Kaygı

İlişkilerimde sorunlu taraf ben mıyım?

Gizli Kullanıcı15 Ekim 2025 15:33

Merhabalar öncelıkle sımdıden tesekkurlerımı ıletıyorum hic psıkologla gorusme sansım olmasada bugune kadar, şuan bır ılkı gerceklestırıyorum sızın sayenızde. İzninizle dırek konuya gırıyorum :)

8 Yıllık benı cok seven bır sevgılım vardı guven veren bırı olmasına ragmen erkek arkadaslarıyla bıle gorusmesını kısıtlayan bırıydım. Ve o ılıskı karsılıklı olarak bıttı. Sonrasında 5 yıllık bır sevgılım oldu. İlişkinin basında yalanlar entrıkalar aldatmalar baska kızlar küfürler ne ararsanız vardı. Kaygılı baglanan bırıyım. Ve ıcınde oldugum ılıskıyı hemen bitirmektense yapıcı olup iyileştirmeye calısan bırıyım. Çok sevdıgımı de soyleyebılırım. Onun ıcın kredı cekmeler sureklı bulusmak ısteyen taraf bendım mesela, zaman yaratan oncelıgını vereni ılgı gosteren alma-verme dengesını mahvetmıs olabılırım. Kabul edıyorum. Onunda tabıkı bana ıyılıklerı vardı. Ama bana yasattıgı guvensızlıkle bırlıkte cok kıskandıgımı kısıtlamaya calıstıgımı onu bunalttıgımı soylemekte yalan olmaz. Sonuc olarak suana dondugumuzde ılıskı bıtelı 1 ay oldu kendısı bıtırdı. Hala sevıyor muyum evet ama kafamdakı erkek profılını de uymadıgı aşikar. Kurtuldum dıyıp hayatıma devam edemıyorum. Onunla bır gelecegım olsun ısterdım. Farkındayım baştan sona yanlıs bır ılıskı fakat bunları görmeme ragmen neden hala sevıyorum dıyebılıyorum? Neden bıraz cabasını gorsem tekrar devam edecek potansıyel var ıcımde? Neden bır ılıskıyı bıtıremıyorum? Sizden cevaplarını almak ıstedıgım sorularım su sekılde sıralayabılırım daha dogrusu kafamdakı asamadıgım sorunlar..

1-Kaygılı baglanan bırıyım dedım ama cocukluguma ınmek ıstedıgımde bır sey hatırlayamıyorum kotu bır gecmısım yok kotu bır anım yok ama cocuklugumuda hatırlayamıyorum Yanı bu guvensızlıgın sebebı ne olabılır?

2-Kaygılı bırı olmaktan kurtulmak ıstıyorum.

3-Ornegın erkek arkadasım dısarı cıkıyor erkek arkadaslarıyla sureklı aklım onda oluyor eve geldıgı anda ıcım rahat edıyor sureklı sık bogaz edıyorum o dısardayken. O dısardayken darlamamak ıcın o sure zarfında evde ben ne yapabılırım nasıl sakın kalabılırım verebılecegınız tavsıyeler varsa cok sevınırım?

Bıraz karmasık anlatmıs olabılırım sımdıden cok tesekkur ederım cevabınızı sabırsızlıkla beklıyorum.

Bu soru 16 Ekim 2025 10:34 tarihinde Psikolog Betül Canbel tarafından cevaplandı.

  • Cevaplandı

  • Paylaş:

Merhaba Sevgili Danışan,


Paylaştıkların, ilişkilerde yaşadığın içsel karmaşayı, sevgiyle kaygı arasındaki o yorucu gelgitleri çok açık bir biçimde yansıtıyor. Öncelikle bu kadar içten bir farkındalıkla kendini gözlemlemen, “sorun bende mi, ben neyi fark edemiyorum?” diye sormak istemen, değişimin en önemli ilk adımıdır. Çünkü birçok kişi ilişkilerinde hep karşı tarafı suçlarken, sen kendine dönüp “benim payım ne?” diyorsun - bu bile olgunluğun göstergesidir.


İlk olarak, anlattıklarından senin ilişkilerinde kaygılı bağlanma stiline sahip olduğunu görmek mümkün. Kaygılı bağlanan bireyler, ilişkide sevdikleri kişiye çok yoğun şekilde yatırım yaparlar, reddedilmekten ve terk edilmekten derin bir korku duyarlar. Bu yüzden sevgiyi çoğu zaman güvenle karıştırabilirler; “beni seviyorsan yanımda olmalısın, bana öncelik vermelisin, her şeyimi bilmelisin” gibi düşünceler gelişir. Bu düşüncelerin temelinde aslında değer görmeme ve sevilmeme korkusu vardır. Bu korku, çocuklukta “güvenli bağlanma” yeterince kurulamadığında ortaya çıkar. Sen kötü bir çocukluk yaşamadığını söylüyorsun - ve bu çok önemli bir detay. Çünkü bağlanma sorunlarının her zaman açık travmalarla, kötü anılarla ilişkili olması gerekmez. Bazen duygusal olarak uzak, fazla kontrollü, duygularını çok göstermeyen ama çocuğuna “her şeyini sağladığı” bir ebeveyn modeli de duygusal güveni zedeleyebilir. Bu durumda çocuk fiziksel olarak güvende hisseder ama duygusal olarak yalnız kalabilir. Ve bu yalnızlık duygusu yetişkinlikte “partnerim yanımda değilse, sevilmiyorum” şeklinde kendini gösterir.


Senin ilişkilerindeki kontrol etme, sürekli ulaşma, arama, kıskanma davranışları da aslında sevgilini değil, içindeki terkedilme korkusunu yönetme biçimin. Beyin, “partnerim yanımda değil - bana ilgisini kaybediyor - değerim azalıyor” gibi bir zincir kuruyor. Oysa bu zincir, duygusal geçmişinle bağlantılı bir yanılsamadır. Kaygılı bağlanan bireyler, ilişkilerinde bir yandan yakınlık isterken bir yandan da bu yakınlığı kaybetme korkusuyla partnerlerini bunaltabilirler. Bu, seni “sorunlu taraf” yapmaz; sadece bağlanma biçiminin seni ve partnerini zorladığını gösterir. Çünkü kaygılı bağlanma bir karakter sorunu değil, duygusal bir savunma biçimidir.


İkinci olarak, neden hâlâ o kişiyi sevdiğini anlamlandıramamanın altında da aynı dinamik yatar. Kaygılı bağlanma, ilişkinin bitmesiyle sevginin bitmesini aynı anda yaşayamaz. Çünkü sevgi duygusunun içine “bağlılık”, “alışkanlık”, “tamamlanma” gibi ihtiyaçlar karışmıştır. Zihnin “o gitse bile ben tamamlanmadım” der. Ve bu yüzden, seni defalarca hayal kırıklığına uğratan biri bile zihninde “belki değişir, belki bu sefer farklı olur” umuduyla varlığını sürdürür. Bu, duygusal olarak bir bağımlılık döngüsüdür. Bu döngüyü kırmanın yolu, o kişiyi unutmaktan çok, o kişiyle birlikte hissettiğin duyguların kökenini anlamaktan geçer. Onun sana hissettirdiği “tamamlanmışlık” duygusu, aslında içsel bir eksikliğin geçici olarak kapanması gibiydi. Bu eksiklik duygusu seninle ilgili; onun gidişi sadece o boşluğu görünür hale getirdi.


Üçüncü olarak, “neden bir ilişkiyi bitiremiyorum?” sorunun da bu bağlanma örüntüsüyle yakından bağlantılı. Çünkü kaygılı bağlanan zihin, bir ilişkinin bitişini sadece bir ayrılık olarak değil, bir başarısızlık, bir terk edilme, bir yetersizlik göstergesi olarak yorumlar. Bu yüzden bitirmek, sadece ilişkiden vazgeçmek değil; “sevilmeye layık olmadığın” korkusuyla yüzleşmek anlamına gelir. Bu durumlarda kişi, değersizlik hissinden kaçmak için ilişkiyi sürdürmeye çalışır. Bu nedenle bitirmek sana hem kayıp hem de tehdit gibi geliyor. Ancak unutmaman gereken şey şu: Bir ilişkiyi bitirmek, sevgisizliğin değil, kendini koruma becerinin göstergesidir.


Gelelim “o dışarıdayken ne yapabilirim?” soruna. Bu, kaygılı bağlanan bireylerin sık yaşadığı bir durumdur. Zihnin partnerin dışarıdayken senaryolar üretir: “Orada biriyle tanışır mı?”, “beni düşünüyor mu?”, “neden mesaj atmadı?” gibi düşünceler seni zihinsel bir döngüye sokar. Bu noktada duygu düzenleme becerilerini güçlendirmek çok faydalı olur. Örneğin, partnerin dışarıdayken kendine küçük bir “rahatlama rutini” oluşturabilirsin: kısa yürüyüş, nefes egzersizi, müzik dinleme, sıcak duş, meditasyon veya günlük tutma. Zihnin o anda partnerine odaklandığında kendine “Şu an aklım yine kaygıya gidiyor, bu bir düşünce, gerçek değil” diyebilirsin. Zihni o andan uzaklaştırıp bedene döndürmek çok etkili bir tekniktir. Ayrıca duygularını bastırmak yerine “şu an kıskanıyorum, çünkü sevgi benim için kaybetme korkusuyla karışık bir şey” diyebilmek bile içsel farkındalığı artırır.


Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) açısından baktığımızda, senin durumunda zihinsel kalıplar (“ben sevilmek için çok çabalamalıyım”, “ilişkiyi bitirirsem yalnız kalırım”, “beni severse gitmez”) bu kaygıyı sürdüren temel unsurlardır. BDT, bu düşünceleri fark edip sorgulamanı sağlar. Örneğin, “partnerim dışarıdaysa beni sevmiyordur” düşüncesi geldiğinde şu soruyu sorabilirsin: Bu düşünceyi destekleyen kesin bir kanıt var mı? Ben onun yerinde olsam dışarı çıktığımda sevgimi mi kaybederim? Gerçekten olan bu mu, yoksa korkumun sesi mi? Bu tür sorgulamalar, düşünceyle gerçek arasındaki farkı ayırmana yardımcı olur.


Ayrıca BDT’de “kendine alternatif davranış” planı oluşturmak da etkilidir. Diyelim ki partnerin dışarıda ve senin zihnin sürekli onu düşünüyor. O anda 20 dakika boyunca sevdiğin bir şeye odaklanmayı kendine görev olarak verebilirsin. Zamanla beynin, partnerin yokluğunda bile güvenli hissetmeyi öğrenir. Bu pratik, bağımlı bağlanmanın yerini içsel güven duygusuna bırakır. Çünkü aslında dışsal güven değil, içsel güven eksikliği seni zorluyor.


Sadece zihinsel değil, bedensel farkındalık da önemlidir. Kaygı geldiğinde kalp atışın hızlanabilir, göğsünde sıkışma hissedebilirsin. Bu durumda “4-7-8 nefes tekniği” gibi nefes düzenleme yöntemleri, parasempatik sinir sistemini aktive ederek sakinleşmene yardımcı olur. Gözlerini kapatıp birkaç dakika boyunca “şu an güvendeyim” telkinini zihninde tekrar etmek bile beynine güven sinyali gönderir.


Ve son olarak, çocukluğunu hatırlayamaman da seni endişelendirmesin. Bu, bastırılmış travmaların olduğu anlamına gelmek zorunda değil. Bazı insanlar çocukluk anılarını detaylı hatırlarken, bazıları için çocukluk daha “bulanık” bir dönemdir. Bu sadece beynin hatırlama biçimiyle ilgilidir. Önemli olan, geçmişin tam olarak ne olduğunu hatırlamak değil, bugün geçmişin izlerinin seni nasıl etkilediğini fark etmektir.


Sevgili danışan, senin anlatımında en dikkat çeken şey şu: Sevgi senin için sadece bir duygu değil, bir “emek”, “çaba” ve “var olma biçimi”. Bu yüzden ilişkide ne kadar çok verirsen, o kadar çok bağlanıyorsun. Fakat sağlıklı ilişkilerde sevgi, çabayla değil, karşılıklı güvenle beslenir. Belki de şu anki yaşam döneminde, bir ilişkiden çok kendinle yeniden bağ kurmaya ihtiyacın var. Çünkü kaygılı bağlanma aslında “kendinden kopmuşluk” halidir. Kendine dönüp “ben ne hissediyorum, neye ihtiyacım var, ne beni güvende hissettirir?” sorularını sormaya başladığında, ilişkilerin de doğal olarak dengelenmeye başlar.


Unutma, sorunlu taraf sen değilsin. Sadece sevmenin, korumanın ve bağ kurmanın yollarını biraz fazla kaygıyla örmüşsün. Ama bu bağlar çözülebilir. Doğru terapi süreciyle, sevgiyle korkuyu ayırmayı, birini sevmekle kendini kaybetmek arasındaki farkı yeniden öğrenebilirsin. Çünkü sevgi, “kaybetme korkusuna” değil, “güven duygusuna” dayandığında huzur verir. Ve sen o huzuru hak ediyorsun.


Umarım cevabım faydalı olmuştur. Değerlendirilmesini istediğin farklı bir soru veya aklına takılanları sorabilirsin.


Sevgiler,

Psikolog Betül Canbel

💪 Psikoloğun Önerdiği Egzersizler

1
4-7-8 Nefes Tekniği
4-7-8 nefes tekniği, bedenin doğal gevşeme tepkisini harekete geçirerek stresi azaltan, uykuya geçiş...
Nefes Egzersizleri⏱️ 3 dakika
Psikoloğun Notu: Kaygı geldiği anda rahatlamana yardımcı olur.
Egzersizi açmak için tıklayın →
2
5 Duyu Farkındalık Taraması
5 duyu farkındalık taraması, duyularınızı aktif şekilde kullanarak zihni anda tutar. Görme, dokunma,...
Farkındalık⏱️ 5 dakika
Psikoloğun Notu: Kaygı geldiğinde dikkatini dağıtabilirsin.
Egzersizi açmak için tıklayın →
alinti

Gerçekten soluksuz bır sekılde bütün dikkatimi vererek tane tane okudum. Ve tekrar tekrar okuyacagıma emınım cunku her bır cumlesi cok degerlı bılgıler paylasmıssınız. Okurken duygulandıgımı da dıle getırmek ıstıyorum. Benı okadar ıyı anlayıp yerınde anlamlı cevaplandırmanız benı cok mutlu ettı. Her şey için cok tesekkur ederim her kelımenız benım ıcın altın degerınde.. Emegınıze zamanınıza kalemınıze saglık İyi ki size denk geldım. Güzzel gunler dılıyorum.

Yorumlar

Gizli Kullanıcı

Tek kelıme ıle muhtesem. Sorularıma ve kafamı kurcalayan sorunlarıma nokta atısında bulunup tek tek cevaplamıs. Her cumleyı tek tek duygusal bır skeılde okudum cunku cok anlamlı her sey ıcın tesekkur ederım. İiyki yolum bu sıteye dusmus ve ıyi ki sorumu saygıdeger Psikolog Betül Canbel cevaplamıs. Mınnettarım sıze.... Kafamda bır cok seyı uyandırmanıza sebep oldugunuz ıcın.

16 Ekim 2025 11:49
Gizli Kullanıcı

4. paragrafta; Bu döngüyü kırmanın yolu, o kişiyi unutmaktan çok, o kişiyle birlikte hissettiğin duyguların kökenini anlamaktan geçer. cümleyı kullanmıssınız. Bır ornek vererek detaylandırabılır mısınız rica etsem.

16 Ekim 2025 12:00
Psk. Betül Canbel

Merhaba sevgili danışan, güzel geri dönüşlerin için teşekkür ederim. Harika bir noktayı fark etmişsin, o cümle aslında tüm sürecin özünü anlatıyor, ama içinde derin bir anlam barındırıyor. Şimdi biraz daha somutlaştıralım, örnekle açıklayayım: Diyelim ki biten ilişkinde sana sık sık ilgisiz davranan, mesajlarına geç dönen ya da seni görmezden gelen bir partnerin vardı. Bu kişiyle yaşadığın ilişki bittiğinde mantığın “bitti, bana iyi gelmiyordu” dese de duygusal olarak hâlâ özlem hissediyorsun, hâlâ içinden “keşke geri dönse” diye geçiriyorsun. Burada aslında özlediğin şey o kişi değil, o kişiyle birlikte hissettiğin “tamamlanma” ya da “önemsenme” duygusu. Yani o kişi sana arada bir sevgi gösterdiğinde, beynin o anı bir ödül gibi kaydediyor. Ve ilişki bitince, beynin “o ödülü” kaybettiği için aynı hissi aramaya devam ediyor. Bir örnek daha: Partnerin seni sık sık kırıyor ama bazen de çok sevgi dolu davranıyor. Bu dengesizlik, beyninde “belirsiz ödül sistemi” dediğimiz bir şey yaratıyor. Yani bazen sevgi geliyor, bazen gelmiyor. Senin beynin bu belirsizliğe alışıyor ve “acaba bugün sevgi gösterecek mi?” beklentisiyle sürekli tetikte kalıyor. Sonra ilişki bitince, o beklentinin boşluğu içini yakıyor. Aslında özlediğin şey, o belirsizliğin sonunda gelen “sevildiğini hissettiğin o küçük anlar”. Çünkü o anlarda “değerliyim” duygusunu yaşadın. İşte o cümlede anlatmak istediğim şey buydu: Birini unutmak demek, sadece o kişiyi hayatından çıkarmak değil; o kişiyle birlikte yaşadığın duyguların kökenini anlamaktır. Yani, “O bana iyi davranınca neden bu kadar huzurlu hissediyordum?” “O uzaklaşınca neden bu kadar panik oluyorum?” gibi sorular sormak... Çünkü bu duyguların kökü, geçmişte bir yerde - genellikle çocuklukta - “görülmeme”, “değerim sürekli değişiyor”, “ilgi için çabalamalıyım” gibi öğrenilmiş hislere dayanıyor. O kökü fark ettiğinde, artık o duyguların peşinden gitmek yerine onları anlamaya başlıyorsun. “Aslında şu anda sevgiye değil, o tanıdık duyguya bağlanmışım” diyebilmek, döngüyü kırmanın başlangıcı oluyor. Çünkü o zaman o kişiyi değil, kendi duygusal ihtiyacını görüyorsun. Aklına takılanlar olursa yeni bir soru oluşturarak bizlere iletebilirsin. Yorumlar kısmında uzun cevap vermek çok sağlıklı olmuyor. Kendine iyi bakman dileğiyle. Sevgiler, Psikolog Betül Canbel

17 Ekim 2025 12:51
Gizli Kullanıcı

Gercekten uzun mesajınızı gördugumde aynı tepkıyı verdım cok mutlu oldum. Çünkü yazdıgınız her sey benım ıcın okadar anlam ıfade edıyor ki her bır cumlenin bana katkıda bulunacagından emın oldugum ıcın cok sevındım. Tekrardan ellerınıze sağlık cok tesekkur ederım her şey için...

17 Ekim 2025 14:53
Psk. Betül Canbel

Merhaba sevgili danışan, Rica ederim. Tekrar bir sorun olduğunda platformdan bizlere iletebilirsin. ✨ Sevgiler, Psikolog Betül Canbel

17 Ekim 2025 15:40

Cevaplanmış benzer sorular