İlişkim yük gibi geliyor. Neden?
Merhaba, benim 9 ay kadar süren bir ilişkim var. Ve ailemin istemediği bir iliski bu. Ben de gizli görüşmeye devam ediyorum . Babam tanıştı ve sevgilimi baya aşağılayarak(meslek ve maddi durumla ilgili) tehdit etmiş. Ben ise özellikle babamla sevgilim arasında yaşanan bu olaydan sonra bu süreçte karşı taraftan çok fazla şöyle cümleler duydum; "beni yeterince ciddiye almıyorsun" , "Beni sevdiğini hissedemiyorum". " Baban gibi davranıyorsun". "Beni anlamıyorsun". "İlişki iki kişiliktir sen başına buyruk hareket ediyosun". Şeklinde cümleler duyuyorum. Ve Onunla ilgilenmediğimde pasif agresif davranıyor ben bunu yapınca rahatsız oluyor. Ve bu durum sürekli tekrarlanıyor. Ve ben kendimi çok yetersiz hissediyorum dediğimde ise yetersiz hissetmene gerek yok. Sen benim için fazlasin bile diyor. Ama ben yetersiz ve ilişki yürütemeyen birisi gibi hissediyorum bu durumda. Ve artık çok yoruldum ve devam etmek istemiyorum dediğimde ise "çok fazla çevre faktörü var eğer biz bize olabilsek çok daha iyi giden bir ilişki içinde oluruz" diyor. Fakat ben buna olan inancımı da yitirdim. Onu seviyorum ama bir taraftan da ilişki sorumluluğunu kaldiramadigimi hissediyorum. Artik yük gibi geliyor bu ilişkiyi yürütmeye çalışmak sanki.
Teşekkür ediyorum, sizlerin yorumunu merakla bekliyorum.
Bu soru 15 Temmuz 2025 19:36 tarihinde Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Öncelikle Merhabalar,
Yazdıklarınızı okurken , içinizde biriken o ince yorgunluğu, bir türlü tam ifade edemediğiniz ama omuzlarınızı ağırlaştıran duyguyu hissetmemek mümkün değil. Sanki hayatın tam ortasında, bir tarafınızdan aileniz, diğer yanınızdan sevgiliniz çekiştiriyor gibi. Ve siz, her ikisinin arasında, kendi duygularınızı bastırmak zorunda kalıyor, kimin ne hissettiğinden çok ne beklediğine odaklanıyorsunuz. Böyle bir ortamda insanın kendi sesini duyması gerçekten zorlaşıyor. Bu nedenle, şu an “yoruldum” diyebiliyor olmanız bile çok kıymetli bir içgörü.
Babanızla sevgiliniz arasında yaşanan sert karşılaşma, ilişkinizin dengelerini altüst etmiş olabilir. Üstelik bu sadece bir gerilim değil; siz o andan sonra adeta arabulucu gibi olmuşsunuz. Hem ailenizin sevgilinize dair beklentilerini karşılamaya, hem de sevgilinizin sizden duyulmak istediği şeyleri taşımaya çalışıyorsunuz. Ama insan, bir ilişki içinde her iki tarafın da ruhunu taşımaya çalışırken, kendi ruhunun sesini kaybedebilir. Belki siz de zamanla ne hissettiğinizi değil, ne hissetmeniz gerektiğini düşünmeye başladınız.
Sevgilinizin tekrar tekrar dile getirdiği “beni anlamıyorsun”, “beni ciddiye almıyorsun”, “sen de baban gibisin” gibi ifadeler ise ilişkinin yükünü duygusal olarak size yüklüyor gibi görünüyor. Sizi sorgulayan, değerinizi ya da sevginizi ispatlamaya zorlayan bu sözler, belki de sizin sınırlarınızı bulanıklaştırıyor. Hatta bazen “ben bu ilişkiyi neden sürdürüyorum, acaba gerçekten sevebilen biri miyim?” gibi yıpratıcı sorulara dönüşüyor. Bu noktada şunu hatırlatmakta fayda var: Sizi sevmeyen biri değil, kendi ihtiyaçlarını görmezden gelen biri gibi hissediyorsunuz. Ve bu, çok yorucu bir durum.
Siz bu ilişkide, sadece bir partner değil; aynı zamanda sürekli açıklama yapan, ikna eden, sakinleştiren, arayı bulan bir figüre dönüşmüşsünüz. Gizli yaşamak, anlaşılmamak, beklentileri yönetmek gibi ağır görevleri sırtlanmak, doğal olarak sizi tüketmiş olabilir. Belki de ilk başta birlikte olmanın heyecanıyla göğüslenebilen bu yük, şimdi artık bastıramadığınız bir mutsuzluğa dönüşmeye başlamış olabilir.
Bir yandan “onu seviyorum” diyorsunuz ama diğer yandan bu ilişki artık taşıması zor bir sorumluluğa benziyor. Bu çelişki sizi korkutmasın. Çünkü insan sadece sevdiği için kalmaz; bazen kendisini sevdiği için gitmesi gerekebilir. Sevgiyle birlikte, güven, saygı, karşılıklı destek ve duygusal esneklik de bir ilişkinin sağlıklı yürümesini sağlar. Eğer sadece sevgi kaldıysa ama diğer taşlar sürekli sizden beklendikçe düşüyorsa, yorulmanız hiç de şaşırtıcı değil.
Şimdi size nazikçe şunu sormak istiyorum: Tüm bu sesler sustuğunda; ailenizin, sevgilinizin, çevrenizin sesli sustuğunda, siz ne istiyorsunuz? Belki sessizce bir köşede kalmak, belki bir nefeslik uzaklaşmak ya da sadece kimsenin gölgesinde olmadan düşünmek. Cevap her ne ise, sizin en doğal hakkınız. Ve o cevabı yalnızca siz bulabilirsiniz. Bunun için kendinize bir alan tanımayı deneyin. Kalbinizin değil, belki bedeninizin size ne söylediğini dinleyin: Geriliyor musunuz? Rahatlıyor musunuz? Yoksa hep tetikte mi hissediyorsunuz?
Şunu bilmelisiniz ki, bir ilişkide zamanla yetersizlik hissi oluşuyorsa, bu sizin eksikliğiniz değil; karşılıklı dengenin bozulmaya başladığının bir işaretidir. Bu hissi taşıyor olmanız, sizi zayıf ya da sevilmeye değmez yapmaz. Aksine, bu kadar baskı arasında hâlâ kendinizi duyabiliyor olmanız, içsel gücünüzün göstergesidir. İçinizdeki kararsızlık, sevgisizlikten değil; tükenmişlikten kaynaklanıyor olabilir. Bunu fark etmek, ilişkinin devamı için değil; sizin iyiliğiniz için çok değerli bir başlangıç noktasıdır. Hayatın tüm alanlarında olduğu gibi, ilişkilerde de bazen durmak, bakmak ve "Bu bana iyi geliyor mu?" demek gerekir.
Unutmayın, siz bir ilişkinin içinde var olmaya çalışan biri değil; kendiliğiyle var olan ve buna değer birisiniz. Ve ne zaman iç sesinizle bağ kurmak isterseniz, ben burada olacağım.
Sevgiyle,
Uzman Klinik Psikolog Aslı Soylu