunca yakalayamadığı bir adımdır. Ve bu adım, kendinize daha şefkatli, daha anlayışlı yaklaşmaya başladığınızda güçlenir. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki, bu süreci yalnız yürümek zorunda değilsiniz. Eğer isterseniz, babanızla ilişkinizde sizi en çok zorlayan tarafları birlikte konuşabilir, geçmişte size nasıl hissettirdiğini düşündüğünüz anılara birlikte bakabiliriz. Çünkü orayı anlamak, bugünü şekillendirme gücünü size yeniden kazandırabilir.


İçinizdeki o karmaşayı fark etmekten, bunu dile getirmekten ve değişmek istemekten utanmayın. Bu çok cesurca bir adımdır. Ve bazen en çok ihtiyacımız olan şey, başkasının değil, kendi iç sesimizin yumuşaklığıdır. Siz bu sesle konuşmaya başladığınızda, kalbinizle aklınız arasında yepyeni bir köprü kurulmaya başlayacaktır.


Sevgiyle Kalın,

Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu

Cevaplanmış benzer sorular