İlişkimde hangi noktadayım, bir ilişkim var mı?
Merhaba, neredeyse 2 yıllık bir arkadaşlığım var. Ne yazık ki ilişkimizin tanımını koyamıyorum. Kız arkadaşım çok kararsız. Net değil. Bir an çok iyiyiz, bir an sar başa yapıyoruz. Yani tam sevgili olduk olacağız diyorum (çünkü davranışları bunu gösteriyor, hayaller kuruyor, evlilik fikirleri geliyor, eşyalara kadar düşünüyor, güzel ve etkileyici konuşuyor) sonra bir anda hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. İkilemde kalıyorum. "Arkadaşız, bir şey olursa ben belli ederim" diyor. Lakin belli ediyor da, ama sonra bir anda ne oluyor da yeniden başlıyoruz anlam veremiyorum. "Romantik değilim, nomantiğim" diyor ve bazen "Odunum, hödüğüm" demekten kaçınmıyor.
Geçmiş ilişkilerinde incindiğini ya da ilgi görmediğini, belirttiği oldu. Her şeyi aşırı olmamakla birlikte ölçülü yapmaya çaba gösteriyorum. Ama sonuçta anatomimiz buna engel oluyor. Erkek olarak güzel sözlerin seline kapılıyoruz. Bunlarında farkındayım. "Biz neyiz" diye sorduğumda arkadaşız. "Sanki hep istediğim ama olmayan, sonunda karşıma çıkan arkadaşımsın" diyor. Benimleyken çok mutlu olduğunu, güvende, özgür ve neşeli hissettiğini, zamanın nasıl geçtiğini anlamadığını söyleyip duruyor. Bir an elimi tutarken bir gün geliyor hiç tutmuyor. Sanki o, eski o değil gibi davranıyor. Mümkün olduğunca anlayışlı davranıyorum. Alttan alıyorum. Fedakarlık yapıyorum. Ama günü geliyor, "üzerime çok düşüyorsun, fazla ilgi gösteriyorsun" diyor. Aradan birkaç gün geçiyor. "İlgiyi severim" diyor. Nerede hata yaptığımı anlamaya çalışıyorum. Çözemiyorum da :) takıldım kaldım. "Sene sonunda ailemle tanışırsın, seneye evleniriz" diyen biri, az geçiyor... "Evlenmeyi düşünmüyorum, ne senle ne başkasıyla" diyor. Anlayacağınız kafam epey karıştı.
Önceden aşıktım. Hala seviyorum. Sayesinde duygularımı kontrol etmeyi öğrendim. Bana çok şey kattı ve öğretti. Lakin bizim işimiz öğretmenlik değil. İlişkiyi sağlıklı yaşamaktır diye düşünüyorum. Bir gün "psikolojik destek almalı mıyım?" dedi "sen bilirsin" dedim. Yine biraz zaman geçti "benim desteğe ihtiyacım yok" dedi, -ki arkadaşları "desteğe ihtiyacı olduğunu kabullenmiyor" diye söylüyorlar. Kızdığı zaman hemen engelliyor. Hiçbir şekilde iletişim kuramıyorum. Sonraki gün barışıyor. Çocuk değiliz, ikimiz de olgun insanlarız. Arkadaşlarına, ailesine, herkese beni anlattığını belirtiyor. Evlenmek istemeyen ya da gelecek planlamayan biri bunları neden yapar?
Beni standart olarak arıyor: "Neredesin, ne yapıyorsun" Aynını ben yapınca "bana hesap vermene gerek yok" diyor. Bende kırılıyorum tabii ki, "Beni arada şaşırt" diyorum. Geçenlerde otururken "sana alyans çok yakışır" diyen biri, iki gün geçti. Sanki dünkü arkadaşmışız gibi davrandı. "Fazla naz aşık usandırır" dedim de, "usandıysan git" dedi. Bırakıp gitmekte istemiyorum. Bir kadına yapılacak en büyük haksızlık olur bu! Ama bir cevap arıyorum. Çözümü kendim bulamadım o yüzden size yazdım. teşekkürler
Bu soru 1 Haziran 2025 21:09 tarihinde Psikolog M. Çağla Karataş tarafından cevaplandı.
- Paylaş:
Merhaba sevgili danışan,
Yazdıklarınızı dikkatle okudum. Okuduklarımda, sadece bir ilişkideki kafa karışıklığını değil, aynı zamanda derin bir duygusal yorgunluğu da taşıyabileceğinizi hissettim. Sanki bir yandan çok sevdikçe daha fazla emek veriyor, diğer yandan ne kadar çabalarsanız çabalayın zemini kaygan bir bağda yürümeye çalışıyorsunuz gibi. Zihninizde sürekli dönüp duran sorular, aslında kalbinizde uzun süredir yer eden bir belirsizliğin yansıması olabilir.
İlişkinizin adını koyamamanız, yalnızca bir isim meselesi değil aslında. Tanımı olmayan bir şeyin sınırları da belirsiz olur. Belirsizlik ise insanı yavaşça tüketen, kendine bile yabancılaştıran bir hâl yaratır. Bugün gülümseyerek uzatılan bir el, ertesi gün nedensizce çekiliyorsa, o kaybolan temasın ardından sadece boşluk değil, içten içe olumsuz duygular da kalır.
Arkadaşınızla kurduğunuz bağda zıt duygular aynı anda bulunabilmiş. Keyifli zamanlar, sıcaklık, bazen aşk, sevgi... Aynı zamanda keskin dönüşler, beklenmedik geri çekilmeler, anlam verilemeyen davranışlar da var. Bu da sizi, “Acaba ben mi yanlış anladım?”, “Fazla mı yaklaştım?”, “Yoksa o mu kendi duygularından korkuyor?” gibi soruların içine sürüklüyor olabilir. Böylesi geçişlerde bunları düşünmek oldukça doğal değil midir?
Bu noktada önemli olan, yalnızca onun size nasıl davrandığı değil, sizin bu ilişkide nasıl hissettiğiniz olmalıdır. İlişki iki yönlü kurulur. Hem siz, hem o kişi. İlişkinizin ilerleyişi sadece arkadaşınızın istekleri üzerine yönetilirse, sizin ilişkiden beklentileriniz zamanla sizin için de önemsizleşebilir. Ve siz yalnızca bekleyen, uyumlanan, anlayan taraf olduğunuzda bir süre sonra yorgun düşebilirsiniz.
Bir kişi size bir gün “seninle evlenirim” deyip ertesi gün “kimseyle evlenmem” diyorsa, bu dalgalanmanın sebebi sadece size dair değil, onun kendi iç dünyasındaki çatışmalara dair olabilir. Geçmiş ilişkilerindeki kırgınlıkların tekrarlanacağını düşünüyor, bu yüzden o da size karşı nasıl bir tutum sergileyeceğine karar veremiyor olabilir. Fakat her ne kadar nedenini anlamaya çalışsanız da, bu durumun sizi nasıl etkilediğini göz ardı etmemelisiniz. Çünkü anlamak, hak vermek anlamına gelmez; hele ki anlamak uğruna kendinizi ihmal etmeye başladıysanız...
Belki de burada durup kendinize şunu sorabilirsiniz: “Ben bu ilişkide kendimi nasıl hissediyorum?”
“Karşımdaki kişiyi seviyor olmam, bu hali sürdürmem için yeterli mi?” Kendi düşüncelerinizi bulabilmek, ilişkiden neler alıp neler verdiğinizi de analiz etmenizi sağlar. Belki de sessiz bir ortamda oturup, ilişkinizden aslında ne beklediğinizi üç maddeyle yazabilirsiniz. Sonra, arkadaşınızın size verdiği ve vermediği şeyleri dürüstçe, kendinizi eleştirmeden, olduğu gibi karşılaştırın. Yazarak yapacağınız bu düşünce çalışması belki de içinde kaybolduğunuz, anlamlandıramadığınız ilişkinizdeki eksik, olmasını istediğiniz yanları bulmanıza yardımcı olur.
Keşfettiğiniz bu düşüncelerden hangi sonuçları çıkardınız? Çözüm yollarınız nasıl olur? Bir düşünün. Bu sonuçları arkadaşınızla şeffafça paylaşmak belki de birbirinizi daha iyi anladığınız. Duygularınızı netleştirdiğiniz bir ortama dönüşebilir.
İlişkilerde netlik, bir lüks değil, ihtiyaçtır. Ama bazen en büyük çaba, gitmek olmayabilir; kalıyorsak da nasıl ve ne için kaldığımızı yeniden sorgulamaktır.
Sormak, paylaşmak isterseniz burada olacağım. Bazen bizi kararsızlığa düşüren düşünceler paylaşarak netliğe kavuşabilir.
Sevgilerle...
Guzel